⏰ 22.Bölüm

253 32 6
                                    

Barın en köşesinde kimsenin olmadığı bir yere geçmiş ve oturmuşlardı. Jisung önüne gelen bardakları fondiplerken Minho yüzünde pis bir sırıtmayla onu izlerken içkisini yudumluyordu.

Jisung yavaştan sarhoş olurken çoktan beşinci bardağını bitirmiş ve altıncı bardağına geçmişti.

Minho karşısında ki bedeni baştan aşağı süzerek derin bir iç çekti. Jisung bakışlarını ona çevirdiğinde gözlerini çekmeden izlemeye devam etti.

"Niye öyle bakıyorsun?"

"Nasıl bakıyorum?"

Jisung kıkırdayıp gülerek konuştu.

"Aşıkmış gibi bakıyorsun."

Jisung kendi kendine gülmeye devam ederken Minho'nun bakışları onun gülümsemesine takıldı.

Jisung gülüşünü soldurup aniden ciddileşti. Minho onun neden ani ruh değişimi olduğunu düşünürken Jisung kafasını onun omzuna yatırdı.

"İyileş Minho. Hani böyle küçükken bir yerin yaralandığında annen öperde geçer ya işte bende seni öpeyim ve iyileş olur mu? Kalbini sarmalayıp geri sana vereyim."

Minho gülümseyip önüne döndü. Jisung'da kafasını omzundan kaldırıp eline yeni bir bardak aldı. İçmeye devam ederken masaya bir adamın gelip Jisung'un elini tutmasıyla ikisininde gözleri ellerine döndü. Jisung anlamaz bakışlarıyla karşısındaki adama bakarken Minho çoktan sinirle dolmuştu.

"Bu gece benimle vakit geçirmeye ne dersin?"

Dudaklarını Jisung'un eline bastırdığında Jisung tam reddedecekken Minho sinirle yerinden kalkıp bardağı sertçe masaya vurmasıyla bardak tuzla buz oldu. Jisung'un elini kurtarıp adamın ensesinden tuttu.

"Bebeğim burada bekle geliyorum."

Jisung sarhoş olmasından dolayı durumu anlamasada gülerek başıyla onaylayıp içkisini içmeye devam ederken Minho ensesinden tuttuğu adamı tuvaletlere yönlendirip yaka paça içeri soktu.

Minho anlık gelen sinirle kıkırdadı.

"Az önce hayatının hatasını yaptığının umarım farkındasındır."

Adamın üstüne yürüyüp bileğini sertçe kavrayarak ters çevirdi. Kolundan kırılma sesleri gelirken hissettiği acıyla seslice bağırdı adam. Kolunu çekip kurtarmaya çalışırken Minho diğer eliyle boğazından tutup kafasını duvara çarptı.

"1, ona benden başka kimse iznim olmadan bakamaz."

Gözüne sert bir yumruk attı.

"2, ona benden başka kimse iznim olmadan dokunamaz."

Kolunu ters tarafa doğru sert bir şekilde çekerek kolunu kırdı.

"3, onu benden başka kimse öpemez."

Yumruğunu bu sefer ağzına geçirip dudağını patlattı. Saçlarını elleriyle kavrayıp kafasını tuvalet tezgahına vurdu.

Kanlar içinde yere yığılan bedene son bir kez bakıp ellerindeki onun iğrenç kanını yıkayarak üstünü düzeltip tuvaletten çıktı. Dans eden insanların arasından ilerleyerek Jisung'u bıraktığı masaya geri döndü.

Jisung Minho'yu görmesiyle elindeki bardağı bırakıp ayağa kalktı.

"Nereye gittin ya? Beni... Beni bırakıp gittin sandım."

Minho onun ellerinden tutup kendine çekti.

"Tuvalete gittiğimi söylemiştim ama anlamamışsın."

Yüzünü boynuna gömüp büyüleyici kokusunu içine çekti Minho. Dudaklarını beyaz tenine bastırmasıyla kıvama gelen Jisung kafasını yana yatırarak ona daha fazla alan tanıdı.

Kırık Zaman - MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin