Ecrin Asena Bozkurt
Semih’le olan telefon görüşmemi sonlandırdıktan sonra kızların yanına geri döndüm ve masadaki yerimi aldım.“Kötü bir şey yoktur umarım?” diyen Ceyda ile başımı olumsuz anlamda salladım.
“Hayır, sadece nasıl olduğumu soruyor.”
“Semih’e baba olmak çok yakışacak,” diyen Hülya abla ile tebessüm ettim.
Bence de ona baba olmak çok yakışacaktı. O bu dünyadaki en güzel eş olduğu gibi aynı zamanda da en güzel baba olacaktı, buna hiç şüphem yoktu.
Kızlarla baş başa olmamızı fırsat bilerek Alyaya doğru döndüm ve “Sen neden evlenmek istemiyorsun?” diye sordum.
“Bu sefer kaçamazsın o yüzden lütfen beni yormadan anlat, hem bak ben hamleyim üzülürüm sonra.”
Alya sıkıntılı bir nefes verdi ve “Bir sebebi yok, evlenmenin önemli olmadığını düşünüyorum,” dedi.
Meryem ona inanmadığını belli edercesine “Hıhı, eminim öyledir. Yalan söylemeyi bırak da anlat işte. Biz senin arkadaşın değil miyiz? Neden saklıyorsun bizden? Oysa biz seninle her şeyimizi paylaşıyoruz.” dedi.
“B-benim çocukluğum pek güzel geçmedi. Annem ve Babam birbirini severek evlenmişler ama evlendikten sonra her şey değişmiş, daha doğrusu ben doğduktan sonra...
Babam annemi aldatmaya başladı, sürekli ona hem psikolojik hem de fiziksel şiddet uyguladı.
Belli bir yaşa geldikten sonra annemle konuştum ve ona babama neden katlandığını sordum. Bana ‘Çünkü onu seviyorum,’ demişti. Bir insan kendini aldatan, şiddet uygulayan birini nasıl sevebilirdi? Bu soruyu anneme de sordum ve verdiği cevapla o evi bir daha dönmemek üzere terk ettim…”Alyanın anlattıklarıyla gözlerim dolmuştu ve ben titreyen sesimle “Annen ne dedi?” diye sordum.
“Babanın beni sevmeme sebebi sensin, eğer sen olmasaydın beni hala seviyor olurdu başka kadınlara gitmezdi. Ne olduysa senin yüzünden oldu ve ben senin yüzünden kocamı boşamayacağım,”
Alyanın verdiği cevapla kaskatı kesildim. Bir insan nasıl olurdu da masum bir çocuğu, kendi çocuğunu böyle bir şeyle suçlardı? Kocasının onu aldatıyor olmasını nasıl olurdu da Alyaya bağlardı?
Aklıma kendi çocukluğum gelince içten içe şükrettim. Benim annem de babam da beni çok sevmişlerdi. Babam ne kadar vatan haini çıkmış olsa da bana karşı yaptığı tek kötülüğü beni hain olarak damgalaması olmuştu. Bana hiçbir zaman kızmamış ve asla el kaldırmamıştı. Annem desen zaten beni kendinden daha çok önemserdi.
“Ben evlilik denen şeyden hep nefret ettim, hatta erkeklerden de hep nefret ettim. Her zaman asla bir erkeğe güvenmeyeceğimi, sevgili olmayacağımı söylerdim ama şimdi Fethi var. Onu hayatıma almış olmam bile çok büyük bir adım benim için ve ben henüz daha fazlasına cesaret edemem. Ben evlendikten sonra Fethinin de babam gibi değişmesinden, annem gibi olmaktan çok korkuyorum.”
Alyanın itiraf ettiği şeyle yanımda oturduğu için ona sarıldım ve “Korkma,” diyerek onu teselli etmeye çalıştım.
“Fethi böyle bir şeyi asla yapmaz, hem sen de annen gibi değilsin ki. Sen öyle bir durumda kocanı boşar ve çocuğunla mutlu bir hayat sürerdin. Sakın geçmişinden dolayı geleceğinden kaçma Alya. Fethiye, sana, size bir şans ver. Korkularının seni mağlup etmesine izin verme.”
Söylediğim şeylerden sonra Alyanın ağlaması daha da şiddetlendi ve bana sımsıkı sarıldı.
“Ben annem gibi değilim değil mi, olmam da?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiç kapanmayan yaram (Tamamlandı)
RomansYeni bir şehre taşınırken ne umuyordum bilmiyorum ama kesinlikle tehlikenin içine atılmayı beklemiyordum. Onu gördüğüm ilk an anlamıştım benim için herhangi biri olmayacağını. Kendisi askerdi ve yaşamı tehlikeler, yaralar, kayıplar, acılar ve ölümle...