"Aldatıyorsun be beni gözümün içine baka baka o kadının koynundan çıkıp bana geliyorsun, susuyorum, sabır ediyorum, ama bıktım, duydun mu?"
"Bunu biliyordun,evlendiğin gündem beri biliyordun,şimdi zoruna giden ne?"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Üzerimi son kez düzelteyim de arkamı dönerek gergince yerinde oturan savaşa doğru baktım, gözlerimiz anında birleşti
"Sakin olur musun neden bu kadar gerildiğini anlamıyorum savaş alt tarafı bir yemek."
"Babamın seni aradığımdan haberim olması gerekiyordu ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum."dedi sitemle oturduğu yerden kalkarak kendini camın önüne atarak sokağı izlemeye başladı.
"Baban sadece seninle abinin bir araya gelmesini istiyor babanın doğal hakkı bu, lütfen sakin olur musun Savaş." Dedim.
"Abimin nasıl bir insan olduğunu bilmiyorsun Doğa, nasıl bir hesap içinde olduğunu hiç anlayamazsın, babamı da etkisi altına aldıysa eğer onun gözünü boyadıysa." Kendi kendine konuşuyor gibiydi.
"Tamam gitmeyelim, yeteri kadar huzursuzsun,senin mutsuz olduğunu yerde olmak istemiyorum,benim zorum ile gitmeni hele hiç istemiyorum Savaş." Dedim, kafamı kaldırarak bakışlarımı o güzel yüzünde gezdirdim her datayını ezberlemek istercesine baktım.
Elimi elinin içine alarak beni kendine doğru çekti.
"Doğa, Doğa, Doğa gül bahçem, gül kokulum, böyle bakıyorsun ya yemin ederim içime sokasım geliyor seni, defalarca öpmek, defalarca sevmek istiyorum."utançla başımı göğsüne yasladım, yanaklarımın kızardığına emindim, böyle şeyler dediği zaman ne yapacağımı bilemiyordum, nasıl davranmam gerektiğini de.
"Çok güzelsin Doğa çok." Kollarını bana sarıp sımsıkı sarıldı aynı şekilde karşılığı bende vererek ona sarıldım.
"Savaş." Dedim,daha fazla beni utandırmasını istemiyordum.
"Peki o zaman şu yemeğe davet gidelim bakalım." Mutlu olmuştum, babası bu gece Savaşın o masada olmasını istediğini söylemiş bana da çok ısrar etmişti.
Heycanla hızla kafamı kaldırdım, bakışlarımız kesiştiğinde dudaklarımız neredeyse birine değecekti,benim yutkunmam ile savaşın bakışları dudaklarıma düştü.
O kara gözleri sanki biraz daha koyulaşmıştı.
"Doğa." Dedi fısıldar gibi.
"Seni öpsem bana kızar mısın?" O kadar masum sormuştu ki bu soruyu gülümsedim.
"Savaş." Dedim,beni öpmesini istiyordum ama buna hazır değildim, ben bu duygulara yabancı bir kadındım savaşım bile bana şu an merhamet göstermesi benim için o kadar değerliydi ki bunu kelimelerle anlatamazdım.
"Geç kalacağız gidelim mi?"bakışları dudaklarından gözlerime çıktı uzun uzun baktı gözlerime bir an hiç konuşmayacak zannettim , olumluca salladı kafasına ondan ne kadar uzaklaşmak istemesem de adamı giderek çantamı aldım.
