Hongjoong'un yaralandığı günden bu yana hiçbir şey değişmemişti. Alfanın dövüştüğü diğer alfa ya da çetesi ortalıkta görünmüyordu.
Johnny bunun fırtına öncesi sessizlik olduğuna emindi. Artık keşfe de çıkmıyorlardı.Beta oldukça sessiz ve uyumluydu.
Jaehyun, Jeno ve Hongjoong ile iyi anlaşmıştı. Mingyu her zaman ki gibi keyifsiz ve soğuktu. Yeosang onu umursamadı."Jeno nerede?"
Yemeğin ortasında Jaehyun sordu.
"Gerçekten artık iyi değil."Johnny artık boş olan konserveyi bırakırken Jaehyun'a baktı.
"Ben çıkarken o duş kabinlerinden birine giriyordu."
Elinin tersiyle ağzını sildi. "Kokusu berbattı."Mingyu güldü.
"Vay canına o velet. Kızgınlığın tam da ortasında ve delirmek üzere ama yine de Yuta'dan uzak duruyor." Konuşurken Yuta'ya bakıyordu.
"Daha da olgunlaştığında güçlü bir alfa olacak.""Umutsuz bir şekilde Yuta'ya aşık. Ona zarar vermekten korkuyor olmalı."
Jaehyun ekledi.Yuta oturduğu yerde rahatsız bir şekilde kıpırdandı.
Jaehyun'a kaçamak bir bakış attıktan sonra hemen önüne döndü.
Alfalar konuşmaya başlamadan önce Jeno'nun durumunun bu kadar ciddi olduğunu fark etmemişti. Henüz kızgınlığa girmediğini düşünüyordu.~~~~
Yemekte ki konuşmanın ardından yarım saat geçmişti ama Jeno'dan hala haber yoktu. Yuta endişe içinde Johnny'nin onu en son gördüğü yere gitti.
Dolu olan kabinin kapısında durdu ve yutkundu.
"Jeno, orada iyi misin?Yalnızca yoğun feromonlar vardı. Bir süre alfa ses vermedi. "Yuta, git buradan."
"İyi olduğundan emin olmam gerekiyor."
Yuta sızlanarak söyledi. "Lütfen Jeno." İçeriden alfanın hırıltı benzeri sesini duyduğunda yutkundu ama yine de oradan ayrılmadı.Bir süre sonra kabinin kapısı açıldı.
Yuta uzun boylu Alfaya bakarken kirpiklerini kırpıştırdı. Islak saçlar alnına yapışmıştı. Gözleri her zaman olduğu gibi koyu kahverengi yerine griydi.
Bir süre omegaya baktı ve kapıyı sonuna kadar açtı.Yuta şimdi adamı boylu boyunca görebiliyordu. Tamamen çıplaktı. Süt beyazı teni siyah saçlarıyla oldukça zıt bir tezat oluşturuyordu.
Vücudunda diğer alfalarda olduğu gibi birçok yara izi mevcuttu.Omega bakışlarını daha aşağıya indirdi ve yutkundu. Genç alfanın gururla kendini sergileyen sert ve büyük aletinde durdu.
"Yuta, sana gitmeni söylemiştim."
Hızlı hızı nefes alıyordu. Feromonlarını kontrol edemiyordu.
Alnında normalde belirgin olmayan birkaç damar şişmişti."Jeno, sana yardım edebilirim, acı çekmene gerek yok."
Yuta oğlanın kapıyı kapatmasına izin vermeyip içeriye girdi.
Aşağıdan alfanın yüzüne bakarken yutkundu. Korkutucu olmadığını söylese yalan olurdu.
Küçük ellerini uzattı ve yanaklarına koydu.
"İzin ver, bunları yaşamak zorunda değilsin."Jeno'nun kaşları çatıldı.
"Bunu yapmak zorunda değilsin Yuta. Başını çevirdi ve sağ yanağında ki elin avcuna dudaklarını bastırdı. Daha sonra kendine engel olamayıp omeganın ince bilekleri tuttu. "Çok güzel kokuyorsun.""Bunu istiyorum Jeno. İlk seferinin böyle korkunç bir şekilde olmasını istemiyorum. Sana değer veriyorum."
Ellerini ondan kurtarıp parmak uçlarında yükseldi ve dudaklarını birleştirdi. Öpücük başta yumuşak ve tatlıydı. Jeno güçlü kollarını omeganın etrafına dolayıp onu sıkıca kendine bastırana dek.Nefes alma ihtiyacı yokmuş gibi öpüyordu. Yuta'nın sıcak ve ıslak ağzı günlerdir ona iyi hissettiren tek şeydi. Omeganın ellerini göğsünü yerleştirip kendini itmeye çalıştığını fark ettiğinde durdu.
Yuta nefes nefese bir halde ona baktı bir süre.
"Çok vaktimiz var Jeno, bırak nefes alayım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Direniş' 🔞
FanficYuta, tüm dünyayı kıyamete sürükleyen bir salgının ardından, Alfaların ipleri ele aldığı, adaletsiz dünya da tek başına bir omega olarak hayatta kalmak zorundadır. Üstelik omegalar.. onlar neredeyse tükenmişti. Bir omega bulmak, yemek bulmaktan bile...