BÖLÜM 12

6K 435 0
                                    

Maggie eve geldiğinde annesi bilgisayar başında çalışıyordu. Yorgun gözüküyordu ama bu işi bu akşam açığa kavuşturmalıydı.

"Anne ben geldim. "

"Hoşgeldin tatlım. Şu işe dalmışım geldiğini duymadım. Ne zaman geldin? "

"Şimdi. "

Annesinin yanağına bir öpücük kondurdu ve ellerini onun boynuna doladı.

"Seninle birşey konuşmak istiyorum. Müsait misin? "

"Konuşuruz canım aç mısın önce yemek ye. "

"Aç değilim."

Annesi sandalyesini Maggie'ye doğru döndürdü.

"Pekala. Ne konuşmak istiyorsun? Neyle ilgili bakalım?"

"Lincoln hakkında."

"Lincoln mu? Okulda karşılaştınız mı? Konuştun mu? "

"Konuştum desem bana anlatacak bir şeylerin olur mu? "

"Konuşmuşsun. Neler anlattı?"

"Onun değil senin neler anlatacağın önemli. Anne bak yalan söylemeyeceğini biliyorum. Lütfen bana herşeyi anlat. Ben de sana bilmediğin şeyleri anlatayım. "

"Peki. Senin beni beklemeden bahçeye çıktığın bir gün vardı hatırlıyor musun? Çok korkmuştum neredesin diye.."

Annesi Johan'la hastane bahçesinde tanıştığı günden bahsediyordu.

"Evet hatırlıyorum. "

"O gün odanın önünde Lincoln gördüm. İçeri girip girmemekte tereddüt ediyor gibi görünüyordu. Sana o kadar acı yaşattıktan sonra seninle görüşmesine müsade edemezdim. İçeri girmemesi gerektiği daha cok acı çekeceğini anlattım. Artık hayatında olmaması gerektiğini söyledim. Bana kızabilirsin ama benim düşündüğüm sendin."

"Biliyorum. Beni düşünüyorsun. Ama olayın başka bir aslı varmış anne. "

"Ne gibi?"

Maggie bütün olayı annesine anlattı. Annesi düşündü.

"Yaptığı senin için büyük fedakarlık hayatım. Sen üzülmüşsün ama o da üzülmüş olmalı."

"Biliyorum. Fakat ne yapacağımı bilmiyorum. "

"Zor bir durum. Eğer seviyorsan sen bilirsin. Benim için değişen bir şey yok. Sen yeter ki mutlu ol."

"Teşekkür ederim anne. "

Annesini öpüp odasına çıktı. Üzerini değiştirmeden yatağına yattı. Bugün yaşadıklarını eski kalbi olsa kaldırmazdı. Şimdi yeni kalbi bunlara sağlam göğüs germişti. Aslında düşünmesi gereken şey Lincoln'dü. Ama o Lincoln'den çok Johan'ı  düşündü. Bahçede yaşadıklarından sonra hiç yüzüne bakmamıştı. Çıkışta da hızla sınıftan çıkmış ve kimseyi görmemişti. Düşüncelerin arasında uyuyakaldı.

Sabah uyandığında saatin kaç olduğuna baktı. Sabah daha 4'tü. Erkenden uyuyakaldığı için erkenden kalkmıştı. Telefonunda Carol'dan gelen birçok mesaj vardı. Akşam ödev yapmak için toplanabilirlerdi fakat kendisi uyuyakalmıştı.

"Özür dilerim. Uyuyakalmışım. Sabah görüşürüz. "

Telefonundaki diğer bir mesaja baktı. Tanımadığı bir numaradan yazılmıştı.
"Yarın 6'da bahçede buluşalım. J. B. "

Johan olduğunu anlaması iki dakika sürmüştü. Hemen kalkıp hazırlanmaya başladı. Evden çıktığında annesi uyuyordu. Masanın üzerine " Bugün erkenden çıkıp okula gidiyorum. Seni seviyorum. " yazmıştı. Böylelikle annesi kendisini merak etmeyecekti.

Saat 6'da okulun bahçesine giriyordu. Johan ortalarda yoktu. Merdivenlere oturup gelmesini bekledi. Kendisiyle dün hakkında konuşacağını anlamak güç değildi. Neden yaptığını, ne istediğini, kendisini tanıyıp tanımadığını sorup öğrenecekti.

" Selam erkencisin. " dedi bir ses arkasından. Hızla döndü. Ama bu Johan değildi.

BİR KALBİN HİKAYESİ (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin