⏰ 26.Bölüm

239 23 41
                                    

"Minho?"

Hayal kırıklığıyla çıkan sesine karşılık ufak bir kahkaha doldurmuştu kulaklarını. Yaşadığı şokla karnındaki acıyı bile hissetmeyi unutmuştu o an. Kırık bakıyordu artık gözleri. Ona sevgiyle bakan gözleri kalbindeki kırıkları yansıtıyordu artık.

"Şaşırdın değil mi?"

Minho kahverengi saçlıyı kucağına yan olacak şekilde yatırıp sağ elinde tuttuğu lazer çubuğunu daha çok bastırdı karnına. Ve bastırmasıyla acı bir inleme doldurdu kulağını.

"M-minho yap-ma lütfen c-canım yanıyor." Minho kafasını eğip yüzüne yaklaştı ve nefesini dudaklarına verdi.

"Canının yandığını görmek hoşuma gidiyor."

Karnına saplı şeyi daha çok bastırıyordu. Diğer yandan da saplı olan çubuk içini yakıyordu.

Gözyaşları bir bir gözlerinden yanağına doğru süzülürken dolu ve bayık gözlerle aşık olduğu adamın gözlerine bakıyordu. Bir diğer deyişle katilinin. Yine de kızmıyordu ona. Hastaydı o. Bilerek yapmıyordu ki.

"B-beni sev-diğini s-san-mıştım."

Minho gülerek kafasını iki yana alayla sallarken boşta ki eliyle Jisung'un cebindeki taşı koyduğu kutuyu alıp kendi cebine yerleştirdi.

"Çok komiksin Han. Seni hiç sevmedim."

Daha fazla bir şey duymak istemedi Jisung. Gözlerini gökyüzündeki bulutlara çevirip sessizce onun kucağında akıttı göz yaşlarını. Dayanamıyordu. Gözlerinin içine baka baka bu sözleri söylemesine dayanamıyordu.

Karnındaki çubuğun daha çok bastırılmasıyla çığlık atmamak için alt dudağını ısırdı acıyla. Gözleri kararıyordu yavaş yavaş. Gözleri kapanacak gibi oluyor sonrasında yine açılıyordu.

Zamanın az kaldığını biliyordu. Bu yüzden gözlerini tekrar siyah saçlıya çevirdi. Şu an kendini ölüme yolluyor olsa bile kızgın değildi ona. Ne olursa olsun seviyordu onu.

Canının yanıyor olmasına rağmen yüzüne içten bir gülümseme yerleştirip dolu gözleriyle baktı ona. Minho'nun anında kaşları çatılsada umursamadı ve daha büyük bir gülümseme yerleştirdi dudaklarına.

"S-senden son b-b-bir şey is-teye-bilir miyim?"

Zorlanarak konuşup derin bir nefes aldığında Minho gülümsedi ve başıyla onayladı.

"Ne istiyorsun?" Jisung memnun bir şekilde gülümsedi.

"Beni s-son bir kez ö-öper misin?"

Cevabını beklemeden güçsüzce kolunu ensesine çıkarıp kendine çekerek dudaklarını buluşturdu. Zorlanarak ta olsa dudaklarını hareket ettirerek şaşkınlıktan aralık kalan dudaklarını emmeye başladı. Son öpücüğünü uzunca ve hissederek gerçekleştirip istemeyerek de olsa ayrıldı.

Şaşkınlıkla ona bakan Minho ona karşılık verememişti ve şimdi de başı dönmeye başlamıştı.

Jisung'un karnındaki lazer çubuğunu tutan eli dönen başına giderken gözünden bir damla yaş süzülmüştü. Aldığı nefesler sıklaşmıştı ve kafasının içinde bir yerlerde hissettiği acıyla sıkıca gözlerini yummuştu.

Jisung endişeyle ona bakarken elinin birini yüzüne çıkarıp yanağına koydu.

"M-min..."

Hissettiği acıya daha fazla dayanamamış ve Minho'nun yanağındaki eli kucağına düşmüştü.

Artık bitmişti...

Han Jisung son kez hayatını aşık olduğu adam tarafından onun kollarında kaybetmişti.

Kırık Zaman - MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin