"Sen ne satıyorsun Alexandre? Senin o işlerle alakan ne?" pat diye konuya girdim.Alexandre kısa bir süreliğine yoldan gözlerini çekip bana baktı. Hiçbir şey söylemeden önüne geri döndü.
"Ee?" diye sorumu yeniledim.
"Sana açıklama zorunluluğumun olduğunu düşündüren şey ne Lavin?" dedi.
Öylece Alexandre'ye döndüm. Neden anlatmıyor ki?
"Benimle beraber bir işe kalkıştıysan, her şeyi anlatmak zorundasın."
"Sana hiçbir şey anlatma zorunluluğum yok."
"Dalga mı geçiyorsun? Babanla çalışıyorduk dedin, baba ne demek bilmiyor musun?" dedim.
"Bilmiyorum Lavin." dedi.
Alexandre'yi asla anlayamıyordum.
Kendine bile çok kapalıydı, sanki neyi ne için yaptığını o bile bilmiyordu. Aşırı gizemli bir havası vardı, çözemiyordum.
Araba olduğundan daha hızlı gitmeye başlamıştı. İstemeden sinirlendirdiğimi farkettim.
"Alexandre, yavaş gider misin?"
Ağzından hiçbir şey çıkmadı ama hareketleriyle cevap verdi, arabayı eski hızına döndürmüştü.
"Son kez soruyorum, babamla ne işiniz vardı?"
"Son kez söylüyorum, seni ilgilendiren bir konu değil." dedi.
Hiçbir şey demeden önüme döndüm. Daha fazla kırılmak istemediğim için konuşmadım. Ben her şeyi ona anlatırken o bana "babamla" olan işini bile anlatamıyordu. Demek ki güvenmiyordu.
Ben arkadaş olduğumuzu düşünmüştüm ama demek ki değilmişiz. Arkadaş bile değilsek, Selim olayından sonra bir iletişimimiz olmasına da gerek yoktu.
Kesinlikle gerek yoktu.
Yaklaşık 10 dakika sonra kafamı kaldırıp yola doğru baktım. Alexandre'nin kendi evinin yolundan gireceğini farkettim.
"Kendi evime gitmek istiyorum."
Alex'in bana baktığını hissediyordum ama ben ona dönmedim. Sıkıntıyla bir nefes verdi ve yoldan ani bir şekilde döndü.
Kestirmelerden geçtiği için kısa sürede evime gelmiştik.
Bir şey demeden arabadan inecekken bileğimin tutulduğunu farkettim. Dönüp ona baktım.
"Bir şey demeyecek misin?" diye sordu.
"Dememi istediğin bir şey mi var?" diye sordum.
"Hayır."
"O zaman?"
"Tamam."
Cevabımı aldığım gibi inecekken az önce kararlaştırdığım şeyi hatırladım. O'na döndüm ve dik dik bakarak konuşmaya başladım
"Ha bu arada, Selim işleri bittikten sonra görüşmesek ikimiz içinde daha iyi olur." dediğimde sadece baktı.
"Tamam." dediğinde sanki ses tonu istemediği bir şeyi zorla kabulleniyormuş gibiydi ama buna aldırış etmedim. Çünkü eğer görüşmek isteseydi değer verirdi, değer verseydi arkadaş olurduk ve arkadaş olsaydıkta güvenirdi.
Ama ne verdiği bir değer vardı, ne de güven.
"Görüşürüz." diyip indim.
Hızlı adımlarla evime doğru yürüyüp kendimi içeri attım.
Aile evinden sonra, hala yabancı hissettiğim evime bir göz attım. Tam o sırada telefonum çaldı.
Baran arıyor...
Telefonu elime alıp açtığımda yüksek sesli ortamda olduğunu anlamıştım.
"Hiç itiraz istemiyorum direkt bizimle geliyorsun." diye söze girdi.
"Nereye?" diye sordum.
"Berkay'ın evinde toplanacağız. Şimdiden başladık eğlenmeye bizimkilerde gelir birazdan."
"İyi olur, kafam dağılır biraz. Ama duşa falan gireceğim hemen gelemem."
"Tamam yavrum dikkat et." Baran kapatmadan direkt atladım.
"Derya geliyor mu?"
Derya ile bitmemiş bir meselemiz vardı. Ve o mesele de bugün bitecekti
"Gelecekmiş."
"Güzel." dedim ve istemsiz bir şekilde gülümsedim.
"Hadi görüşürüz öptümm." diyerek telefonu kapattım.
Daha fazla oyalanmadan direkt duşa girdim, bir nebze iyi hissetmemi sağlardı belki.
Sıcak suyun altına girince, düşüncelerimden kurtulamadım. Derya hakkında ne yapacağımı düşünmeye başladım.
O'nu rezil edecektim, bizimkilerle birlikteyken yaptıklarını ortaya çıkaracaktım. Bunu yapmaktan ne kadar zevk alacağımı tahmin bile edemiyordum.
O her şeyi hak ediyordu. Ve hak ettiğini vermekten memnun olacaktım.
20-25 dakika sonra duştan çıkınca direkt hazırlanmaya başladım.
_
İşim tamamen bittiğinde telefonumu çıkarıp saate baktım. 14.12'ydi. Saçlarımı kurutup düzleştirmiştim ve hafif bir makyaj yapmıştım. Parti gibi bir şey yapacaklardı galiba ama zaten Berkay'larda olacağımız için abartı bir şey yapmamıştım yüzüme.
Çantama lazım olacak her şeyi koyup evden çıktım.
Lavin Aksoy
~Berkay'lara giderken giydiği~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tİ AMO
Tajemnica / Thriller"Voglio che tu mi baci." Anlamadığımı belli eden bakışlarla baktığımda sırıtmıştı. -İlk kitabım olduğu için anlamsız yerler çok fazla... Yakın zamanda düzenleyeceğim.-