"Çok zamanı yok. Acil nakil yapılması lazım. Bunun için sıraya alınacaksınız. Lütfen ağlamayın. Allah'tan ümit kesilmez."
Bir doktor için bir genç kızın ölebileceği haberini vermek zordur. Fakat bir ailenin çocuklarının ölebileceği haberini almak daha da zordur. Önce şok olurlar. Sonra idrak edemezler. Daha sonra iliklerine kadar hissederler. İster istemez gözlerden yaşlar akar. Ama en acısı onun yokluğunu düşünmeye başlarlar. Sorsalar hiç düşünmeden canlarını verirler çocukları için. Ama o durumda ellerinden birşey gelmez. Bir insanın imkansız kelimesini bu denli hissetmesi acı verir insana.
Maggie daha gençliğinin baharında gencecik bir kızdı. Ailesinin bir tanesiydi. Hastalığı öğrenmeden bir gün önce okulun en gözde voleybol oyuncusuydu. Şimdi ise hastanenin en meşhur hastasıydı. Kalp nakli sırası beklemek bir insan için ölümden farksızdı. Herkes onun için üzülüyor, kimse onun için birşey yapamıyordu.
"Biraz hava almak istiyorum sadece. Burada nefes alamıyorum anne. "
"Tamam ben doktorla konuşayım. "
Hastanedeki 5. Ayında artık her müdahalenin detaylarını öğrenmişti. Kolundan serumu çıkardı ve annesini beklemeden dışarı çıktı. İstediği sadece birazcık hava almaktı ve bu, bu kadar kolay iken kendisi için zor olmuştu.
Bahçede birçok insan vardı. Kollarında serum olan yaşlı teyzeler,ameliyat olmuş genci yaşlısı hastalar,ağlayan insanlar, koşuşturan personeller.
Köşede sessizce oturan ve elinde telefonuyla konuşan biri gözüne takıldı. Yaklaşınca telefonla konuşmadığını kendi kendine konuştuğunu anladı. Yanına oturmak için izin istediğinde bir çift mavi göz ona anlamsizca baktı."Otur. Nasıl istersen.. "
Maggie oturup oturmamak arasında kararsız kalmıştı fakat çok yorgun hissediyordu ve diğer banklarda doluydu. Oturup sessizce etrafı izlemeye başladı.
"Allah'ım beş dakika rahat yok bana."Maggie şaşkınlıkla sesin geldiği oğlana tekrar döndü.
"Yardım edebileceğim bir şey var mı? "
"Yok. Şey.. Aslında var. Önüme doğru biraz eğilir misin? "
"Nasıl yan... "
Bir anda oğlanın kollarında kendini bulan Maggie, ne yapacağını bilemez halde durdu. Oğlanın nefesini hissediyordu fakat ne olduğunu anlamamıştı.
"Tamam gittiler. "
Maggie etrafına bakındı.
"Kim gitti? " diye sordu.
Oğlan Maggie'yi kendinden ayırmıştı.
"Doktorlar tabi ki. Beni arıyorlar. Biraz hava almak istiyorum sadece. Sence de hakkım değil mi hıı? "
"Tabi... Tabi hakkın. "
Uzun bir sessizlik oldu. Maggie birşey demesi gerekiyormuş gibi hissetti fakat demedi. Oğlan bunu hissetmiş gibi sakin ses tonuyla ona yaklaştı.
"İsmim Johan . Seninki ne? "
" Maggie . "
"Güzel isim. "
"Teşekkürler "
Bir uzun sessizlik daha...
"Neden buradasın?"
"Kalbim beni artık taşıyamıyor. Sen?"
"Kanserden. Tedavi görüyorum. Iyileşeceğimi söylüyorlar ama bilirsin. Kanserin son evresinde tedavi ile yaşamak çok düşük bir ihtimal. "
"Bana da kalp nakli gerekiyor. Ve kalbin bulunması büyük bir mucize. Ben de mucizelere inanmam. "
"Desene ikimiz de uçurumun kenarındayız. Biri bizi kurtarsın diye bekliyoruz."
"Sanırım. "
"Gitsem iyi olacak. Doktorları daha fazla üzmeyeyim. "
"Ben de gideyim. Annem meraktan ölmüştür."
Ikisi de banktan kalktılar. Maggie tam arkasını dönmüştü ki birden kolundan çekildi. Arkasını döndüğünde aynı mavi çift göz, gözlerinin içine bakıyordu ve ona hayatı boyunca hatırlayacağı o cümleyi söyledi:
"Mucizelere inan. Mucizeler var. Ben inanıyorum. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR KALBİN HİKAYESİ (tamamlandı)
RomanceHasta bir kız. Tesadüfen karşılaştığı bir çocuk. Ve birbirine geçen hayatlar. Bu hikayede mucizeye herkes inanacak Ve Bu hikayede herkesin kalbi çok acıyacak..