Part 70

56 8 14
                                    

Sloane ve Ben'de ekibe katılmışlardı. Hep beraber otele ışınlanmışlardı. Five Sevy'i hâlâ bırakmamıştı. Allison her ne kadar kendini yesede kimsenin umurunda olmuyordu.

Five: tamam uyumaya gidiyorum sende benimle geliyorsun.

Sevy: sarhoşsun dimi lan?

Lila: doğru tahmin kuzen!

Sevy: Allah belanı versin lila!

Lila: Amin güzelim!

Sevy çırpınmayı bırakmıştı. Hem yorgundu hemde onu koruyan bir kişinin kollarındaydı. Five odaya ışınlanmıştı. Sevy'i yatağa bıraktı ve üzerini değiştirmek için lavaboya gitti.

Sevy: uykum vaaar!

Five: uyuyabilirsin güzelim.

Sevy: odaya birisinin girmeyeceğine söz ver.

Five: götleri yemez.

Sevy gülümsemiş ve yatağın üzerinde olan battaniyeyi kaldırdı. İçerisine girdi ve kafasını yastığa koydu. Five kızın yanına geldi ve yanağına ufak bir buse bıraktı.

Five: iyi uykular güzelim.

Sevy: beraber olsa?

Five gülmüştü. Evet yeniden o gamzeler ortaya çıkmıştı.

Five: eğer istersen.

Sevy yatakta duvar kenarına çekildi. Five gülümsemesi ile yatağın boş olan tarafına geldi. Arkasını dönmüş olan Sevy'e belinden sarıldı ve kendine çekti.

Five: Şimdi uyu!

Sevy: sus bi çok konuşuyorsun.

Sevy ufak bir kıkırdamanın ardından five'ın beline sardığı ellerini sıkıca tuttu. Five ise kızın omzuna koyduğu kafasını boynuna çekmişti.

(Çok mutlu bir tablo değil mi? Beklemeyin benden öyle şeyler.)

🕐🕒🕛🕐...

(HEHEHEHEHEH)

Five erken uyanmıştı. Hâlâ yanında uyuyan kıza baktı. Gülümsedi ve ayağa kalktı. Yüzünü yıkadı ve üzerini düzenledi. Sevy'nin yanına geldi. Üzerine battaniyeyi çekti. Yanağına bir buseden sonra odadan çıktı. Aşağı inmeye başladı. Girişe indiğinde herkesin orada olduğunu gördü.

Five: evet?

Ben ve sloane: Sevy nerede?

Allison: kıçınıza sokun Sevy'nizi.

Klaus: sen bi sus ally.
(Klaus bütün okurların iç sesi hee)

Five: uyuyor.

Allison: uyuyan prenses desene sen ona.

Ben: bence sesini kes yoksa-

Allison: yoksa ne!

Allison gözünün önünden geçen bıçak ile susmuştu.

Sevy: yoksa ben keserim.

Hepsi hâlâ uykulu olan Sevy'e gülerek bakıyorlardı. Sevy ise yürümeye başladı ve kenarda olan koltuğa geçti.

Sevy: geldim işte konuşun hadi.

Luther: artık tamız değil mi?

Five ve Sevy: sadede gel.

Five kızın yanına geçmişti. Sevy ise sırtını five'a dayanmıştı.

Sloane ve Luther: evleniyoruz!

Sevy: aferin iyi bok yiyorsunuz.

Ben: NE!?!

Klaus: hadi canım!

Sloane hepsine gülerek bakıyordu. Sevy ise gözlerini kapatmıştı. Five ise kızın saçları ile oynuyordu.

Sevy: daha önemli bir sorum var!

Five: evet.

Sevy: kaç günümüz kaldı?

Five: 2 günümüz var güzelim.

Sevy: ölümümüze son 2!

Five gülmüştü. Sevy ise gözünü açmış ve gülen adama bakmıştı.

Lila: kısa şort ve kuzenim komisyona bakalım mı işimize yarar bir çanta falan buluruz.

Sevy: uygundur.

Five: Sen komisyonu biliyor musun?

Sevy: evet şimdi kaldır o kıçını.

Five: emrinize amadeyim leydim.

Hepsi five ve sevy ikilisine bakıyorlardı. Five genelde kimsenin sözünü dinlemez ve kendi sözünü söyletirdi.

Allison: Sevy'de ne var ki onun sözünü dinliyorsun?!?

Sevy Allison'un yanına yaklaştı.

Sevy: Çünkü uzay-zaman çizelgesinde ki en tehlikeli 1. suikastçi benim. Ve de...

Sevy eline bıçağı almıştı. Allison'un arkasına ışınlandı ve boğazına bıçağı koydu. Kulağına yaklaştı.

Sevy:  ailesi için bile sinir bozucu olan ve bütün geçmişi yalan olan bir kızı öldürmek emin ol hoşuma gidecektir Allison.

Sevy yeniden önüne ışınlanmıştı.

Sevy: Anlaşıldı.

Allison korkar adımlarla girişten çıktı.

Diego: ilk defa bu kadar korktuğunu gördüm...

Lila: Hadi gidelim yoksa buradan birinin cesedi çıkacak.

.
.
.
507 kelime

Benimsin ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin