Bende kalbimdeki iğrenç sızıyla kapıyı açtım."Neredesin sen? Burada napıyorsun geberdim meraktan!"
Keşke gerçekten gebersen.
"İçeri gel öyle konuşalım." dedim masum çıkarmaya çalıştığım sesimle.
Belimden tuttu ve birlikte içeri geçtik.
"Napıyorsun sen burada Lavin konuşsana artık!" dedi ve etrafa bakınmaya çalıştı.
Omuzlarından tutup ona yaklaştım, Alexandre arkadan geleceği için bana bakmasını sağlamam lazımdı.
"Şey..." diye geveledim.
"Beni mi özledin yoksa?" dedi ve sırıtttı.
Buraya onunla bir şeyler yapmak için çağırdığımı sanmıştı. Şuan zorunda olmasam üstüne kusardım ama bozuntuya vermemem gerekiyordu.
Ben tam bir şey demek için ağzımı açacakken Alexandre'nin odadan çıktığını gördüm.
"Ben özledim Selimciğim." dedi ve Selim'in boynunu kilit altına aldı. Bildiğin çocuğu boğuyordu.Selim ne kadar çırpınsa da hiçbir fayda etmedi ve 1-2 dakika sonra bilincini kaybetti.
"Yine de Selim'i özlemen hiç hoş değil." dediğimde dudakları kıvrılmıştı.
"Özlemimi çok iyi gidereceğim merak etmesin o."
Özlem kim?
Şaka
"Şu sandalyeyi getirsene." Diyip biraz ileride ki sandalyeyi işaret etti. Selim'i bağlayacaktı sanırım.
Şuan ona ihtiyacım olduğu için itiraz etmedim ve sandalyeyi ona götürdüm.
Bir süre Selim'le uğraştıktan sonra ceketinin iç çebinden paketini çıkardı. Sigarasını yaktı ve Selim'in kendine gelmesini beklemeye başladı.
İstemsiz olarak yüzümü buruşturdum. Sigarayı oldum olası sevmezdim.
Alexandre bir süre yüzüme baktı ve bir anda dışarı çıktı. Sanırım hoşlanmadığımı anlamıştı.
Selim'e baktığımda gözlerini açmaya çalıştığını gördüm.
Buradan sonrası Dedublüman - Belki dinlerken yazılmıştıır.
Tam anlamıyla gözlerini açtığında bir süre algılayamamış gibi etrafa bakındı, sonra yavaş yavaş konuşmaya başladı.
"Lavin napıyorsun amına koyayım? Çöz beni, kafayı mı yedin sen!?"
"Kes sesini, artık konuşma sırası bende gerizekalı."
"Ne diyorsun aşkım? Ben niye bu haldeyim?"
"Nasıl gönlün el verdi? Beni annesiz babasız bırakmak senin ne yararına oldu?"
Ağzını bile açamadı.
"Öyle bakarsın işte. Bana mükemmel sevgili rolü yapmak zor olmadı mı? Hiç utanmadın mı yüzüme bakarken, söylesene?"
Boğazım yırtılırcasına bağırıyordum ama umurumda bile değildi.
Tam o anda kapı açıldı, Alexandre gelmişti ama arkama dönme gereği bile duymadım.
"Lavin..."dediğinde sinir katsayım daha da artmıştı. İsmim ağzına hiç yakışmıyordu.
"Derya diyecektin herhalde?"
Kafası öne doğru eğildi, yüzüme bakamıyordu resmen. Günlerdir içimde tuttuğum her şeyi bir bir yüzüne vurmaya başlamıştım. Bir zahmet biraz utansın.
"Bana bak! 24 yaşında annesiz babasız bıraktığın, yakın arkadaşıyla aldattığın kıza bak! Sözde çok aşık olduğun kıza."
"Midem bulanıyor sana bakarken biliyor musun? Senin kendinden miden bulanmıyor mu? Bana, karıncayı bile incitmeye kıyamıyor rolü yaparken eğleniyor muydun? Hiç mi vicdanın yok senin köpek! Ne geçti eline söylesene?"
"Babamın saygısı ve sevgisi geçecekti Lavin!"
"Ailemi öldürüp bir de üstüne beni aldatarak mı geçecekti bu eline aptal!"
Söyleyeceğim hiçbir şey bu zavallıya değmezdi. Sadece zaman kaybıydı, 4 ayımın kaybı.
"Evet, Derya'yla aldattım! Evet aileni öldürdüm. Evet başta her şey plandı, ama planlarımın içinde sana gerçekten aşık olmak yoktu Lavin.."
Boş bir bakışla dediklerini dinliyordum.
"Ne olursun affet, lütfen güzelim. Her şeye baştan başlarız olmaz mı? Yemin ederim seni hiç üzmeyeceğim." dedi.
Ondan sonra Alex'in sesini duydum.
"Daha üzecek ne kaldı piç kurusu? Ağzını yüzünü sikeceğim şimdi."
"Lan sen sergide ki herif değil misin?" beklemiyordu sanırım.
"Evet benim, beğenemedin mi?" dedi Alexandre.
Selim, Alex'e bir şey demeden bana döndü. Benden bir cevap bekliyordu.
Fakat ona olan bakışlarımı fark edince duraksadı.
"Bana düşmanınmışım gibi bakma Lavin! Sevgilinim ben senin..."
"Sen insan mısın ki birinin sevgilisi olabileceksin? Hayatımda görebileceğim en iğrenç insansın, senden daha beterini zaten bulamam. Annenin seni bu halde görmemesi iyi oldu, umarım kemikleri sızlamamıştır." dedikten sonra Alexandre'nin yanına gittim.
Dönüp ona tekrar baktığımda yutkunma sesi kulaklarıma gelmişti. Annesi hakkında konuşmam zoruna gitmişti.
"Napıyorsan yap buna." dedim ve odanın en köşesine geçtim.
Alexandre, Selim'in karşısına geçti.
"Baban olacak kahpe yaptırdı değil mi? Taner abinin kıskançlığından geberdi değil mi lan?"
"Ne kıskanacak lan benim babam onu? Hakettiğini aldı."
Ben tam söze atlayacakken Alexandre bir anda Selim'in yüzüne yumruk geçirdi. Selim'in sızlanmasını duymuştum.
"Düzgün konuşacaksın, ölmek için yalvarmana gerek kalmasın yoksa yazık olur sana."
Ardından ben söze girdim, anlatması gereken şeyler vardı.
"Baban, babamdan ne istedi? Ne istediniz ailemden Allah'ın belaları!"
"Baban hakkında hiçbir şey bilmiyorsun Lavin! Bu işlerde onun parmağı yok mu sanıyorsun?" dedi.
"Ne işi, açıkla artık gerizekalı!"
Alexandre, Selim'in konuşmasına izin vermeden söze atladı. Sanki Selim'in bir şeyleri söylemesini istemiyor gibiydi. Neden ki?
"Babanla çalışıyorduk Lavin. Bazı garip işlerden."
"Ne işi?" diye sorguladım.
"Biricik Alexandre'n sana hiçbir şey anlatmadı mı? Demek ki bir şeyleri saklayan tek kişi ben değilmişim." diye araya girdi Selim.
"Sana soran mı oldu?" dedim.
"Her türlü boku yiyor bunlar Lavin. Tanıdığın gibi biri değil."
"Sen tanıdığım gibi biri misin? Ayrıca yine sana sormadım aptal." diye çıkıştım.
"Millete uyuşturucu satan andaval bana laf yapıyor." diye sinirle mırıldandı Alexandre ama onu ikimizde duymuştuk.
Ney?
Selim uyuşturucu mu satıyordu?
![](https://img.wattpad.com/cover/356387511-288-k797906.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tİ AMO
Mystère / Thriller"Voglio che tu mi baci." Anlamadığımı belli eden bakışlarla baktığımda sırıtmıştı. -İlk kitabım olduğu için anlamsız yerler çok fazla-