Beşinci Bölüm

23 7 0
                                    

Serin gece havası Alapati'nin tüylerinin arasından akıp gidiyordu. Yukarıda, yarım ayın berrak bir gökyüzünde süzüldüğünü biliyordu. Akıl hocası Yapraknehir Rüzgâr Kabilesi bölgesini Şimşek Kabilesi'nden ayıran nehri takip ederlerken yanında yürüyordu.

Alapati'nin karnı beklentiyle çalkalandı. Kaya onunla Ayhavuzu'ndayken konuşacak mıydı? Yalnızca Yıldız Kabilesi kedileriyle rüyalarını paylaşabileceği düşüncesi kuyruğunun sabırsızlıkla seğirmesine neden oldu. Sonuçta Yıldız Kabilesi çok da önemli değildi. Onlar sadece farklı bir yere taşınan kabile kedileriydi. Kehanet onun pençelerinde yıldızların gücüne sahip olacağını söylemişti. Bu Yıldız Kabilesi'nden daha güçlü olacağı anlamına geliyor olmalıydı, öyleyse neden rüyalarında onlarla birlikte yürüyerek zaman harcasındı ki?

Bir zamanlar Ayhavuzu'nda toplanmış olan kadim kedileri bulmak için daha geriye gitmesi gerekiyordu. Kaderini bulmasına yardım edecek, gerçekten güçlü kediler olsalar gerekti.

Bu Aslanpati ve Püskülpati'nin de kaderi. Alapati zihninin bir köşesinde fısıldayan küçük sesi görmezden gelmek için elinden geleni yaptı. Erkek ve kız kardeşinin kendi güç kaynaklarını bulmaları gerekecekti. Bir hekim kedi olarak seçilmişti, bu yüzden onun için doğru yol bu olmalıydı.

"Yapraknehir, bizi bekle!"

Uzaktaki ses Rüzgâr Kabilesi bölgesinden gelmişti. Yapraknehir durdu ve Alapati onun yanında bekledi. Havayı tadarken üç kedinin kokusunu aldı: Kabukyüz ve Kerkenezpati ile Nehir Kabilesi bölgesinden bu tarafa gelirken Rüzgâr Kabilesi kedileriyle karşılaşmış olması gereken Söğütpati.

"Güvekanat nerede?" Diğer hekim kediler onlara yetişirken Yapraknehir endişeyle sordu. "Hasta olmadı, değil mi?"

"Hayır, o iyi," diye yanıtladı Söğütpati. "Ama Kayıntüy'de enfeksiyon kapmış bir arı sokması var, bu yüzden Güvekanat kampta kalıp ona göz kulak olmasının daha iyi olacağını düşündü."

Hah! Alapati düşündü. Ve kirpiler de uçuyor! Güvekanat'ın neden çırağının yanında olmadığını tahmin edebiliyordu. Enfekte olmuş savaşçı sadece bir bahaneydi. Güvekanat'ın Yıldız Kabilesi ile hiçbir bağlantısı yoktu. Ayhavuzu'na kadar boşuna yürümek yerine ininde iyi bir gece uykusu çekebileceğine karar vermiş olmalıydı.

"Merhaba Alapati," diye miyavladı Söğütpati. Sesi soğuk ve kibardı.

"Merhaba Söğütpati." Tamam, benden hoşlanmadığını biliyorum. Ben de sana o kadar hayran değilim.

"Merhaba Alapati!" Kerkenezpati'nin sesi kulağa daha dost canlısı geliyordu. "Av Şimşek Kabilesi'nde nasıl koşuyor?"

Alapati, "İyi, teşekkürler," diye yanıtladı.

Söyleyecek başka bir şey düşünmesine gerek kalmadan, arkalarındaki başka bir kedinin güçlü Gölge Kabilesi kokusunu aldı.

Küçükbulut nefes nefese, "Sizi kaçırdığımı sanmıştım," dedi.

Yapraknehir, "Seni beklerdik," diye miyavladı.

Kediler Ayhavuzu'na doğru yola çıktı. Alapati, Kerkenezpati'nin yanında ilerlediğini hissetti. "Hey, Alapati," diye başladı, "Kör olmak nasıl bir şey?"

Görmüyor musun, fare beyinli! Alapati bu aptal soru karşısında boynundaki tüylerin diken diken olduğunu hissetti. "Her şey karanlık. Ama duyabiliyor ve koku alabiliyorum, bu yüzden yolumu bu şekilde buluyorum."

Savaşçı Kediler Üçün Gücü 3- DışlanmışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin