20.bölüm

3K 110 5
                                    

Gözlerimi zor da olsa açabilmistim ilk defa bu kadar huzurlu ve rahat uyumuş dinlemiştim,gözüme düşen güneşi elimi kaldırarak engelledim.

Yan tarafa baktığımda Savaş yanımda değildi,gece beraber uyduğumuzu düşünmek bile kalbimi deli gibi çarpmaya yetiyordu.

Yavaşça yataktan kalkarak doğruca banyo ya gittim.

Güzel bir duş alıp vücudumu nemlendirdim.

Saçlarımı düzleştirip makyaj bile yapmıştım içim deki bu mutluluk neydi bilmiyorum ama içim kıpır kıpırdı.

Saçlarımı düzleştirip makyaj bile yapmıştım içim deki bu mutluluk neydi bilmiyorum ama içim kıpır kıpırdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üzerime severek aldığım elbisemi giyerek ayağımda hafif topuklu siyah ayakkabı giymiştim.

"Öyle de çok mu abartılı olmuştum ya." Aynada kendimi defalarca süzdüm ama yine de bu güzelliği bozmak istemiyordum.

Telefonuma göz attığım da bir çok arama vardı ve bunların arasında kıvanç'ın olması şaşırmıştı beni.

"Düşün artık yakamdan da hayatımda hala ne istiyor ki bu adam." Gelen mesajlarda dahil bir çok şeye bakmadan hızla salona indim.

Agah Bey sofrada tek başına gazete okuyup kahvaltısını yapıyordu.

"Günaydın Agâh Bey." Kafasını gazetesinden kaldırıp bana baktı ve gülümsedi.

"Günaydın kızım gel sofra hazır." Gülümseyip bende yanındaki boş sandalye oturdum.

"Savaş Yok mu?" Başını olumsuz anlamında salladı.

"Sabah erkenden çıktı toplantısı varmış."

"Anladım." Onu görmek istemiştim ama ne yazık ki Savaş evde yoktu.

Agâh Bey'le sessiz geçen bir kahvaltı Faslı yaşamıştık.

Bugün dersim yoktu ama dışarı çıkıp Savaşın yanına gitmek ve onu görmek istiyorum ama ne yazık ki buna cesaretim yoktu.

Dilana mesaj atıp buluşmamız gerektiğini söyledim, babamın mirası ve bir çok konu hakkında konuşmam gerkiyordu.

Odamdan çantamı alarak hızla evden ayrıldım.

Dilanin atığı adrese geldim arabayı park ederek arabadan indim, çok şirin küçük bir cafeydi.
Etrafta çeşitli renk de güller vardı,ve etraf çok güzel kokuyordu.

Beyaz kapıdan içeri girdiğim de Zehra orta masada düşünceli bir şekilde etrafı incelediğini gördüm.

Yavaşça ona doğru ilerledim ve hala geldiğimin farkında bile değildi.

"Bütün her şeyi yaşayan ben koca bir hayatı yalan olan ben ama düşünen sen hayırdır dostum Karadeniz'de gemileri mi battı." Kafasını hızla kaldırıp bana baktı ayağa kalıp hızla sarıldı içten ve sıcacık bir karşılamayıdı.

ATEŞ PARÇASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin