⏰ 18.Bölüm

277 24 1
                                    

Minho arabayı eve götürmesi için birine anahtarları vermişti. Şirketten ayrıldıktan sonra eve geçmek yerine sokaklarda gezmeye başlamışlardı. Kendini yorgun hissediyordu. Bunu Jisung'da fark ettiğinde ona eve dönebileceklerini söylemiş ancak o reddetmişti.

"Nereye gidiyoruz?"

Gelen soruyla Minho gözlerini Jisung'a çevirdi. Hava serin olduğu için ikisi de elleri cebinde yürüyorlardı.

"Nereye gitmek istersin?"

"Hmm."

Jisung düşünürken Minho onun düşünürken ki şekilden şekile giren yüzünü izliyordu. İki yanağını da şirirmiş işaret dudağını da alt dudağına bastırıyordu.

"Ben bir yer bulamadım. Aslında Seul'un bir yerini değil birçok yerini aynı anda görmek istiyorum."

Minho biraz düşündükten sonra aklına gelen yerle kafasını salladı.

"Buldum. Hadi gidelim."

Siyah saçlı yönünü değiştirerek farklı bir sokağa ilerlediğinde Jisung karşı çıkmadan hızlı adımlarla ona yetişerek yürümeye devam ettiler.

Minho sokağın ortasında aniden durduğunda Jisung durduğunu fark etmeyip arkasından kafasını sırtına çarptı. Yüzünü buruşturmuş alnını tutarken Minho onun bu haline gülüyordu.

"Ya niye birden durdun. Kafam acıyor?"

"Çünkü geldik."

Minho gözleriyle karşılarındaki devasa binayı gösterdiğinde Jisung kafasını o yöne çevirmiş ve şaşkınlıktan ağzı sonuna kadar açılmıştı. Bina o kadar uzundu ki binanın en tepesini görmek için kafasına iyice kaldırarak bakmasına rağmen göremiyordu.

"Niye buraya geldik?"

"Sen demedin mi Seul'un birçok yerini aynı anda görmek istiyorum diye? Hadi gel."

Minho elini beline koyarak ilerlettiğinde Jisung onu durdurdu.

"Ama senin yükseklik korkun var."

Minho omuz silkti.

"Sen Seul'u izlerken ben biraz uzakta durup seni izlerim."

Jisung bu dediğine kıkırdayıp siyah saçlının kendini ilerletmesine izin verdi. Binaya girip asansöre bindikten sonra yaklaşık 2 dakikanın sonunda teras kata çıkmışlardı. Binanın uzun olmasından dolayı gelmeleri uzun sürmüştü.

Jisung yüzüne çarpan rüzgarla gülümsemiş, Minho'yu arkada bırakarak en kenara gelmişti.

"Dikkat et."

Korkulukları olmadığı için endişelenmiş ve kahverengi saçlıyı uyarmıştı Minho. Kendisi de biraz ilerlemiş çok kenara gelmeden Jisung'un bir metre arkasında durmuştu.

"Minho buradan çok güzel görünüyor."

Jisung'un sevinç ve heyecanla konuşmasına gülümseyip başının dönmesiyle yere oturdu. Bulundukları yer oldukça yüksekti.

Yere uzanıp sağ kolunu kafasının altına koyarak aşağıda söylediği gibi kahverengi saçlıyı izlemeye başladı. Onun yaydığı pozitif enerji kendine de iyi geliyordu. Ne kadar soğuk bir kişiliği olsa da Jisung'un yanında ister istemez yumuşuyordu.

Gözlerini ondan ayırıp kısa bir süreliğine gökyüzüne çevirdi... Ve kulağını bir silah sesi doldurdu.

"Jisung!"

Gözlerini kahverengi saçlıya çevirdiğinde kanla kaplanmış sırtını gördü. Korkuluklar olmadığı için bir yere tutunamamış ve dengesini kaybederek aşağı doğru düşmüş, Minho'un onun elini son anda tuttmasıyla orada asılı kalmıştı.

Kırık Zaman - MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin