Part 62

60 9 26
                                    

Şemsiye akademisi güzel bir dövülmüştü. Kendilerini arka kapıdan dışarı bahçeye atmışlardı. Vanya'nın dikkatini cam olan bir yer çekmişti..

Vanya: hava az önce yağmurlu değil miydi?

Five: sence umrumuzda mı vanya?

Luther: hayır değil!

Five ve Diego : sen sus gorilla.

Vanya: oraya gidiyorum.

Diego: vanya orada ne olduğunu bilmiyoruz. Gitme.

Vanya: ama içinden birisi çıktı ve de o sarı saçlı?

Hepsi bir anda arkalarını dönmüşlerdi. Oradan çıkan sarı saçlı bir kız vardı ve elindede bir çiçek tutuyordu.

Klaus: çiçeğimi içeride unuttum!

Allison: sana alırız klaus. Siktir et o aptal çiçeği.

Klaus: hiç bir zaman insanlardan alınan özel eşyaların değerini anlamayacaksın Allison!

Kız arkasına bakmıştı. Ateş rengi gözleri kendini belli etmişti.

Vanya: ben yeniden canlandıysa... Sevy'de canlanmış olmalı...

Five: vanya birden çok evren var. Hangisinde olduğunu bilmek imkansız gibi bir şey.

Klaus: kalacak bir yer bulsak daha iyi olacak ha?

Luther: bildiğiniz bir yer var mı?

Klaus: tabi ki var! Obsidyen Otel!

Five: orası neresi klaus?

Klaus: Her türlü insanı kabul eden bir otel ki bizimde geçmişimiz pek parlak değil.

Five: bizi oraya götür ve kes sesini.

Klaus: Sevy'nin burada olması dileklerim arasındaydı.

(size mükemmel yazıyı gösteriyim)
~ Sevy akademide iken ~

Sevy kapıyı açmış ve içeri girmişti. Grace yerleri temizliyordu. Regginald odasında olmalıydı. Sevy odasına çıktı. Kapıda bir not gördü.

Sevy: çalışma saatini neden bir saat erkene çektiler bunlar?!

Sevy üzerine çalışma takımını ve terlediğinde giymek için sabahlığını almıştı. Aşağı ışınlanmıştı.

Sevy: ben geldim kardeşlerim!

Fei: hoş geldin tatlım.

Jayme: biraz olsa uyuyabildin mi?

Sevy: uyudum ama azıcık.

Ben kızın arkasından gelmiş ve sarılmıştı.

Ben: ne kadar o birazcık?

Sevy: iki saat...
( Sevy ile aynı problemi yaşamak ayrıcalıktır?)

Marcus: hoş geldin Sevy!

Sevy: hoş bulduk bir numara!

Marcus: yarın benimlesin değil mi?

Sevy: evet Marcus seninle terasa çıkacağım. Orada çalışacağım eğer olursa orada uyuyacağım.

Marcus: aferim sana minik.

Marcus Sevy'nin bağlı olan saçlarını karıştırmıştı..

Sevy: pantere dönüşür öldürürüm seni Marcus! düzgün dur!

Sevy saçını açtı.

Sevy: ayrıca aramızda sadece 3 cm var!?

Marcus: ¿Crees que me importa?
( İspanyolca: sence umrumda gibi mi?)

Sevy: ¡Debo preocuparme por el ego andante!
(İspanyolca: umrunda olmalı yürüyen ego!)

Ben: bir gram İspanyolca biliyorsunuz diye kendinizi İspanyol sanmayın daha önemli konularımız var.

Christopher: *BURADA BİŞİLER DİYOR ŞAHSİYET KUTU *

Sevy: benden birisi daha!

Ben: tamam hadi çalışalım!

Sevy: tamam benerino!

Ben: bana öyle seslenme minik!

Sevy: BEN MİNİK DEĞİLİM YA?!

.
.
.
382 kelime

Benimsin ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin