Part 64

59 9 8
                                    

Vanya ve Marcus konuşmak için bir kafeye gitmişlerdi. Vanya gücü ile Marcus'u tehdit etmişti. Alt katlarında bir çanta olduğunu ve onların ihtiyacı olduğunu falan söylemişti. Sonra vanya ayağa kalkmış ve şaşırmış gözlerle otele gitmeye başlamıştı. Otele girdiğinde herkesin - Allison dışında. - oturup konuştuğunu görmüştü. Oraya yöneldi.

Vanya: sizinle iki adet önemli konu konuşmamız lazım!

Five: dinliyoruz.

Klaus: ilk haber benden gelsin. Sevy yaşıyor. 18 yaşında ki bedeninde ve serçe akademisinin iki numarası.

Luther ve five: NE?!

Five: nasıl gördünüz?

Diego: terastan tilki olarak atladı ve yavaşça yere süzüldü. Yanlış görmedik ve buna eminiz.

Five: o zaman serçelere ziyarete gidiyoruz ha?

Allison: hayır gitmiyoruz.

Vanya, Diego, five ve klaus: sana fikrini soran olmadı.

Five: çantayı ben'i ve sevy'i alır kendi zamanımıza gideriz. Yani umarız.

Diego: bu arada five Sevy oldukça değişmiş.

Five Diego'ya bakmıştı.

Five: hangi anlamda?

Diego: sinirini kontrol edemiyor, içmeye başlamış ve de tam bir psikopata dönüşmüş.

Five: Sevy sinirini zaten kontrol edemiyordu ama içmeye başlamış olması kafa karıştırıcı oldu.

Klaus: kankam ve içmek. Hahaha güleyim bari!

Vanya: içmeye uykusuzluk çektiği için başlamıştır. Uzun süredir uyuyamadığını söylemişlerdi.

Luther: o nerede geçti vanya?

Vanya: tilki nerede demişti kumral kız. Yanında duran  kızda uzun zamandır uyuyamadığını söylemişti. Terastan atlarken tilki halindeydi ve kimse ters algılamadı?

Klaus: puan aldı.

Hepsi birbirlerine bakıyorlardı. Klaus ayağa kalktı ve dışarı çıkmaya başladı. Arkasından da five Diego ve Luther üçlüsü gitti.

Klaus: geliyorum güzelim!

Five klaus'un önüne ışınlandı.

Five: nereye gidiyorsun klaus?

Klaus: kankamın yanına!

Five: ölmüş ve yeniden doğmuş birisi seni tanır mı klaus?

Klaus üzülmüştü. Arkadan gelen kişiler daha çok dikkat çekmişti.

Luther: tamam bunlar burada ne yapıyorlar?

Five: madem Sevy bir üye neden içlerinde Sevy yok?

Klaus: yanlarına gidip onlara sormak daha iyi bir fikir.

Hepsi onaylamıştı ve serçe akademisine doğru ilerlemeye başlamışlardı. Şemsiye aksemisinin aksine serçe akademisi oldukça şık giyimliydi.

Ben: bir numaramız nerede?

Vanya: Marcus mu?

Fei: evet.

Allison: Neden bize soruyorsunuz yoksa kendi bir numaranıza bile sahip çıkamıyor musunuz? Ne yazık...

Allison boğazına dayanan bıçak ile susmuştu.  Birisi kulağına yaklaştı ve konuşmaya başladı.

Sevy: ölmek için güzel bir gün değil mi?

Allison sesin kimden geldiğini anlamıştı. Sevy gücünü kullanmaya başladı.

Sevy: bir söylenti duydum. O lanet çeneni kapatıyormuşsun!

Allison'a güç etki etmeye başlamıştı. Sevy gülümsedi ve geriye çekildi.

Sevy: Ah gereksiz ve her boka burnunu sokan lanet karının sesi yok. Şükürler olsun!

Sevy görünmez haldeydi ama konuşuyordu. Kenardan geçip gidecekken bir çift el onu durdurdu.

Ben: hayır gitmiyorsun!

Sevy: tamam.

Five ve diego: ciddi misin?

Sevy: hayır tabiki de.

Sevy bu sefer ışınlanmıştı. Ben Diego ve five'ın yüzünde bir sırıtma oluşmuştu.

Sloane: kavga etmeye falan gelmedik. Sadece bir numaramızın nerede olduğunu öğrenmek istiyoruz.

Five: sizin evin alt katında olan çantayı verirseniz neden olmasın?

Ben: tamam yarın öğlen 1'de. Evimize gelin. Alt kata beraber bakalım.

Five: bize uygun.

Sevy: tamam ben geldim. Eve gidiyorum gelen var mı?

Ben: hepimiz.

Sevy elini uzatmıştı. Ben kıza gülümsedi ve omuzuna tutundu. Sevy serçe akademisini akademiye getirdi.

.
.
.
483 kelime

Benimsin ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin