İntikamın yıldıran surları dikildi önüne.
Karanlığın kor suları döküldü üzerine.
İhanetin kör bıçağı saplanacak tenine.
Yalanlardan dikilmiş kuleler bir bir yıkılacak üzerine.O zaman başlayacak cana kast, edilemeyecek zapt.
༺༽♕༼༻
İlk günahı Havva işledi. İlk günah bir kadının dudaklarına değen bir meyvenin tohumuydu. Toprağa ekildiğinde Adem'de bu günaha ortak oldu. Yasak ağacın yasak meyvesi bozdu bütün düzeni. Günahların başlangıcıydı o meyve. Cennetten kovuldu Adem ve Havva, günahları uzandı bu topraklara. Alınan günahların, verilen canların, dökülen kanların, alınacak intikamların, işlenen suçların başı yasaklanan bir meyveye uzanıyordu. Şimdi her yanım zift dolu bir günahın parçalarıydı. Günahı artık işlemiyordum, günah bana işleniyordu ilmek ilmek. Ellerimdeki siyah tül eldivenler beyaz gül işlemeleriynen bezenmişti. Bugüne özel zarif bir kadın olmuştum. Tıpkı nadide bir çiçek gibi özene bezene hazırlanmıştım. Günah gibi görünmüyordum ama günahların en büyüğüydüm.
Üzerimde dizlerime kadar uzanan yırtmaçlı, koyu kahve renkte bir elbise vardı. İnce askıları omuzlarımı sarıyordu. Normalde özel yerlere katılırken beyaz renkten yana yaptığım tercihi istisna yaparak kahverengiye çevirmiştim. Çünkü bugün beyazlar içinde olması gereken kişi Ebru'ydu. Bedenimi saran kadife kumaşlı elbiseye yakışacağını düşündüğüm gül desenli gümüş bir broş takmıştım. Boynumda ise altın renkli, ucunda güneş motifi bulunan şık kolyem duruyordu. Saçlarımı topuz yapıp iki yandan perçem bırakarak nikaha tamamen hazır hale gelmiştim.
Siyah el çantamı alıp odamdan ayrıldım. Nikaha geç kalmak istemiyordum çünkü nikah şahitlerinden biri ben diğeri ise Kuvars'tı. Umarım öbürleri gitmek için hazırlardır. Dünden beri etrafta çılgın bi' koşuşturmaca dönüyordu. Neredeyse herkes nikah hazırlığı peşindeydi. Basamakları ince topuklularımla inerken oluşan tıkırtılarla otoritemi gösterdim. Çünkü sağlam yürüyüş, "Ben daha ayaktayım." demenin ikinci yoluydu. Topuklular üzerinde olmayı seviyorum. Geçen zaman diliminde olanlara gelecek olursak: Nilay üç güne yakındır bizdeydi ama konuşmak için onun bazı şeyleri hazmetmesini ve iyileşmesini bekliyordum. Dün yanıma gelip nikaha katılıp katılamayacağını sorduğunda olumlu yanıt vermiştim. Yanisi o da konuk olarak yanımızdaydı. Kafasının bir müddet dağılacağını umuyordum.
Merdivenler bittiğinde salondaki cümbüşün ortasına düşüverdim. Böyle manzarayla karşılaşacağımı bilseydim sanırım hiç inmezdim. Şu hale bak.
Kuvars elindeki üç tane renkli kravata bakarak Sandra'nın gözünün içine içine sokuyordu.
"Hangisi hadi karar ver!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAPT ET
Romans"Zapt et onu!" diye tüm şiddetiyle bağırdı Orhan. Yeşil gözlerinden ateş fışkırıyordu. Belki de onu hayatımda hiç görmediğim kadar kızgın görüyordum.Gözlerindeki öfke büyük bir taşkınlığa uğramıştı ve karanlıkta bir mum ışığı misali parlıyordu. Fak...