2 hafta sonra…
Semih ile evleneli bir hafta olmuştu. Düğünümüzü küçük bir mekanda yapmıştık ve çok fazla kişiyi de davet etmemiştik.Bence buna bile gerek yoktu ama annemin gönlü olsun istemiştim. Düğünle ilgili pek fazla detaya gerek yoktu bence, hatta pek bir önemi bile yoktu çünkü biz zaten evliydik.
Üç gün önce doktora gidip genel bir muayeneye girmiştim çünkü bunu daha önce hiç yapmamıştım.
Her şeyime baktırmıştım ve birazdan doktor ile görüşüp sonuçları öğrenecektim. Umarım bir sorun çıkmazdı.
Semih’in bu yaptığımdan haberi yoktu çünkü kafasında farklı şeyler kurmasını istemiyordum.
1 saat sonra...
Doktorun yanından çıktığım gibi arabaya bindim ve daha sonra kendimi tutmayı bırakarak hıçkırarak ağladım.Doktorun söylediğine göre çocuğumun olması imkansızdı. Bu çok saçmaydı çünkü her ay düzenli bir şekilde adet görüyordum ve bence hiçbir sıkıntım yoktu.
Ama doktordan duyduğum kadarıyla asla bir çocuğum olmayacaktı. Tüp bebeğim de olamazmış ve ben bunu Semih’e nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum.
Bana baba olmak istediğini söylemişken ve bunu kabul ettiğim için ne kadar sevindiğini görmüşken ona asla bir çocuğum olamayacağını nasıl söyleyecektim?
Kendim de çocukları çok seviyorken ve her zaman çocuk sahibi olmak istiyorken şimdi bu öğrendiklerimle ne yapacaktım?
Aradan kaç saat geçmişti bilmiyorum ama hala arabada oturup ağlamakla meşguldüm.
Telefonum çaldığında Semih’in aradığını gördüm ama açmadım. Açarsam ağladığımı anlardı ve şu an görevdeyken kafasını bulandırmak istemiyordum.
Ona müsait olmadığıma dair kısa bir mesaj attıktan sonra arabayı çalıştırdım ve eve sürdüm.
3 gün sonra…
Üç gündür tamamen bitik haldeydim. Evden bir kez olsun dışarı çıkmamıştım. Hiç kimseyle görüşmemiş, Semih’in aramalarına bile cevap verecek halim kalmamıştı.Yemek yiyecek gücü bile bulamamıştım kendimde. Yaptığım tek şey tüm gün yatmak, ağlamak, düşünmek ve namazlarımı kılmaktı.
İkindi namazını kıldıktan sonra tekrardan yatağa girdim ve uyumaya çalıştım. Kendimi toparlamam gerektiğinin farkındaydım ama bu haberi Semih’e verecek cesaretim yoktu.O benden sadece bu sebepten dolayı ayrılmazdı ama ben de onun elinden baba olma şansını alamazdım. Ne yapacağımı bilmiyordum, çıkmazdaydım ve önümü göremiyordum.
Semih Bozkurt
“Yine mi aramayı yanıtlamadı komutanım?”
“Yanıtlamadı Mücahit. Kafayı yiyeceğim artık, neler olduğunu anlayamıyorum. Yine müsait olmadığına dair tek bir mesaj attı, gerisi yok.”
“Meryem’le de hiç görüşmemişler son günlerde, onun telefonlarını da açmamış.”
“Ceyda da aynısını söyledi,”
Derin bir nefes aldım ve kafamdaki kötü düşünceleri yok etmeye çalıştım ama olmuyordu. Ecrin asla böyle davranmazdı ki. İki eli kanda olsa bile aramalarımı yanıtlardı. Bu yaptığı şey çok saçmaydı, onun yapacağı bir hareket değildi ve bu endişelenmemi sağlıyordu.
“Hemen kötü düşünmeyelim ya, belki de gerçekten işleri vardır?”
“Allah aşkına Alya’m. Ecrin’in hangi işi Semih’ten daha önemli olabilir ki?”
“Off bilmiyorum. Meryem’e desek de evine gitse?”
“En son gitmiş ama evde yokmuş galiba. Kapıyı açan olmamış.”
“Tamam lütfen kapatalım bu konuyu ve işimizi en kısa sürede bitirmeye bakalım.”
“Haklısınız komutanım. Aradığımız şahıs binaya giriş yaptı.”
“Hedef görüldü, ateş edeyim mi?”
“O bize sağlam lazım Fethi, öldürmeyecek şekilde etkisiz hale getir.”
“Emredersiniz komutanım.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiç kapanmayan yaram (Tamamlandı)
RomanceYeni bir şehre taşınırken ne umuyordum bilmiyorum ama kesinlikle tehlikenin içine atılmayı beklemiyordum. Onu gördüğüm ilk an anlamıştım benim için herhangi biri olmayacağını. Kendisi askerdi ve yaşamı tehlikeler, yaralar, kayıplar, acılar ve ölümle...