Final Part 1

2K 96 13
                                    

5 yıl sonra

Diyarbakırın sıcağı da soğu da yakıcı olurdu. Kışlar hoyrat geçer kimseye acımaz , yazlarsa boğardı. Lakin alışınca taşına toprağına başka her yer el gelirdi.

Yine hoyrat geçen kış günlerinden birisindeydi Diyarbakır. Yeni yeni kar yağmaya başlamış, gökyüzü cömertçe armağanını yeryüzüne sunuyordu. Bu görüntüyü ne zaman görse ağzı açık kalıyordu Masalın. Onun için inanılmaz bir olaydı. Gerçek dışıydı.  Masasında ki resim defterini ve renk renk boya kalemlerini alıp camın kenarına geçti yeniden. En sevdiği şey resim çizmekti. Saatlerce oturup boyalarıyla haşır neşir olurdu. Önce gökyüzünü çizdi sonra kar taneleri yaptı her renkten ve en sonda da üç kişi çizdi anne baba ve çocuk birlikte kar topu oynuyorlardı. Her resmine eklerdi bu üç kişiyi bazen tavşan olarak bazen kedi, köpek hatta ağaç olarak ama bir şekilde olurdu o üç kişi orada.

Kapısı açıldığında yerinde sıçrayıp arkasına döndü.

" Kuzum birazdan Rüzgar abin gelecek üzerini değiştirelim de dışarıda biraz oynayın. "

" Anneanne ama resmim hâlâ bitmedi önce bunu bitirmeliyim." Yüzündeki kocaman gülümsemeyle torununa yaklaştı Leyla , eğilip saçlarını kokladı sonra kocaman öptü.

" Tamam sen bitir öyle değiştirelim birtanem." Gülümseyip kafasını salladı masal. Yeniden özenle çizdiği resmine döndü.

Kapının sesi duyuldu o sırada sonra adım sesleriyle konuşmalar birbirine karıştı. Belli ki bugün herkes gelmişti. Masal resmini sonunda bitirip kağıdı özenle masasına koyup dolabına doğru koşup kapağını açtı.

"Anneanne etek giyebilir miyim ?"

" Altına kalın külotlu çorabını giyersen neden olmasın?" Dediğinde ellerini birbirine çarpıp eteğini ve çorabını çıkarıp anneannesine götürdü. Güzelce giydirdi onu Leyla. Saçlarını taradı incitmeden ikiye ayırıp ördü. Kızınınkisini doya doya tarayıp örememişti belki ama torununkisini örüyordu.

Kazağını ve hırkasını da giyip koşarak dışarı çıktı Masal .

" Masal koşma düşersin. " Anneannesi bağırsa da koşmaya devam etti.

" Prenses" Gördüğü kişiyle gülüşü büyüdü Masalın .

" Dayı" diyerek açtığı kollarının arasına girdi Karanın.

" Etekleri de giymiş tam prenses olmuş benim güzel yeğenim. " diyerek boynundan öptüğünde gülerek geriye kaçırdı kafasını Masal .

" Ya dayı sakalların beni gıdıklıyor." Diyerek kafasını küçük elleriyle itelemeye çalıştı. Bu hallerini gören diğerleri kendilerini tutamayarak gülmeye başladılar.

" Sen Serkan dayına gel bebeğim bak ben sakalımı kestim ." Dedi yanaklarını göstererek Serkan.

Karanın kucağından inen Masal koşarak Serkana sarıldı.

" Bak Serkan dayımın hiç acıtmıyor " dedi Karana dönerek.

"Dayım sende hiç kolay bir şey istemiyorsun ki sakalsız çıplak gibi hissederim." Karanın serzenişine güldüler.

" Peki peki kesme ama o zaman sadece buradan öp. " eliyle yanaklarını gösterdi Masal.

" Dedem gel ben öpeyim oradan " Serkanın kucağından adeta atlayarak yere inip dedesine koştu Masal.

Dedesinin onun için açtığı kollarına atladı. Dedesi onu sarıp sarmaladı. Ayağa kalkıp etrafında döndü bir kaç tur. Konağın dört bir yanını Masalın kahkahaları sardı.

MEYRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin