Yirmi Birinci Bölüm

22 6 0
                                    

Aslanpati duyduklarına inanamıyordu. Falcı yardım etmelerini istemiyor muydu? Tamamen fare beyinli miydi?

Klan lideri Pençe ve Gece'yle yüzleşmek için hızla döndü. "Siz ne yaptınız?" diye sordu tükürürcesine.

Aslanpati, Pençe'nin yutkunduğunu gördü. "Biz... Biz kabileleri bulmaya gittik," diye kekeledi, bir pençesiyle gergin bir şekilde mağara zeminini çiziyordu. "Yardım getirdik..."

Gece, "Bunun yapabileceğimiz en mantıklı şey olduğunu düşündük," diye ekledi.

"Yanlış düşünmüşsünüz!" Falcı'nın sesi yumuşaktı, öfkeyle titriyordu. "Yemek bulmak için avlanmanıza ihtiyacımız vardı ama siz klan arkadaşlarınızı terk ettiniz. Kabilelere zayıflığımızı söylediniz. Ve bu fazladan ağızları beslenmeleri için getirdiniz. Mağaramıza adım atmaya nasıl cesaret edersiniz? Hiçbiriniz burada hoş karşılanmıyorsunuz."

Aslanpati ve diğer çırakları mağaraya kadar takip etmiş olan Fırtınatüy ve Irmak, Falcı'nın önüne gelinceye kadar ilerlediler. Yaşlı kedinin gözleri kısıldı. "Siz öldünüz!"

Fırtınatüy çekinmedi. "Hayır, ölmedik. Ve sen ne düşünürsen düşün, biz hâlâ Çağlayan Su Klanı'na sadığız."

Irmak, "Bırak size yardım edelim," diye yalvardı.

Ancak Falcı'nın gözleri kayalar kadar soğuktu. "Sizi haklı bir sebeple dağlardan kovdum. Bunu canım istediği için yaptığımı mı sanıyorsunuz? Hayır. Atalarımız öyle istedi."

"O halde atalarımız yanılmış." Irmak'ın kehribar rengi gözleri parladı. "Klan, biz ayrıldığımızdan beri çok daha fazla acı çekmiş. Davetsiz misafirler artık daha da kibirli. Buraya gelirken onlardan bir grupla karşılaştık. Sanki dağlar onların topraklarıymış ve isterlerse bizi uzaklaştırabilirlermiş gibi davranıyorlardı."

Fırtınatüy, "Yardım etmeye geldik," dedi ısrarcı bir biçimde. "Bize ihtiyacın var."

"Size ihtiyacım mı var?" Falcı küçümseyerek tekrarladı. "Ne yapabileceğinizi düşünüyorsun? Zaten çok fazla kedi yaşamını yitirdi, çok fazla kan döküldü ve bu sizin yaptıklarınız yüzünden oldu. Bize topraklarımızı savunmak için güç gösterisi yapmamız gerektiğini söylediniz ama işe yaramadı."

"Çünkü bir bölgeniz yok," diye belirtti Böğürtlenpençe, Fırtınatüy'ün yanında durmak için ileri doğru bir adım atarak. "Sınırlarınızı işaretlemeniz gerekiyor."

"Bunu asla yapmayacağız!" diye tersledi onu Falcı. "Klan böyle bir yol takip etmiyor ve Fırtınatüy de bunu biliyor."

Fırtınatüy başını eğdi. Aslanpati, Püskülpati'yle bakıştı ve kendi öfkesinin kız kardeşinin gözlerine yansıdığını gördü. Bu yaşlı kedi, Fırtınatüy'ü klandan sürmekle kalmayıp, geri dönüp sunduğu yardımı da reddediyordu, daha ne kadar aptalca davranabilirdi?

"Fırtınatüy en iyisi olduğunu düşündüğü şeyi yaptı," diye araya girdi Sincapkuyruk, yeşil bakışları kızgınlıkla parlıyordu. "Pençe ve Gece de öyle. Yardım istemelerinde utanılacak bir şey yok. Yoksa çok gururlu olduğun için klanın ölmesine izin mi vermeyi tercih ediyorsun?"

Falcı kızıl dişi kediye doğru bir adım attı, boynundaki tüyler diken diken olmuştu. Aslanpati, klan lideri annesine saldırmaya kalkarsa diye atlamak için kaslarını gerdi.

Sonra yaşlı kedinin kuyruğu sarktı ve omuzlarındaki kürk yeniden düzleşmeye başladı. "Sonsuz Av Klanı bana kabilelerden yardım kabul etme konusunda hiçbir işaret göndermedi." Böğürtlenpençe'ye dönerek ekledi: "Sana veya kabile arkadaşlarına saygısızlık etmek istemem. Geçmişte size ne kadar şey borçlu olduğumuzu biliyorum ve şimdi de iyi niyetli olduğunuza inanıyorum."

Savaşçı Kediler Üçün Gücü 3- DışlanmışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin