7. bölüm |M|

428 38 102
                                    

Günümüz

"Aman Tanrım! Burası leş gibi testesteron kokuyor!"

Hyejin, eve girdiğinde yüzüne çarpan kokuyla neredeyse kusmak üzereydi. Midesini tutarak yavaş adımlarla salona girdi ve etrafını incelemeye başladı; orta sehpanın üstünde birçok boş ve devrilmiş içki şişeleri, kül tablasından taşmış izmaritler, üzerinde yeni oluşumlar başlamış olan yemek artıkları vardı.

Nefes almak daha önce hiç bu kadar zor olmamıştı.

Sehpanın üzerinde duran siyah bir şey gözüne çarpınca, uzun tırnaklarıyla ucundan tutup kaldırdı ama çorap olduğunu anlayınca elektrik çarpmış gibi kısa bir çığlık atarak geri bıraktı.

"Eğer dişlerimi yeni fırçalamamış olsaydım ve canım sevgilimi öpmeyecek olsaydım, kesinlikle tam buraya saframı bırakırdım. İğrenç erkekler!"

"Cinsiyetçi yorumlar yapma, Hyejin."

Hyejin, merdivenlerden inen, üstü çıplak ve silahı tam olarak kendisine nişan alan Jimin'i gördüğünde korkudan çığlık attı.

"Bağırmasana kızım!"

"Jimin, çıplaksın ve bu çok korkunç!"

Jimin gözlerini devirerek merdivenlerden inerken silahını iç çamaşırına sıkıştırdı. Hyejin'e silah doğrulttuğu için değil, üstü çıplak olduğu için bağırmıştı. Yüzünü elleriyle örtmüş ama parmak aralarından kendisine bakmaya çalışan arkadaşına karşı güldü. "Seni görebiliyorum aptal." 

"Of," diye sızlandı Hyejin, ellerini yüzünden çekerken. "Gerçekten Namjoon dışında erkek bedenine tahammül edemiyorum." Jimin'in göğüs ucunu sıktı ve alayla ekledi: "Ama sen de fena değilsin."

Jimin göğüs ucunu acıyla tutarken, diğer eliyle Hyejin'in eline vurdu. "Ne sıkıyorsun salak! Sanki ilk defa görüyorsun!"

"Hoşuma gidiyor." Hyejin kıkırdadı. "Sana bakmaya geldim ama ne kadar pişman olduğumu bilemezsin..." Salona tekrar baktığında midesi tekrar bulandı ve Jimin'e döndü. "Namjoon'un neden ayık olmadığını şimdi anlıyorum."

Jimin, kanepenin üstünde duran pantolonu giyerken, "Kahve yap, başım çatlıyor," dedi.

"Rica, güleryüz, nazik olmak... bunlar nerede, Jimin?"

Hyejin parmaklarıyla teker teker sayarak sorarken, Jimin derin bir nefes vererek kanepeye oturdu. "Lütfen, Hyejin."

"Aferin sana kuçu kuçu."

Hyejin gülerek, kıvırta kıvırta mutfağa giderken, elleriyle yüzünü sıvazladı ve saçlarını geriye taradı. Salona kısaca baktığında, gerçekten facia bir durumdaydı. Hyejin iki fincan kahveyle geri döndüğünde hemen elinden alıp sıcak olmasına rağmen büyük bir yudum aldı.

"Mutfak temizdi..." Hyejin koltuğa bacak bacak üstüne atarak oturdu ve Jimin'e döndü. "Bu çok ilginç."

"Hyejin, çok istiyorsan temizle ama anladım, evim pis."

"Elimi bile sürmem! Hem sen daha pis duruyorsun, saçların harika kızartmalar için uygun bir seviyede ve nefes alıp verdikçe alkol kokan nefesinle ben sarhoş olmak üzereyim."

Clandestino | Jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin