İki katlı , tatlı bir bahçesi olan her yerinden mis gibi Çiçek kokuları gelen evimizin bahçesindeki kırmızı balkon takımlarını andıran sandalyede oturup kitabımı okuyordum. Güneş sıcaklığını yeni yeni belli etmeye başlamış tenime değen yerlerimde tatlı sıcaklıklar oluşturuyordu. Uzun zamandır aradığım huzur tam olarak buydu.
Kitabımın sayfasını çevirecekken evden gelen şiddetli bir sesle yerimde irkilerek bakışlarımı eve çevirdim. Ev tam anlamıyla sallanıyordu. Lakin garip olan sadece evin sallanıyor oluşuydu. Ne benim durduğum zemin ne de çevredeki başka bir şey sallanmıyordu. Ev daha da şiddetli bir sarsıntının ardından tuzla buz oldu. Gözlerimin önünde evim yıkılmıştı. Ne ayağa kalkabiliyor Ne de bağırabiliyordum . Sol gözümden düşen bir damla yaş elimden bırakamadığım kitabımın sayfasına damladı.
Islanan yere baktığımda okuduğum satırlar kalbimin ağrısını arttırdı.
Mutsuz başlamış bir hikayenin sonu ,gerçekte nadiren mutlu biterdi.
*
Nefes nefese uyandığımda hâlâ gördüğüm rüyanın etkisindeydim. Hızlıca ayağa kalkıp ışığı yaktım. Hızlı hızlı aldığım nefesler soluk borumu acıtıyor , beni daha da çaresiz kılıyordu. Odamdan çıkıp mutfağa ilerledim. Masada ki sürahiyi alarak direk kafama diktim.
Sürahiyi tekrar masaya koyarak yavaşça yere çöktüm. Ellerimle yüzümü kapatıp bir süre sakinleşmeyi bekledim. Duyduğum adım sesleriyle aceleyle elimi yüzümden çekip doğrulmaya çalıştım ancak ayaklarım birbirine takıldı ve yere çakıldım.
" Meyra " Karan koşar adım yanıma gelerek yere çöktü.
Kolumdan tutarak beni yavaşça doğrultup bir yerimde bir şey var mı diye inceledikten sonra gözlerime baktı. " İyi misin ?" Dedi endişeli bir ses tonuyla.
Kafamı aşağı yukarı sallayıp yerimde tamamen doğrularak ayağa kalktım. " İyi geceler " deyip ilerlemeye başlamıştım ki hızla yerinden kalkıp kolumdan tutmasıyla olduğum yerde kaldım.
Ona dönüp kaşlarımı çattım. " Ne oldu?"
" Biraz oturalım mı?" Demesiyle önce reddedip gitmeyi düşündüm ama şuan konuşmaya ihtiyacım olduğunu bildiğimden kabul ettim.
Mutfakta ki masanın başındaki sandalyeye o ,hemen sağındakine de ben oturmuştum. "Neden betin benzin attı ?"
" Kabus gördüm. Çok kötüydü. " dedim yutkunma ihtiyacı hissederek ama ne kadar su içmiş olsam da hala ağzımın içi kupkuru olduğu için yutkunamadım.
Gözleri bir süre gözlerimde kaldı. " Seni huzursuz eden bir şey mi var ?"
" Hayır , yok "
Eli masanın üzerinden bana doğru hareket ederek elimi tuttu .
" Kötü rüyalar gördüğün geceler hep benim odama gelirdin. İstersen bugün beraber uyuyabiliriz. " demesiyle bakışlarımı ellerimizden çekerek gözlerine sabitledim. Gözlerindeki geçmişe duyduğu acı özlem, hâlâ yerli yerindeydi.
Başımı sallayarak kabul ettiğimde yüzünde tebessüm belirdi.
Beraber kalkıp benim yattığım odaya ilerledik. Bugün herkes dedemgilde kalmıştı ama Selin babasıyla giderek bugün orada kalacağını söylediği için normalde eve gidecek olan Karan da annemin zoruyla burada kalmaya karar vermişti.
" Eğer rahat edemezsen kalmayabilirsin " dedim ona dönerek
" Olmam " dedi direk
Önce ben gidip yatağa yatıp yan tarafa kaydım. Sonrada o gelip yattı. Yataklar çift kişilik olduğu için rahat sığmıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEYRA
Teen FictionIssız bir sokakta yürüyorum , ayaklarım çıplak ve taşlar batıyor kesiyor toprak kanla karışıyor . Araba bile geçmiyor bu sokaktan tek ev görünmüyor ufukta unutulmuş terk edilmiş gibi kalakalmış öylece hiçlikte , benim gibi , ikimizde koca dünya da h...