Minho aşağı kata inip kapıyı açmak için odadan ayrıldı.
Biraz gürültü duyuldu ve daha sonra sessizlik. Geriye kalan alfalar birbirlerine baktılar.Yuta da başını çevirdi ve odanın kapalı kapısına bakarken nefesini tuttu. Saniyeler dakikalara dönüştü sanki ve hâlâ hiçbir şey olmayınca odadakiler kıpırdanmaya başladı.
Kapı, ardında içeri girmeye çalışan bir ordu varmışçasına güçle sarsıldı. Yuta baygın hongjoong'a çabucak bir bakış attığında sırtındaki gerilimin hafiflemeye başladığını hissetti. Gelen Johnny olmalıydı, Yuta onun yoğun kokusunu alıyordu.
Alt kattan ani ve şiddetli bir haykırış yükseldi. Bu Minho'nun sesiydi. San Yuta'yı bırakıp belinden çıkardığı kazığı sıkıca kavradı.
“Buradalar,” diye fısıldadı Seokmin. Shownu kapıya yöneldi ama Seokmin, “Burada kal,” diye seslenerek onu durdurdu.
Shownu fal taşı gibi olmuş gözleriyle Seokmin'e baktığı sırada, alt kattan yükselen bağırışlar çığlıklara dönüştü. “Ama onlar Minho'yu-...”
"Sana burada kal dedim."
Meşe kapı herkesin beklediği gibi açılmadı. Birkaç garip ses duyuldu ve gerçek bir kurt sesi onları takip retti. İçeri de ki üç alfa ürperdi. Hatta Yuta bile. Kapının dışında bir alfa kurt formuna geçmişti.
Salgın olmadan önce bile onların sayısı o kadar azdı ki.Alt kattan gelen sesler mide bulandırıcı bir hal aldığında herkesin nefesi kesildi.
Kapı etrafa iri ahşap parçaları saçarak dagıldığında odada ki herkes şaşkınlık içindeydi. Yuta bile ağzı açık kalakaldı
Genizden gelen, korkudan insanın kanını donduran kükreme yüzünden az kalsın hepsi sağır olacaktı sanki.
Johnny'nin kurt formunun mavi gözleri odada ki alfaların üzerinde hiç kimsenin kaçamayacağı ölüm dalgaları gibi dolaştı. Kocaman bir canavardı, kürkü simsiyatı, uzun sivri dişleri salyayla kaplıydı.
Hiçbiri daha önce hiç böyle bir şey görmemişti.
Sonra üç alfa da itaatkâr bir tavırla dizlerinin üstüne çöktü. Bu içgüdüsel bir tepkiydi. İçgüdüleri onlara yol gösteriyordu. Yuta daha sonra gözlerini kapattı. Bu vahşeti görmek istemiyordu. Acı dolu inlemeler ve son nefesini veren alfaların dudaklarından yükselen hırıltılar etrafını kuşatmıştı.
Sesler ve gürültü kesildiğinde gözlerini açtı ve Yuta ve etrafa bakındı. Her taraf kan içindeydi.
Vücut parçaları etrafa yayılmıştı.
Johnny'nin kurdu yerde ki omegaya durduğu yerden baktığında Yuta korkuyla inledi.
Siyah büyük canavarın uzun sivri dişleri ve pençeleri kanla ve et parçalarıyla kaplıydı. Hatta ağzının köşesinde kopmuş bir parmak duruyordu.Yuta başını çevirdi ve Hongjoong'a baktı. Johnny bakmayacağı kadar korkutucuydu.
Hongjoong hala yatıyordu, uyanmıştı, sağlam gözü açıktı, ama cam gibi donuk ve bulanıktı. Gövdesinin hemen altında biriken kan gölü sanki onu da ölülerden biriymiş gibi gösteriyordu.
Yuta hemen ayağa kalktı ve ona doğru koştu. Alfanın başını dikketlice tuttu ve çıplak bacaklarının üzerine yerleştirdi.
Ağlamaya devam ederken titreyen küçük elleriyle alfanın yara almamış yerlerini okşuyordu.
"Üzgünüm, üzgünüm. Lütfen ölme Hongjoong."
Yuta onun ne kadar kan kaybettiğini belirleyemiyordu ama hala iyileşmemiş olan yarası dövüşürken açılmıştı. Boğazı, tek gözü ve bacaklarının arası, da kanıyordu. Bilinci yerindeymis gibi de görünmüyordu. Gözü çok boş bakıyordu.O sırada diğer alfalar üst kata, çıkmıştı. Odada ki vahşete ve Johnny'e bir süre şaşkınlık içinde baktıktan sonra dikkatlerini Yuta'ya ve kucağında ki alfaya verebildiler.
Jeno koşarak Yuta'ya sarıldı. Onun omzunun üzerinden Hongjoongun işkence görmüş vücuduna bakarken gözleri irileşti ve midesi bulandı. Yuta'ya bir şey olmuş olabileceği onu o kadar korkutmustu ki aklına hyung'u hiç gelmemişti. Yoğun bir acı göğsünü kaplarken yutkundu.
Jaehyun da Mingyu da koştu ve yere çöktü. Biri Hongjoongun nabzını kontrol etti, diğeri de yaralarına baktı.
Mingi de kali eşiğinde durmaya devam etti. Yuta iyi olduğu için mutluydu sadece.
"Yaşayabilir! Yaraları ölümcül değil ama acele etmezsek kan kaybından ölebilir." Jaehyun nefes nefese bir halde söyledi ve bakışları Yuta'yı buldu. "Peki ya sen, sana bir şey yapmadılar değil mi?" Elini kaldırıp Yuta'nın kızarmış ağlamaktan bitkin halde ki yüzünü kavradı.
"İyiyim, bana hiçbir şey yapmadılar yaram yok."
Aklına gelen şeyle devam etti.
"Bodrumda bir beta var. O da yaralı."Johnny yeniden insan formuna dönse de gözleri hala aynıydı.
Tamamen çıplak ve kirli halde grubuna yaklaştı. Elleri yumruk halini alırken göğsünde bir hırıltı vardı. Tırnakları avcunu delerken kendisine güvenen bir grubu koruyamadığı için utanç ve öfkeyle dolmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Direniş' 🔞
FanficYuta, tüm dünyayı kıyamete sürükleyen bir salgının ardından, Alfaların ipleri ele aldığı, adaletsiz dünya da tek başına bir omega olarak hayatta kalmak zorundadır. Üstelik omegalar.. onlar neredeyse tükenmişti. Bir omega bulmak, yemek bulmaktan bile...