4. Bölüm

1K 41 37
                                    


"Alexandre Leister" dedi ve sırıtmaya başladı.

En son sayılabilecek tüm küfürleri saydığımı hatırlıyorum.

Karşılık olarak bende elimi uzatıp konuşmaya başladım.

"Tanıtmama gerek var mı?"

"Seni kendinden daha iyi tanıyorum desem?"

Ne demem gerektiğini bilemedim. Alexandre şuan gerçekten karşımdaydı, düşündüğümden daha iyiymiş. Tek sorun biraz boynumun ağrımasıydı. Boyum 1.70 olmasına rağmen, bana göre fazla uzundu. Gözlerine bakmaya devam ederken Alexandre aramızdaki sessizliği bozdu.

"Çok bakma aşık olursun."

"Sana mı?" dedikten sonra alayla güldüm.

Bakışları bir anlığına dudaklarıma kaydı. Bir süre daha bakmaya devam ettiğinde aramızda ki kasvetli havayı bozmak için konuşmaya başladım.

"Tanışma merasimimiz bittiğine göre, işlerimi halletmem lazım?"

"Bitti demedim."

"Sormadım?"

Ufaktan sırıttığını gördüm ama bozuntuya vermedim.

Bana eğildi ve kulağıma yaklaşıp konuşmaya başladı.

"Kiminle konuştuğunun farkında bile değilsin bellezza"  diyip geri çekildi.

"Adım Lavin."

"Biliyorum, her neyse konumuza dönelim."

"Hızlı ol insanlar bekliyor."

"Konumuz Taner Aksoy, baban. Yani ortağım."

Niye her boku üst üste öğreniyordum ben amına koyayım.

"Derken?"

"Baban, Niccolò Leister yani babamla ortak. Daha doğrusu 5 sene öncesine kadar ortaklardı, babam ölünce işlerin başına ben geçmek zorunda kaldım. 23 yaşındaydım daha hiç bir bilgim yoktu ama baban ortaya çıktı ve bana her konuda yardımcı oldu. Benim için babamdan bir farkı yoktu, hatta neredeyse babamdı ama orospu çocuğu sevgilin onu da elimden aldı. Sadece benim değil, senin de aldı Lavin. Aç gözlerini artık etrafında olanların farkına var. Selim'i bana getir, babanın intikamını alması gereken kişi benim."

Dedi.

Keşke demeseydi.

İçimden geçenleri dışarı dökemedim. Boş gözlerle Alexandre'ye bakıyordum. Sanırım beni anlamış olacak ki hiçbir şey demeden konuşmamı bekledi.

Konuşamadım.

Tam o sırada Selim'in sesini duydum.

"Güzelim!" diyip yanımıza gelmişti.

Selim'e hiç bakmadan direkt göz ucuyla Alexandre'ye bakmıştım. Biraz daha baksam ne düşündüğünü gözlerinden anlarmışım gibi geldi. Selim'den midesi bulanıyormuş gibiydi. Ne kadar hala bir şeyler hissetsem de son zamanlarda benim de öyleydi, yanıma geldikçe, dokundukça, baktıkça kusacak gibiydim.

Ne olduğunu sorarmış gibi Selim'e baktım ve devam etti.

"Bizimkiler seni bekliyor" diyip elini belime attı. Selim'e kafa sallayıp Alexandre'ye döndüm.

Döndüğümde Alexandre'nin bakışları, belimde ki ellere kaymıştı.

"Gitmem gerek, bu konuyu sonra konuşuruz." dedim ve Alexandre'nin yanından ayrıldık.

Bizimkilerin yanına yaklaştığımızda Derya direkt üzerime atladı.

"Lavinimm, her zamanki gibi döktürmüşsün aşkım."

"Teşekkür ederim hayatım."

Dilara ordan atladı ve,

"Evet bebeğim gezdiğim en güzel sergilerden biri."

"Dilara hayatın boyunca sadece benim sergilerimi gezdin zaten güzelim."

Dediğimde kahkaha sesleri yükseldi. Biraz da Baran, Berkay ve Emir'e dönüp alayla,

"Siz kokteyl içmeye geldiniz sanırım?" dedim.

Berkay dönüp,

"Ne alaka kızım?"

Emir ordan atlayıp

"Beleş yavrum" dedi, aramızda ki muhabbeti sürdürürken yanağımda hissettiğim dudaklarla arkamı döndüm. Eylül'ün geldiğini görünce gülümsedim, onunla da sohbete girişince zaman aşırı hızlı geçmiş gibi geldi. Saate baktığımda 21.32'ydi, sergi 10'da kapanıyordu. Biraz da sergide olan insanlarla ilgilenecektim, bu yüzden Selim'e dönüp konuşmaya başladım.

"Biraz da insanlarla ilgineceğim, gelirim birazdan."

"Tamam sevgilim" dedi ve yanağıma bir öpücük bıraktı.

Etrafa göz gezdirdiğimde Alexandre'nin buraya baktığını farkettim, aldırış etmeden birilerinin yanlarına uğramaya başladım.

Saat 22.00'a yaklaşmıştı ve neredeyse herkes gitmişti. Bir tek bizim grup vardı.

Bir de Alexandre.

Bizimkilerde ayrılırken, en son Selim ve ben çıkacaktık. Geçenlerde söz verdiğim için bugün bende kalacaktı. İşim bittiğinde Alexandre'nin olduğu tarafa gittim ve sahte bir şekilde gülümserken şöyle dedim,

"Kapatıyoruz, burada uyuyacaksın herhalde?"

Gözlerimin içine baka baka "Gerçekten hala şaka yapma peşinde misin? O kadar dil döktüm ve sen hala Selim'le flörtleşiyorsun. Annenle babanın katili olan adamla öpüşmek düşündüğümden daha eğlenceli olmalı." demişti.

Ve ardından sert adımlarla yanımdan geçip gitti.

Tİ AMO Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin