Hayatta her mutsuz son küçük mucizelere gebeydi. Çünkü ben ne zaman mutsuz bir bitiş yaşasam,hayat bana düştüğün yerden kalk ve devam et der gibi yeni başlangıçlar bahşediyordu. Zaten kimsenin mükemmel hayatı yoktu , herkesin derdi farklıydı o yüzden hiçbir zaman kendi acılarımı büyütüp sanki dünyanın en mutsuz , şanssız insanı benmişim gibi davranmamıştım. Yaşadığım her şeyde sebep aramış bazen bulmuş, bulamadığımdaysa tecrübe demeyi tercih etmiştim. Hayatta her zaman iyi tecrübe edinilmeyeceğini de çok kez yaşayarak öğrenmiştim. Kötü tecrübeler insanın içinde küçük de olsa yaralar açıyordu ve o yaralar zamanlar birer boşluğa dönüşüyordu. Zaman o boşlukları kapatır mı yoksa büyütür mü bilmiyordum, tek bildiğim artık doyasıya yaşamak istediğimdi.
🌸
Piknikten sonra Berk beni eve bırakmış kendi yeniden yanlarına gitmişti. Bu hafta orada kalacaktı abisini özlediği için. Aslında Sedef abla bana da ısrar etmişti ama ben çiçeği bahane ederek reddetmiştim. O da pes etmeyip ertesi güne akşam yemeğine çağırmıştı. Ona da giderdim artık.
Eve geldiğim gibi üzerimi değiştirip direk yatağa attım kendimi .
" Bak bak eve geliyor da hiç yanımıza uğruyor mu ?" Çiçek söylenerek yanıma gelip yattı
" Ya çiçeğim öyle yoruldum ki direk yığıldım" deyip başımı omzuna koydum
" Ne yaptınız bakalım piknikte?"
" Yemek yedik , sohbet ettik , Barın üstteğmen de artık buradaymış "
" Ne güzel , peki senin niye böyle modun düşük?"
" Selin hamileymiş " deyip yeniden kafamı yastığa koydum .
" Hmm " dedi ne diyeceğini bilemez gibi
" Arayıp tebrik edecek misin?" Demesiyle dönüp ona baktım
" Sence aramalı mıyım ?"
" Öyle bir zorunluluğun yok canın nasıl istiyorsa "
" Yani bilmiyorum ayıp olur Seline tebrik etmezsem . Biliyorsun bana çok yardımcı oldu bir çok konuda " deyip küçük bir eş verdim.
" aması ne peki ?" Diye sormasıyla ona doğru döndüm.
" Karanla pekte konuşmadığımı biliyorsun yani aslında hepsiyle çok az konuşuyorum zaten ama o benim düğününe gelmemi çok istemişti hatta Diyarbakıra gelmek istemezsem İstanbulda bile yapabileceğini söylemişti ama ben proje ödevim var diyerek reddetmiştim. Ondan beridir eskisi gibi çabalamıyor fark ediyorum düğünden önce haftada en az bir kere arardı şimdi ayda bir kez arıyor cevap vermezsem başka aramıyor ya da buraya geldiklerinde hepberaber yemek yerken benimle nadiren göz teması kuruyor . Anladın işte sanki o da benden çoktan vazgeçti de ailesine ayıp olmasın diye göstermelik geliyor gibi yani arayıp tebrik etmem garip olabilir ."
" Öyle düşünme evet gerçekten çok çabaladığı için elbet kırılmıştır ama kimse kardeşinden bu yüzden de vazgeçmez. Belki başka sıkıntıları vardır bilemeyiz " demesiyle yerimde doğrulup telefonu elime aldım
" Haklısın o zaman arayayım " Hayatımda bu kadar kolay ikna olan insan görmedim .
Aslında Selini arayıp tebrik etmeyi düşünüyordum ama ani bir kararla Karanı aramaya karar vermiştim.
2. Çalışta açmasıyla derin bir nefes aldım.
" Alo , meyra " sesini duyduğumda garip bir şekilde özlediğimi fark ettim. Onca şeyden sonra bunu kendime yediremiyordum her seferinde özlem duygusunu içimden atacağım desemde seslerini duyduğumda imkansız hale geliyordu işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEYRA
Teen FictionIssız bir sokakta yürüyorum , ayaklarım çıplak ve taşlar batıyor kesiyor toprak kanla karışıyor . Araba bile geçmiyor bu sokaktan tek ev görünmüyor ufukta unutulmuş terk edilmiş gibi kalakalmış öylece hiçlikte , benim gibi , ikimizde koca dünya da h...