4-anlaşmanın ilk günü

303 32 4
                                    

Yuta, kendisine verilen battaniyeyi ikiye katlayıp büyük odanın bir köşesine sermişti.
Artık o kadar sert olmayan zemine oturdu ve gömleği çekiştirip çıplak bacaklarını gizledi. Johnny'nin teklifini kabul ettiği için kendisini garip hissediyordu. Henüz isimlerini duymuş olsa da hatırlayamadığı iki alfa önceki kadar kaba ve saldırgan davranmıyorlardı. Yuta, onlarla yaptığı anlaşmadan dolayı böyle olduklarını düşündü.

Adamlardan birinin ayağa kalktığını fark ettiğinde başını kaldırdı ve yukarı baktı.
En genç alfanın kendisine yaklaştığını gördüğünde biraz geriye çekilip sırtını duvara yasladı.

"Hey, üzgünüm seni rahatsız etmek istemedim."
Jeno dikkatlice omeganın yanına oturdu.
"Düşündüğüm gibi çok sert ve rahatsız. Bizimkiler daha rahat."

Yuta bir şey söylemek yerine yalnızca alfanın gözlerine bakmaya devam etti.

"Üzgünüm.. Hongjoong ve Mingyu çok kabaydı."
Sesi çok yüksek olmasa da Hongjoong'un homurdandığını duydu. Mingyu uyuyordu.

"Önemli değil, şimdi iyiyim. Bir anlaşma yaptık."
Yuta, oğlanın genç olduğunu yakından bakarken daha net görebiliyordu. Fakat taze cildi yara izleri ile doluydu.

Jeno, omeganın iri gözlerine beğeniyle bakarken vücuduna dolan güzel kokuyla mest oluyordu.
"Çok küçüksün."
Çekinerek söyledi ve devam etti.
"Bütün omegalar sana mı benziyordu?"

Yuta soruya şaşırdı ve afalladı.
Biraz düşündü ve mantıklı bir cevap vermeye çalıştı.
"Her zaman değil."

"Şey.. ben düşündüm ki istersen benim yatağımda uyuyabilirsin."
Jeno, omeganın korktuğunu hissettiğinde hemen devam etti.
"Yani yalnızca sen. Ben burada seninkinde uyuyabilirim."

Yuta kirpiklerini kırpıştırdı.
"Ahh.. gerek yok. Yine de teşekkür ederim."

Jeno yine de ısrar etti.
"Lütfen.. Senin bu rahatsız yerde yattığını bilerek uyuyamam."

Johnny odada değildi, Jaehyun ve Mingyu uyuyordu. Hongjoong ikilinin konuşmasına şahit olduğu için güldü.
"Nazlanma da kabul et işte."
Yuta'ya hitaben söyledi.

Yuta diğer alfanın sesini duyduğunda somurttu ve cılız kollarını kendi bedenine doladı.
"Peki. Ama yalnızca bu gecelik."
Söyledikten sonra dizleri üzerinde doğrulup uzandı ve Jeno'nun yanağına küçük bir öpücük kondurdu.
Hemen ardından yumuşak yatağa gitti. Genç alfanın kokusu rahat hissettiriyordu. Battaniyeyi üzerine örttü.

Hongjoong sırıtırken, Jeno ise hala nasırlaşmış ellerinden biriyle Yuta'nın öptüğü yere dokunmakla meşguldü. Derin bir nefes alıp çok hızlı atan kalbine diğer elini bastırdı ve sert zemine uzandı.

~~~

Yuta omzuna nazikçe dokunan büyük bir el sebebiyle yeni güne uyandığında korkuyla irkildi.
Bu kocası öldüğünden bu yana tek başına geçirdiği günlerden sonra yalnız uyanmadığı tek sabahtı.

"Üzgünüm ufaklık. Yemekhanede kahvaltı hazırlayacağız. Diğerleri çoktan orada."
Jaehyun konuşurken, uykulu Yuta'nın ne kadar sevimli göründüğünü düşünmeden edemedi.

Yuta kollarını iki yana açıp esnedi ve gözlerini ovuşturduktan sonra biraz kendine gelmişti.
"Çok mu fazla uyudum?"

"Anlıyorum. Günlerdir güvende olmadığını düşündüğün için iyi olmadığını tahmin etmek zor değil."
Ardından getirdiği eski pantolonu oğlana uzattı. "Bunu giy, kurumuş yine de çok eski. Sonra ki şehre inişimizde sana yeni giysiler bulmamız gerekiyor."

Direniş' 🔞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin