Yirmi Üçüncü Bölüm

30 7 0
                                    

Aslanpati, klan kedilerinin küçük gruplara ayrılmalarını izledi.

Kendilerini hazırlasalar iyi olur, diye düşündü. Falcı bir kez karar verdi ve artık iş Böğürtlenpençe'de.

Yine de Uçurum'un herkesin önünde konuşma cesaretinden etkilenmişti ve mağara muhafızı ile babası arasındaki karşılıklı saygı onu memnun etmişti. Uçurum güçlü ve cesur bir kediydi, doğru eğitimle harika bir savaşçı olabilirdi.

Esintipati, "En azından bu kadar yolu boşuna gelmedik," dedi. "Yakında bu kedileri şekle sokacağız. Onlara hemen şimdi Dağ Kabilesi demeye başlayabiliriz."

Püskülpati, "Bunu bir klan kedisinin yanında söylersen kulaklarını koparır," diye tısladı.

Aslanpati ona "Onu görmezden gel," dedi. "Eğer aptalca davranmak istiyorsa..."

Böğürtlenpençe'nin onlara doğru ilerlediğini görünce sustu. Esmer tekir, "Size göre bir işim var," diye miyavladı.

Aslanpati ayağa fırladı, kuyruğu havaya kalktı. Sonunda!

"Siz üçünüz oldu-olacakları bazı dövüş hareketleri konusunda eğitebilir misiniz?" diye sordu Böğürtlenpençe.

Aslanpati, "siz üçünüz" lafının Alapati'yi değil Esintipati'yi kapsadığını fark edince biraz irkildi. Üç çırak birbirlerine baktı, Esintipati ile olan çekişmelerini unutmuşlardı.

"Elbette." Aslanpati başını salladı. "Yardım etmekten memnuniyet duyarız."

Mağaranın oldu-olacakların beklediği kısmına doğru babasını takip ederken, veda etmek için kuyruğunun ucunu Alapati'nin omzuna dokundurdu. Alapati bunu fark etmemiş gibi görünüyordu, düşüncelere dalmış halde mağaranın duvarına bakıyordu.

Böğürtlenpençe, "Her kedi, hatta avcılar bile temel dövüş konusunda eğitilecek," diye açıkladı. "Mağara muhafızlarına sınır devriyelerinin sorumluluğunu vereceğiz. Onlar en güçlü kediler ve bazı dövüş tekniklerine sahipler ama yine de daha iyi bir eğitime ihtiyaçları var."

Püskülpati, "Henüz sınır yok," diye belirtti.

Böğürtlenpençe kuyruğuyla onun kulağına dostça vurdu. "Yakında olacak."

Oldu-olacaklar mağaranın kendilerine ait kısmında bir küme halinde toplanmıştı. Hepsi yaklaşan Böğürtlenpençe'ye ve çıraklara bakmak için döndü.

"Merhaba," diye miyavladı Çakıl, başını Böğürtlenpençe'ye doğru eğip bir patisini uzatarak.

"Selam," diye yanıtladı Böğürtlenpençe. "Sanırım Aslanpati, Püskülpati ve Esintipati ile zaten tanıştınız. Size dövüş teknikleri konusunda biraz eğitim verecekler."

Aslanpati'yi dehşete düşürecek şekilde, oldu-olacakların hiçbiri bundan memnunmuş görünmüyordu. Birbirleriyle fısıldaşmaya koyuldular. Aslanpati şu sözleri yakalayabildi: "...sadece bizim gibi olanlar."

"Serpinti ve ben avcıyız," dedi Çığlık cesurca ve kuyruğunu yanındaki açık kahverengi dişi kediye doğru salladı. "Biz öyle şeyler yapmayız."

Böğürtlenpençe ona "Bütün klan 'öyle şeyler' yapacak," dedi.

Aslanpati, "Bu sizin iyiliğiniz için," diye ekledi.

Çığlık ona baktı.

"Haydi," diye miyavladı Püskülpati ikna edici bir şekilde. "Eğlenceli olacak. Ve eğer davetsiz misafirler size saldırırsa, kendinizi savunmanız gerekecek."

Savaşçı Kediler Üçün Gücü 3- DışlanmışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin