⏰ 27.Bölüm

231 27 3
                                    

Flashback

"Minho'yu ara buraya gelsin. Onunla konuşmam gereken bir mesele var."

Jeongin kafasını aşağı yukarı sallayarak Changbin'i onayladı ve telefonunu cebinden çıkardı.

"Az önceki çocuk için mi?"

Changbin kafasını sallayıp küçüğünü onayladı. Minho'nun ona bu konuda yardım edebileceğini düşünüyordu çünkü daha önce onunda Minho'ya çok yardımı dokunmuştu.

Jeongin'in onu arayıp buraya gelmesini söylemesinin ardından yarım saat geçmiş ve Minho Felix'le birlikte özgüvenli ve soğuk duruşuyla içeri girmişti.

"Hoşgeldiniz. Seni görmek ne güzel Minho(!)"

Minho kıkırdayıp adım attıkça tok seslerin hakim olduğu odada ilerleyip Changbin'in karşısındaki koltuğa oturdu. Felix'te bir diğerine.

"Ne istiyorsun?"

Minho'nun direkt konuya girmesinden Changbin onun hiç değişmediğini anlamıştı. Onu daha fazla bekletmek istemeyerek elindeki fotoğrafı siyah saçlıya uzattı ve arkasına yaslandı.

"Senden bu çocuğu ortadan kaldırmanı istiyorum."

Minho gözlerini fotoğraftaki kehverengi saçlı çocukta gezdirip alayla konuştu.

"Bir çocuğu öldürmeye gücün yok mu neden benden istiyorsun?"

Changbin sırıttı.

"Onunla ilgilenmek istemez misin? Bence tam senin tipin. Ayrıca o çocuğu öldürmeye gücüm var evet ama bu hediyeyi sana sunmak istedim."

Minho'nun reddedeceğini mimiklerinden anlarken onu ikna etmeye devam etti.

"Ayrıca hastalığını biliyorum ve ilaçlarını bulmanın imkansız olduğunu da. Senin için ilaçları temin edebilirim."

Minho'nun dudağının kenarı yukarı doğru kıvrılırken alayla başını sağa sola salladı.

"Tedavi olmak istediğimi kim söyledi."

"Kabul."

Minho bakışlarını karşısındaki çilli adama çevirdi ve kaşlarını çattı. Felix bu sırada ona bakmıyordu bile.

"Felix?"

Minho uyarıcı bir tonda ona seslendiğinde ona döndü.

"Tedavi olacaksın bunu konuşmuştuk ve o teklifi kabul et. Bir şey kaybetmezsin."

Minho bıkkınca nefesini vererek bir süre düşündü. Bakışlarını tekrar fotoğraftaki çocuğa çevirip alt dudağını ısırarak her santimini inceledi. Fotoğrafı kabanının cebine koyup elini uzattı.

"Öyle olsun."

El sıkıştıktan sonra birlikte şirketten ayrılıp arabaya binmişlerdi.

"Senin için kabul ettim değerini bil."

Felix gülümsedi ve emniyet kemerini takarken konuştu.

"Değerli olduğumu biliyorum zaten ama bence o çocuk dikkatini çekti. Ver fotoğrafa bakayım."

Minho onun uzattığı elini itip arabayı sürdü. Kendinin görmesi yeterliydi zaten.

Flashback end

Büyük malikanenin arka bahçesine duvardan atlayarak geçip balkonun bulunduğu taraftan yukarı doğru tırmanmaya başladı Minho. Eli balkon korkuluğunu bulduğunda sıkıca kavrayıp tüm gücünü eline vererek kendini yukarı çekti. Balkon kapısını cebindeki çakıyla zorlayarak açıp içeri girince gözlerini yatak odasında gezdirdi.

Kırık Zaman - MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin