⏰ 3.Bölüm

444 36 12
                                    

Jisung bar taburelerinden birine oturmuş ikinci bardağını yudumlarken yüksek ses ve fazla ışıktan dolayı başı ağrımaya başlamıştı. Eğlenmek için gelmişti ama çoktan canı sıkılmaya başlamıştı bile. Ortada dans eden çiftlerde gözlerini gezdirip kafasını iki yana salladı. Hiçbiri tipine uymuyordu. Gerçi uysa bile onlarla yatamazdı. Gelecekte tanımadığı insanlara güvenemezdi.

Elindeki içkiyi de bitirip barmenden bardağını yenilemesini istedi. Barmen bardağını doldururken gözü barmenin ensesinde ki kablolara takıldı. Hareketlerini biraz daha dikkatli incelediğinde robot olduğunu anlamıştı.

Barmenin uzattı bardağı shotlayıp doldurması için tekrar uzattı. Hafif sarhoş olmuştu ama bilinci hala yerindeydi. Yine de tamı tamına sarhoş olmak istiyordu.

Barmenin bardağını dolduruşunu izlerken ensesinde hissettiği ılık nefesle titrek bir nefes aldı. Arkasına dönme gereksinimi duymadan uzatılan dördüncü bardağı da shotladığında boğazını yakan sıvıyla yüzünü buruşturdu.

Arkasında nefesini hissettiği beden biraz daha yaklaşarak göğsünü sırtına yasladığında yakınlaşmanın etkisiyle yoğunlaşan erkeksi kokusuyla derin bir nefes aldı. Yabancı eller beline doğru hareket ettiğinde yüzünü sola doğru çevirip başını döndüren kokunun kime ait olduğuna bakmak istedi.

Yüzünü sola döndürmesiyle burnu bir yabancının burnuyla temas etmiş, yabancının verdiği ılık nefesi dudaklarında hissetmişti. Yüzleri oldukça yakın olduğu için Jisung karşısındaki kusursuz yüzü her detayıyla incelemiş, hafızasına kazımıştı. Yabancının gözleri biçimli dudaklarına kaydığında ise omzundan ittirip kendinden uzaklaştırdı.

"Kimsin sen?"

Jisung'un sorusuna karşı yabancı biraz daha yakınlaşıp elini kahverengi saçlarda gezdirdi.

"Adını benden önce bahşetmek ister misin bebeğim?"

Jisung karşısındaki bedeni süzdü. Siyah saçları ve sert duruşuyla bu kadar flörtöz konuşması şaşırtmıştı. Dibine kadar giren bedenin göğsüne ellerini koyup kendinden biraz uzaklaştırdı. Eğer biraz daha yakın durursa kendinde bıraktığı etkiye dayanamayıp üstüne atlayacaktı.

"Neden adımı ilk ben söylüyorum? Önce sen."

Yabancı kafasını iki yana salladı.

"Eğer adımı öğrenmek istiyorsan önce senin söylemen gerek güzelim."

Jisung bir süre düşündü. Adını söylemesinde bir sakınca görmüyordu. Ne de olsa kendisiyle aynı isme sahip bir sürü insan vardı.

Boğazını temizleyip söze girdi.

"Ben Han Jisung. Sen?"

Yabancı kıkırdayıp elini uzatarak Jisung'un tombul yanaklarını elinin tersiyle okşadı. Ardından elini pürüssüz tende kaydırarak başparmağını dolgun alt dudağa sürttü. Yüzünü kahverengi saçlıya yaklaştırarak ılık nefesi eşliğinde ismini söyledi.

"Lee Minho."

İsminin Minho olduğunu öğrendiği yabancı biraz daha yaklaştığında dudakları temas edecekken aniden oturduğu tabureden kalktı. Yanağındaki yabancıya ait olan eli itip hızla çıkış kapısına ilerledi. Tam kapıdan çıkacakken arkasında bıraktığı bedene döndü.

"Tanışdığıma memnun olmadım. Görüşmemek üzere."

Yabancının cevap vermesini beklemeden hızlı bir şekilde bardan çıktı. Kendisini takip etmemesi için ara sokaklardan geçip izini kaybettirdiğine emin olana kadar yürüdü. Karşısına bir park çıktığında soluklanmak için bir banka oturdu. Siyah kapüşonlusunu kafasına geçirip yüzünü gizlemek için aşağı doğru çekiştirdi.

Kırık Zaman - MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin