Ecrin Asena Göktürk
"Annecim merak etme ben çok iyiyim, her şey yolunda. Alt tarafı bir sene burada kalacağım zaten biliyorsun bunu. Begüm'ün annesinin rahatsız olduğunu ve bu yüzden yurt dışına onun yanına gittiğini biliyorsun, defalarca kez anlattım. Ben de onun buradaki Eczanesini geçici olarak devraldım ve o geldiğinde yine sizin yanınıza geleceğim. Daha geleli iki hafta oldu, ama sen yıllardır beni göremiyormuşsun gibi davranıyorsun Anne, lütfen böyle yapma. Ben de sizi çok özlüyorum ama önünde sonunda kavuşacağız, biraz sabır Annecim."
Annemle biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapattım ve müzik açarak kendimi mutfağa attım. Buraya geleli iki hafta olmuştu ve neredeyse yerleşmiştim. Begüm onun evinde kalmam konusunda çok ısrar etmiş olsa da bunu kabul etmemiştim ve onun yerine kendime bir daire kiralamıştım. Şu an Van'daydım yani doğuda. Annemi endişelendiren asıl şey de buydu zaten, buranın tehlikeli olduğunu düşünmesi. Şimdiye kadar hiçbir sıkıntı yaşamamıştım. Evimi güzelce yerleştirmiştim ve sadece temizliği kalmıştı. Oturduğum apartman diğer apartmanlarla çok yakındı. Öyle ki balkona çıktığımda karşı apartmanın içini görebiliyordum, hatta karşı balkonda biri olsa ve biz birbirimize uzansak belki ellerimiz değerdi. Gerçi bunun için kollarımın birazcık daha uzun olması gerekirdi ama her neyse. Zaten karşı apartmanda biri oturmuyordu galiba. En azından iki haftadır buradaydım ve o dairede kimseyi görmemiştim. Diğer herkesle tanışmış ve çok iyi anlaşmıştım. Burada herkes birbiriyle çok içli dışlıydı, komşuluk ölmemişti ve bu hoşuma gidiyordu.
Dikkatimi çalan şarkıya verdiğimde istemsizce gülümsedim. 'Yaşarken ölenler' isimli parça çalıyordu ve bu içimi gururla dolduruyordu. Aklıma vatanımız, milletimiz, bayrağımız geliyordu. Telefonun sesini biraz daha açıp bulaşıkları yıkamaya koyuldum. Sabah misafirlerim vardı, komşularım gelmişti ve henüz bulaşık makinem olmadığı içim elimde yıkayacaktım. Kulağımı şarkıya vererek işime başladım.
Senin sevdan ile yandım a ah
Dalgalansın kara deniz ah
Nasıl anlatalım seni sana
Kurşun geçirmez bu sevda da
Dillerden düşmez bu aşk ah aGüzel günler göreceğiz
Sanma ki pes edeceğiz
Güzel günlerin hatrına
Yarınlara güleceğizSenin hatrına, anıların hatrına
Düşer sevdan aklıma, girer rüyalarıma
Biz sokaklardan senle büyüdük
Yağmurda yürüdükSevdanı gördük de ah
Şimdi fırtınaya döndük
Seninle güldük
Yaşarken öldük biz senin uğrunaBu şarkı bittikten sonra sıra diğerine gelmişti ve bu parça benim için özeldi çünkü içinde ismim geçiyordu. Ecrin Asena Göktürk, bu benim ismimdi ve şimdi çalan şarkı da 'Asena' parçasıydı. İsmimi dedem koymuştu, kendisi askerdi ve genç yaşta şehit olmuştu. Aslında dedem sadece Asena ismini koymuştu, annemler de Ecrin ismini eklemişlerdi böylece herkesin gönlü olmuştu. Kendi dedem asker olmasına rağmen daha önce hiçbir askerle karşılaşmamıştım. Karşılaşsam nasıl olurdu acaba? Bunları düşünürken elimdeki çatalları yanlışlıkla yere düşürdüm ve kendi kendime gülerek onları yerden kaldırdım. Tam o sırada başımı kaldırmamla karşı balkondan bana bakan adamı gördüm ve aynı zamanda şarkının sözleri duyuldu.
Bozkurtça baktım sana
Yaktın beni Asena
Bozkurtça baktım sana
Yaktın beni AsenaTuran'a yolculukta
Eşim ol sen Asena
Turan'a yolculukta
Eşim ol sen Asena
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiç kapanmayan yaram (Tamamlandı)
RomanceYeni bir şehre taşınırken ne umuyordum bilmiyorum ama kesinlikle tehlikenin içine atılmayı beklemiyordum. Onu gördüğüm ilk an anlamıştım benim için herhangi biri olmayacağını. Kendisi askerdi ve yaşamı tehlikeler, yaralar, kayıplar, acılar ve ölümle...