8.bölüm

7.5K 246 41
                                    

Gergince ellerimi birbirine sürterek bir kez daha karşımda duran adama baktım çok gergindim burada olduğum ve onun karşısında olduğum için ne yapacağımı bilemiyordum evet ona yardım istemeye geldim ama bana yardım edecek miydi? neden güvenip gelmiştim ki buraya benim buradan ne işim vardı?

Karşındaki sehpaya koyulan kahve ile başımı yerden kaldırdım, ellerin sonunda olduğunu tahmin ettiğim tonton bir teyzeidi kahveyi koyan "afiyet olsun."dedi ona gülümseyerek sehpanın üzerindeki kahveyi alarak Bir yudum aldım biraz olsun gerginim gitmesini sağlamak istedim.

"Daha iyi misin?" Kahveyi avuçlarımın içinde sabitledim, başımı olumlu anlamında salladım.

"İyim,seni de rahatsız ettim, habersiz geldim kusura bakma lütfen."

"Olur mu öyle iyi ki geldin Doğa iyi ki."

Derince yutkundum ona umut vermek istemiyorum,burada ki amacım dan farklı bir sebep çıkarmasını da istemiyordum.

"Çok düşündüm,davet gecesinde ki görüntülere ulaşmam gerek ben gidersem görüntüleri istersen çoktan kıvanç'a haber gider o yüzden senden yardım istiyorum sen o görüntüleri ve kayıtları alabilirsin." Başını olumlu yönde salladı.

"Boşanmak için mi istiyorsun bunu?"

Cevap vermedim boşanmak istiyordum ama bunu yapacak gücü de bulamıyordum

"B ben sana yardım ederim tabi ki o kanıtları sana veririm,neye ihtiyacın olursa tabi her şekilde seninleyim."

Biri ilk defa benimle, yargılamadan, sormadan yanımda duracaktı,bana destek olacaktı.
Göz yaşlarım direniyor , ağlamamak için kendimi sıkıyordum.

"Korhanlar ile olan anlaşmayı neden iptal ettiniz?"

"O itler daha kadınına sadık kalmayı beceremiyor bana mı sadık kalacaktı." Gözleri doğrudan gözlerimi hedef aldı, güzel yüzü vardı zehir kadar tehlikeli bir o kadar yasaktı.

"Doğa,tedirgin duruyorsun belki de korkuyorsun merak etme sana kimsenin zarar vermesine izin vermem o Korhanlar olacak şeref yoksunu insanlar sana akıtıkları her göz yaşı için hesap verecekler sana söz veriyorum."

"Ben sessiz ve sedasız boşanıp hayatıma bakmak istiyorum, onlar ile mutahap olma lütfen benim yüzümden de kimseye zarar verme."

Anında kaşları çattı , dudakları alayla kıvrıldı.

"Doğa Doğa Doğa,senin onların daha kim olduğunu bile bilmiyorsun,evinde yaşadığın o insanlar zalim, acımasız,eğer onlara karşı gelirsen canını yakmaktan biran bile pişman olmayacak insanlar inan bana sen boşanmak için dava açtığın an hepsi bir olup senin üstüne gelecekler."

Savaş Akbulut göründüğünden daha fazlasıydı, gözleri sözleri öfke nefret doluydu, Onun amacı farklıydı onun hedefi yakıcıydı görebiliyordum.

Düşüncelerimi ortaya yayılan telefon sesi ile kendime geldim.
Savaş Akbulut çalan telefonuna bakıp bakışlarını bana çevirdi.

"Kıvanç Korhan." Dedi ifadesiz sesiyle,ben şaşkınca orada duran telefona baktım.

Hızla telefonu alıp cevapladı ve hoparlöre alarak tekrar eski yerine koydu.

"Savaş Bey nasılsınız."dedi Kıvanç ciddiyetle, bakışlarımı telefon dan çekerek savaşa çevirdim, onun gözlerin sadece bende olduğunu gördüm, dikkatle birşey arar gibi izliyordu beni.

"İyim Kıvanç, önemli birşey yoktur umarım." Dedi,tok sesi ile.

"Ha yok ben ve eşim sizi akşam bize yemeğe davet ediyoruz." Gözlerimi devirerek Savaş Akbulut baktım dudakları alayla kıvrıldı.

ATEŞ PARÇASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin