⏰ 17.Bölüm

286 28 13
                                    

"NE!?"

Hyunjin'in bağırmasıyla susması için ayağıyla dizine vurdu Jisung.

"Ne bağırıyorsun amına koyayım."

Arkadaşı gözlerini kısıp bedeninde hızlı hızlı gözlerini gezdirdikten sonra gülümsedi. Ardından ciddileşti.

"Ben anlamıştım HAİN! Felix'imden uzak dur!"

Jisung eliyle alnına vurup başına masaj yapmaya başladı. Hyunjin ise Felix'i kollarıyla sarmalamış yüzünü görmemesi için eliyle kapatıyordu.

"Senin olmayan beynini sikeyim Hyunjin. Felix'i mi diyorum ben? Minho'yu diyorum."

"Ha desene Minho diye. Bir dakika NE!?"

Jisung oflayıp arkadaşının ensesine bir tane geçirdikten sonra tekrar masanın üstüne oturdu. Onun bu tepkileri yüzünden bir gün öbür tarafı boylayacaktı.

"Ya aslında emin de değilim. Sadece bilmiyorum... Onun yanında kendimi iyi hissediyorum."

Felix kendini sarıp sarmalayan kollardan kurtulup kahverengi saçlıya döndü.

"Onun nasıl biri olduğunu bilmiyorsun. O çok acımasız ve duygusuz biri. Ne kadar istesen de onunla normal çiftler gibi olamazsınız."

"Bizim gibi."

Kahverengi saçlı arkadaşına göz devirip alayla kafasını iki yana salladı. Onun gerçekte nasıl biri olduğunu en iyi o biliyordu.

"Felix, sen Minho'yu hiç iyi tanıyamamışsın. Eğer onu gerçekten tanısaydın içindeki saklanan çocuğu görürdün. O aynı küçük çocuklar gibi ufak şeylere seviniyor."

Jisung'un söyledileriyle Felix kaşlarını çatıp ilk Hyunjin'e ardından tekrar ona baktı.

"Aynı kişiden bahsediyoruz değil mi? Gerçi sen geldikten sonra birkaç kez gülümsediğini gördüm ama bu onun seni seveceği anlamına gelmiyor."

Belki de haklıydı. Minho'nun onu sevdiğini nereden bilebilirdi ki? Duygularını hep içinde yaşıyor, dışına yansıtmıyordu. Jisung bazen onun nasıl bu kadar olaylara tepkisiz kalabildiğini merak ediyordu.

"Neyse bende emin değilim zaten. Sadece söylemek istedim."

Masadan kalkıp ikiliye kötü bakışlarını gönderdikten sonra odasına çıktı Jisung. Yarın tekrar taşı almak için o lanet şirkete gideceği için erkenden yattı.


...


"Benimle gelecek misin?"

Ertesi sabah Jisung erkenden kalkıp hazırlanmış, Minho'nun kapısına dayanmıştı.

"Doktor randevum var."

Minho'nun cevabıyla kaşlarını çatıp aralık bıraktığı kapıdan içeri girdi Jisung. Minho aynanın karşısında saçlarını tararken yatağa bağdaş kurup oturdu.

"Doktora bir daha gitmeyeceğini söylemiştin."

Minho elindeki tarağı komodine koyarken başıyla onayladı.

"Gitmeyecektim ama... Changbin gitmemin iyi olacağını söyledi. Şu sıralar oldukça kötü olduğumu da söyledi. Haklı da."

Jisung başıyla onayladı. O da Minho'nun gitgide kötüleşen sağlığının farkındaydı.

"Seninle gelmemi ister misin?"

Minho omuz silkti.

"Gelmene gerek yok aslında. Doktorun odasına sadece ben gireceğim için kapıda bekleyerek sıkılırsın. Ama yine de sen bilirsin. Aslında zaten şirkete gideceksin ben de ilaçlarımı almak için şirkete uğrayacağım."

Kırık Zaman - MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin