Yuta, tüm dünyayı kıyamete sürükleyen bir salgının ardından, Alfaların ipleri ele aldığı, adaletsiz dünya da tek başına bir omega olarak hayatta kalmak zorundadır.
Üstelik omegalar.. onlar neredeyse tükenmişti. Bir omega bulmak, yemek bulmaktan bile...
"Hey! Johnny kalk!" Yeosang uyuyakalmış alfayı kaldırmak için bağırdı. Doğum sırasında Yuta'ya her ne yaptıysa, beta lider alfayı daha önce bu kadar bitkin ve güçsüz gördüğünü hatırlamıyordu.
"Yuta uyandı!"
Johnny'nin uykusu tamamen dağılırken sırtını yaslandığı duvardan ayırdı ve gözleri boş bir şekilde tavana bakan Yuta'yı gördü. Hızlıca omeganın yanına vardı ve dikkatlice yüzünü kavradı. "Bana bak Yuta. Nasıl hissediyorsun?"
Yuta kirpiklerini kırpıştırarak bir süre Alfaya baktı ve yutkundu. Boğazı kurumuştu ve çok susamıştı. "Bebeğim, o nerede?"
Johnny güldü. "Bebeklerimiz Yuta. İki taneler."
Yuta ağzını açtı bir şey söyleyecek gibi oldu ama onun yerine ağlamaya başladı.
"Hey, hepsi geçti canım. Artık iyisin, bebekler sağlıklı. İyileşeceksin." Eğilip Yuta'nın alnını öptü ve geriye çekildi. Yüzleri birbirine çok yakındı.
"Bebeklerim, onlar nerede Johnny?"
"Hongjoong, Jeno, Mingyu, Jaehyun ve Joshua... Minicik iki bebeğe bakmak için alfaların odasında kıyameti koparıyorlar." Söyledikten sonra göz devirdi. Gerçekten de öyleydi. Hiçbiri bebek bakmaktan anlamıyordu. "Hemen şimdi onları sana getireceğim." Ardından odadan çıktı.
Johnny ve Yuta yalnız kaldıklarında Yuta alfanın bileğine tutundu. "Teşekkür ederim Johnny. Bana ne yaptın bilmiyorum ama sen elimi tuttuktan sonra hiçbir şey hissetmedim." Daha sonra sızlandı. "Ama şimdi biraz acıyor. Yine de dayanılmayacak gibi değil."
Johnny cevap vermeden yüksek bir gürültü ile herkes içeriye girdi. Jeno en öndeydi. Koşarak Yuta'nın diğer tarafına oturdu ve sulu gözlerle omegaya bakarken birçok özür mırıldandı.
Mingyu, Jeno'yu bir kedi yavrusunu tutar gibi ensesinden kavradı ve onu yolundan çektikten sonra Yuta'nın yanına oturdu.
"Siktir hyung! Gücünü üzerimde kullanma." Jeno şikayet etti ve ensesini ovuşturdu.
Yuta bakışlarını herkesin yüzünde teker teker gezdirdi. Hepsi sevgi ve minnettarlık doluydu. Daha sonra Hongjoong'un ve Jaehyun'un kucağında duran bebeklerine dikkatini verdi ve ağlamamak için dudaklarını birbirine bastırdı.
Jaehyun bebeği Mingyu'ya, Hongjoong'da Johnny'e verdi. Yuta ikisini tutamayacak şekilde yaralıydı. Yuta önce bebeklerinin yüzüne dikkatlice baktı. Aynı görünüyorlardı hiçbir farkları yoktu. Çok tatlılardı. Johnny dikkatlice bebeği Yuta'nın göğsüne koydu ama hala eliyle destek oluyordu. Yutaya bir zarar gelmesini istemezdi.
"Çok güzel." Yuta'nın sesi titriyordu. “Merhaba, en sonunda seninle tanışmak çok güzel." Güldü ve bebeğin kokusunu içine çekti.
"Yuta, onlar aç olmalı. Emzirmeyi denemek ister misin?”
Yuta “Evet,” derken yüzü aydınlanmıştı. Birkaç kez denemeleri gerekti, ama bebek hızlı öğreniyordu. Ve Yuta'nın onu izlerkenki ifadesinde öyle büyük bir huzur vardı ki hemen yanında duran Johnny buna bakarken göğsünün sıkıştığını hissediyordu.
"Hey, memelerinin bu kadar büyüdüğünü fark etmemiştim." Hongjoong ilgiyle söylediğinde ensesine bu sefer de Joshua'dan bir şaplak yedi.
Bir süre sonra bebek geri çekilip yaygarayı kopardı ve Yuta burnunu ona sürtüp sakinleşene kadar onunla konuştu. O sırada Jeno hala ağlıyordu. Herkes huzurluydu, Mingi bile.
Bebeği Johnny aldı ve Mingyu kendi kucağındakini Yuta'ya verdi. Geriye çekilmeden önce omegayı tatlı, yumuşak, sevgi dolu bir şekilde öptü.
Jaehyun kollarını göğsünde birleştirdi. Kıskanmıştı ama Mingyu ya da Johnny'ye bir şey diyemiyordu. Şimdi orada, omeganın yanında oturanlardan biri o olmak istiyordu. Jeno ağlamakla, Hongjoong ise büyük bir ilgi ve merakla Yuta'nın bebeği emzirmesini izlemekle meşguldü.
~~~~
Bebekler beşiklerinde uyurken Yuta'yı yormamak için teker teker onunla vakit geçirmeye karar kılmışlardı. Her saat odada ki kişi değişiyordu.
"Bebeğin adını ne koyacaksın?" Jaehyun, Omeganın yanında uzanırken ve onun güzel yüzüne bakarken sordu. "Hiç düşündün mü?"
Yuta güldü. "Elbette düşündüm. Ama bir taneydi. Şimdi iki bebeğimiz var. Emin değilim." Bir süre sessizce beklediler.
"Jungwon ve Jaewon'a ne dersin?" Jaehyun söylediğinde Yuta güldü.
"Diğerlerinin seninle kavga etmesini mi istiyorsun?" (bilmeyenler için jae'nin tam adı jung jaehyun.)
Jaehyun iç çekti. "Hey! Sadece isimler güzel."
"Ama haklısın, hoşuma gitti. Jungwon ve Jaewon, çok tatlı."
Jungwon
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Arkadaşlar bu yaratık mı desem varlık mı. O kadar sevimli ki fice koymam gerekiodu. İnsan sekline bürünmüş bir kedi.
