Sevy ve Yuna çalışmayı bitirmişlerdi. Alışveriş yapmışlardı. Sevy Yuna'yı klaus ve ben ile eve göndermişti. Kendisi ise kuaföre gitmişti.
Sevy: merhabalar
Kuaför: hoş geldiniz efendim ne yapılacak?
Sevy: saçım boyanacak alt taraflar tilki renkleri olacak
Kuaför onaylamıştı ve Sevy'nin saçını yıkamıştı. Saçı boyanmıştı. İşi bitti ve parayı ödedi. Sonunda dışarı çıktı ve eve gitmeye başladı.
Sevy: Ah! Yuna çikolata istedi
Sevy kenarda olan markete girmişti. Çikolata ve bazı gerekli eşyaları almıştı. Sonra eve gitmeye devam etmişti. Son 1 sokak kalmışken havaya karışmış olan dumanlar gözüne çarpmıştı. Sevy yoluna koşarak devam etmişti. Evin önüne geldiğinde yandığını görmüştü.
Sevy: YUNA KLAUS BENY!
Sevy poşeti yere atmıştı. İçeri koşmaya başlamıştı. Adamlar ne kadar durdurmaya çalışsalarda Sevy içeriden sıyrılmıştı. İçeri girdiğinde ateşin dumanı ona etki etmeye başlamıştı.
Sevy: BENY, KLAUS, YUNA NERDESİNİZ?!?
O sırada sevy'e bir cisim ile boynuna vurulmuştu. Sevy en son gördüğü şey ateşler içerisinde yana bir Yuna olmuştu. Ve de kenarda durup sırıtan kendine benzeyen birisi..
~klaus
Sevy içeri girmişti. Yuna'yı aradığı kesindi. Sonunda elleri üzerinde yanmış bir Yuna ile dışarı çıkmıştı. Sevy sonda Yuna'yı kenara koymuş ve bayılmıştı. Saçları yanmış durumdaydı aynı şekilde vücudu da yanıklar almıştı.
Ben: Sevy?!
Ben koşarak kıza koştu. Etraflarına polisler ve ambulans gelmişti. Sevy ayrı bir ambulans ile Yuna ayrı bir ambulans ile gitmişti.
Ben: hepsi benim suçum...
Klaus: hayır Beny senin suçun değildi...
Ben: eğer kızı bu sabah üzmeseydim...
Klaus ben'e sağlam bir tokat geçirmişti.
Klaus: BURADA YOK MUYUM BENİMLE TAŞAK MI GEÇİYORSUN?!
Ben: sabah Sevy'i üzdüm ben klaus beni nasıl affedecek
Klaus: Beny burada saçma bişey var...
Ben dinlediğini belli etmek için kafasını yukarı kaldırdı.
Klaus: ikiside ateşten zarar göremezler güçleri arasında ateş kontrolü var..
Ben: doğru o zaman onlar kim?
Klaus: bilmiyorum ama bu işin içinde bir olay var
Ben klaus'a bakmıştı.
Ben: klaus o bu işin içinde bir iş var
Klaus: her ne boksa işte
Ben derin bir nefes almış ve ayağa kalkmıştı. Arkadan gelen kadın sesi ile oraya dönmüştü.
Lila: HEY BENY ŞU KISA ŞORT SİZİN KARDEŞİNİZ Mİ?
Ben: five mı geldi klaus?
Klaus bilmiyorum der gibi omuzlarını silkti. Ben lila ve five'ın yanına gitmeye başladı.
Ben: five!
Luther: Ben geri kalanlar nerede ?
Lila: evet nerede?
Ben üzüldüğünü belli etmişti. Klaus çocuğa arkasından sarılmıştı.
Klaus: yangında öğrencisini almak için içeri girdi. Yanıklarla dışarı çıktılar. Hastaneye gidiyorlar...
Hepsi birbirlerine şok olmuş şekilde bakıyorlardı. Ama five düşünceli bir durumdaydı.
Luther: iyide sevy'e ateş etki edemez ki sadece dumanı edebilir?
Ben: aynı şekilde Yuna'da ateşi kontrol edebiliyor
Lila: evet kullandığı bir anı görmüştüm ama o zaman onlar kimdi?
Luther: biriniz şunu doğru düzgün bir şekilde anlatsın!
Ben: ben anlatırım. Sevy Yuna'yı güç bakımından eğitiyordu. Yuna'nın Sevy gibi çoklu güçleri vardı. Yuna annesini iki ay önce bir trafik kazasında kaybetti. O günden beri koruyucu aile olarak biz bakıyoruz.
Luther: Yuna tamamlandı şimdi olayı anlat.
Ben: Sevy ve Yuna eğitimden sonra alışverişe gittiler. Ondan sonra Sevy Yuna'yı bize verdi ve kuaföre gitti. Evde nereden başladığını bilmediğimiz bir ateş çıktı. Hepimiz kötü şekilde dumandan etkilenmiştik. Sevy geldiğinde içeri daldı sonra vücudunda yanıklar ile dışarı çıktılar.
Lila: iyide Sevy ateşten etkilenmez
Ben: anlamadığımız tarafta o zaten
Allison: bu eve n'olmuş böyle?!?
Lila klaus'un kulağına eğilmişti.
Lila: kim bu sürtük?
Klaus: yazar piçinin yeni başımıza çıkardığı Allison. Kız kardeşimiz.
Lila: sürtüklükte bir numara gibi gözüküyor
(Yazar Notu : of of hemde ne sürtük)
.
.
.
545 kelime
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benimsin ~
FanfictionSevy: Tek bildiğim ve bileceğim tek bir kişiye ait olduğumdur... (Kapağın arka planında olan çizim bize ait değildir. Pinterestten aranıp bulunmuştur.)