⏰ 5.Bölüm

406 37 3
                                    

"Ne saçmalıyorsun sen?"

Jisung gözlerini üstündeki kıyafetlerde gezdirdi. Ardından tekrar hala yatakta oturmuş, kendini izleyen bir çift göze çevirdi gözlerini. Kafasını iki yana sallayıp bir anda kahkaha atmaya başladı.

"Ah cidden çok komiksin. Şakan bittiyse burayı terk et uykum var."

Minho'ya inanmamıştı. Eliyle kapıyı gösterirken kapının açılmasıyla ikiside o tarafa döndü. Jisung gözlerini kapıdaki bedende gezdirdi. Boyu uzundu ve siyah saçları vardı. Yüzü çok soğuktu ve çilleri vardı.

"Bir şey mi oldu Felix?"

Kapıdaki siyah saçlı çilli ikisinde de göz gezdirip Minho'nun sorusuna karşılık kafasını iki yana salladı.

"Hayır. Sadece bağırışma sesleri duydum ve kontrol etmek istedim. Ayrıca sen odana kimseyi sokmazsın bu kim?"

Gözleriyle Jisung'u işaret ettiğinde Minho gülümseyerek ayağa kalktı ve elini Jisung'un beline sardı. Jisung sinirle belindeki eli ittirip Felix'in yanından geçerek kapıya ilerlerken kapıda San ve Wooyoung'u görmesiyle derin bir nefes aldı.

"San, Minho doğru mu söylüyor? Burası onun mu odası?"

San kafasını aşağı yukarı sallayarak onayladı Jisun'u.

"Evet onun odası da senin burada ne işin var? O kadar boş odanın arasından kalmak için Minho'nun odasını mı buldun? İyi ki seni öldürmedi. Başkalarının odasına girmesinden nefret eder."

Jisung anlamaz bakışlarını San'a yolladı. Ne demek burası Minho'nun odası? Hem madem Minho San'ı tanıyordu o zaman neden kafede sıkıştırıp zorla ismini öğrenmeye çalışmıştı?

"Ne haliniz varsa görün."

Felix daha fazla dayanamayıp sitemle odadan çıkarken San, Jisung'un kolunu kavrayıp odadan çıkarmak için harekete geçti. Minho'nun daha sonra kendisine bir yabancıyı odasına soktuğu için azarını yemek istemiyordu. Kapıya doğru ilerlerken Minho'nun arkadan seslenmesiyle oldukları yerde durdu.

"Sen çık San, Jisung burada kalsın."

Minho'nun emir cümlesiyle San kararsız kalsada tuttuğu kolu bırakarak Wooyoung'la beraber odadan çıktı. Jisung ayakta dikilmeye devam ederken siyah saçlı bedenin yaklaşmasıyla birkaç adım geriledi.

"San'ı tanıyordun ama neden zorla bana kim olduğunu söylettirdin?"

Minho'nun onu duvarla arasına almasıyla göz devirdi kahverengi saçlı.

"Bak benden uzak dur yok-"

"Yoksa ne yaparsın?"

Minho kafasını sağa doğru yatırıp kahverengi saçlının cevap vermesini beklerken elini şortun açıkta bıraktığı beyaz tende gezdirdi. Jisung'un gözlerinin içine bakarken düşünmesi hiçte kolay değildi. Onu dövmeye gücü yetmeyebilirdi belki ama kasıklarına dizini çakabilirdi. Ama bu onun için pek iyi bir seçenek olmazdı. Karşılığını fazlasıyla alırdı ama hangi yolla alırdı bilinmezdi.

Jisung ondan kaçmak yerine bu sefer kışkırtmayı seçti. Minho'nun bacağını okşayan elinin üstüne elini koyup şortunun üstünden bacak arasına bastırdı. Hissettiği baskıyla sertçe dudağını ısırırken elinin altındaki el rahat durmayıp yavaş hareketlerle okşamaya başlamıştı.

"Yanlış yolu seçtin bebeğim."

Minho'nun kulağına fısıldamasıyla ılık nefesi bonunda hissetti. Sertleşmişti ve penisindeki eli çok iyi hissettiriyordu. Yine de Chan'ın söyledikleri aklına geldiğinde hızla siyah saçlıyı iterek koşar adımlarla kapıya ilerledi. Devam edemedikleri için pişmandı ama böyle olması gerekiyordu.

Kırık Zaman - MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin