Öncelikle bizim ile röportaj yapmayı kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz.İzniniz ile başlıyorum.
Asıl ben teşekkür ederim, tabii buyrun bakalım sorularınızla.
SORU-1)Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Adım Reyhan, 18 yaşındayım. Cok büyük bir ailenin en küçük kızlarıyım ve Almanya'da yaşıyorum. Çizim, Voleybol ve Kitaplar vazgecilmezim, onlar olmasa yaşayamam. Çevremde çok fazla insan vardır, komik ve sempatik olduğumu söylerler. Benimle tanışmayanlar başta önyargıyla yaklaşsa da, bu sonradan genellikle değişiyor. Yani bir şekilde sevdiriyorum kendimi sanırım. Arkadaşlarıma, Aileme ve en önemlisi okuyucularıma çok önem veren birisiyim.
SORU-2)Hikayeye nasıl başladın?
Yıllar önce bir Facebook sayfasında paylaştığım FanFic hikayem vardı, hatta hatırlıyorum baya ilgi görüyordu. Ilk hikaye girşimim o zaman başlamıştı ama şimdiki yazım tarzımla kıyaslanmayacak kadar kötüydü bunu da belirtmek isterim. Daha sonra bırakmıştım bu işleri, bir rahat 3 sene yazmamışımdır ama iykide yazmamışım diyorum. Kendimi kitap sayfalarının arasına gömüp, okuyabileceğim ne kadar kitap varsa okudum. Daha sonra çok ilginc bir şey oldu ve temizlik esnasında aklıma bir kurgu geldi. Genellikle kafamda zaten çok fazla kurgu dolaşır ama ilk defa beni tekrardan yazmaya itecekek kadar gizemli karakterler çıktı ortaya. Bunu Çisem adında bir arkadaşıma bahsettiğimde, o da bana destek çıkarak paylaşmamı sağladı. O an anladım ki, bu üç sene içerisinde hem kelime haznem genişlemiş hem de Türkçe yazımım düzelmişti. Içimde her zaman bir yazma isteği vardı fakat sürekli doğru zamanı bekliyordum, böylelikle yıllarca edindiğim deneyimleri kelimelere dökebilecektim.
SORU-3)Yeni bir kitaba başlamayı düşünüyor musun?
Şu an paylaştığım "Karanlık" adlı hikayemin kurgusu çok karışık ve beni epey yoruyor. Ilk önce ona laik olan bir final yazmak istiyorum ve sanırım ondan sonra kısa bir mola veririm. Yukarıda da belirttiğim gibi, kafamda bitmek bilmeyen bir kurgu denizi var ve elimi içine her daldırdığımda yeni karakterler keşfediyorum. Eminim bu hikayemden sonra daha iyi ve güçlü bir kurguyla geri döneceğim. En büyük hedeflerimden bir tanesi, sınırları zorlayıp okuyucularımı her bir kitabımla biraz daha şaşırtmak.
SORU-4)Ne tür kitapları seversiniz?
Anlatımı ve kurgusu güzel olan her türlü kitabı okurum. Fazla seçiciyimdir aslında, bu hikaye olsun veya kitap fark etmez, içinde geçen bir cümle bana saçma gelirse okumayı hemen bırakırım. Ama mesela basit bir bad boy - good girl hikayesinden alışılmadık olaylarla karşılaşırsak veya anlatımı gerçekten çok iyi ise, klişe bir kurgusu var diye önyargıyla yaklaşmam ve okurum. Ne olursa olsun bir emek var ortada, kitapları analis etmeden hak ettiği değeri verip vermeyeceğimizi bilemeyiz.
SORU-5)En sevdiğiniz bay/bayan kitap karakteri kimdir?
Geceleri uyku tutmadığında oturur gece lambasını takar ve kitap okurum. Eğer kitabı sonuna kadar okuyup bitirdiğimde ve karakterlere fazlasıyla hayran kaldığımda, isimlerini lambamın üstüne yazarım. Karanlık gecelerimi aydınlatan bir çok karakter var, saymaya başlasam bitmez ama şu da bir gercek ki, ismini çok kalın harflerle yazdığım bir kitap karakteri var o da; Patch Cipriano.
Ben de hem anlamı büyük, hem de okuduğum onca kitapdan sonra terredütsüz ismini söyleyebileceğim ve çok sevdiğim bir erkek karakter. Bayan olarak ise; Violet Ember karakterini çok seviyorum.
SORU-6)Örnek aldığınız birisi var mı? Adı nedir?
Örnek aldığım çok fazla yazar var ama açık ara farkla bunun Stephenie Meyer olduğunu söyleyebilirim. Bana hem okumayı sevdiren, hem de içimdeki yazarı ortaya çıkaran kitapları sayesinde buralara kadar geldiğimi düşünüyorum. Tabii bununla da sınırlı değil, FanFic yazma girişiminde bulunduğumda kendime çok özel bir yazarı örnek alıyordum adı Elif Feyza, kendisinin de Watty'de bir hesabı var ve hâlâ oturur onun o muhteşem kalemiyle yazılan FanFiclerini okurum.
SORU-7)Kitaplarda klişe olaylar mı yoksa alışılmadık olaylar mı daha çok ilginizi çeker?
Hmm, bazen kitaplarda şu klişe olarak adlandırdığımız olaylar kitabın olmazsa olmazı oluyor. Ah, bu çok klişe desek de hikayenin tuzu biberi olabiliyorlar. Ama tabii ki alışılmadık olaylar benim ilgimi her zaman daha çok çeker. Klişelerde çoğu zaman yaptığım o göz devirmenin yerini, sabırsızlık ve heycan alır.
SORU-8)En sevdiğiniz şarkı nedir?
En sevdiğim şarkı yoktur, yani doğruyu söylemek gerekirse şarkı konusunda pek de bir bilgim yoktur. Kulağa hoş gelen her tarz müziği dinlerim.
SORU-9)Kitaplarınızı yazarken size yardımcı olan kişiler oldu mu?
Başlarda yazımımdan dolayı zorlandığım için Çisem, çok yardımcı olmuştu ama sonradan her şeyi oturtuğumda kendi başıma devam ettirdim. Kurgum çok karışık olduğu için bazen ben bile zorlanıyorum olayları bağlaştırırken. O yüzden dışarıdan birisi fazla yardımcı olamıyor. Tüm bölüm kurguları beynim de kayıtlı ve sadece kelimelere dökülmeyi bekliyorlar. Karakter seçimi yönünden Çisem olsun veya okuyucularım çok fazla yardımcı oluyorlar, onlara buradan bir kez daha teşekkür etmek isterim.
SORU-10)Sizce mutlu sonlar mı yoksa mutsuz sonlar mı daha güzeldir?
Mutlu sonlar adı üzerinde insanların son satırları okurken yüzünde bir gülümsemeyle kitabı bitirmelerini sağlar. Ama ben çoğu kitabı bitirdikten sonra yüzümde bir tebessüm yerine, gözlerimin dolmuş olmasını tercih ederim. Aklımda eğer bir son kalacaksa ve ben günlerce bunun etkisinden çıkamayıp etrafda boş boş dolanacaksam, bunun sebebi kötü sonla biten kitaplardır.Unutulmayan ve akılda kalan sonlar her zaman kötü sonlardır, mutlu sonlar hayatımızda olan tüm güzel anılar gibi silikleşip gider.
Geçen hafta yazarımızın doğum günüydü.Geç oldu ama güç olmasın.Doğum günün kutlu olsun Reyhan abla.Bu arada 2K olmuşuz.Teşekkür ederiz :D Lütfen yorum ve votelerinizi eksik etmeyin.Hayırlı Ramazanlar^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WATTY RÖPORTAJLARI
Non-FictionBize farklı dünyaların anahtarlarını veren kişileri tanımak ister misiniz?