Ecrin Asena Bozkurt
Beş saat sonra…
Selimin ameliyatı başarılı geçmişti, hiçbir sorun yoktu çok şükür. Onun iyi olup ameliyattan çıkmasıyla birlikte biz de Semihle beraber eve gelmiştik. Bu sefer benim değil de onunkine gelmiştik ve yol boyunca bir kez olsun konuşmamıştık.Semih evinin kapısını açtığında geçmem için önce bana yol verdi, daha sonra kendi girdi. İçeriye girdiğimde salona doğru ilerleyecektim ki, bir anda kendimi Semih’in kollarının arasında buldum.
Başım göğsündeydi, onun da dudakları saçlarımdaydı.
“Çok özledim kadın!” diye fısıldadığında ona daha sıkı sarıldım. Ben de çok özlemiştim.
“Seni bulmak için bakmadığım delik kalmadı ülkede, ama bulamadım. Seni bulamadığım her gün biraz daha öldüm aslında. Ecrin bunu bir daha asla yapma, eğer bir kez daha benden gidersen bu sefer buna dayanamam.”
“Semih sen bana inanmadın, sen beni hain olmakla suçladın. Ya hiçbiriniz bana inanmadınız. Ben aynı günde hem babamı, hem sevgilimi, hem de arkadaşlarımı kaybettim. Hem de durduk yere. Ama gittiğim için yine ben suçlu oldum. Siz bana gitmekten başka bir çare bırakmadınız ki.”
“Haklısın güzelim, bunun için çok pişmanım zaten ama yalvarırım bir daha gitme. Bağır, çağır, kır, dök… Ne istersen yap ama gitme.”
“Sen de bir daha bana güvenmemezlik yapma o zaman. Şu an senin yanında olmam bana ne kadar ağır geliyor biliyor musun? İlişkide en önemli şeyin güven olduğunu söyledim hep. Sen bana güvenmedin, bana güvenmediğin için başımıza bunlar geldi. Şimdi ise geçmişim karşına, her şeye her kese rağmen yanındayım. Seni affettiğim için kendimi suçlu hissediyorum. Güven olmazsa bu ilişki yürümez dememe rağmen şu an yanındayım. Belki ne hissettiğimi anlatamıyor olabilirim ama anla işte.”
Semih bu söylediklerimden sonra bana daha da sıkı sarıldı.“Anlıyorum, ne demek istediğini anlıyorum. Sana böyle hissettirdiğim için çok özür dilerim. Yemin ederim çok özür dilerim. Sana söz veriyorum bir daha böyle bir şey olmayacak tamam mı güzelim?
Bir daha asla buna benzer bir şey yaşamayacağız çünkü ne olursa olsun ben bir tek senin ağzından çıkanlara inanacağım. Biri bana senin beni aldattığını mı söyledi? Eğer sen ‘Yapmadım,’ diyorsan yapmamışsındır. Biri senin beni sevmediğini mi söyledi? Eğer sen ‘Seviyorum,’ diyorsan konu kapanmıştır.
Ecrin ben kim ne derse desin sadece senin ağzından çıkanlara inanacağım tamam mı? Söz veriyorum başka hiç kimsenin ne dediğinin bir önemi yok. Ne olur affet beni, affet şu aptal kocanı.”
Semih’in bu söylediği şeylerden sonra ondan uzaklaştım ve gözlerinin içine baktım. Gözlerinden ne kadar pişman olduğu görünüyordu zaten. Aşık olduğum o yeşilliklerindeki tek duygu pişmanlıktı.
“Söz mü?” diyerek kendi gözümden akan yaşı sildiğimde gülümsedi ve “Söz,” dedi.İşte şimdi gözlerinde gördüğüm duygu özlemdi ama bu çok uzun sürmedi çünkü bir anda gözlerindeki duygu öfkeyle yer değiştirdi.
Benden uzaklaştığında ne olduğunu anlayamadım ve öylece arkasından bakakaldım. Ne olmuştu ki şimdi, neye öfkelenmişti durduk yere?
Salona geçtiğinde ben de peşinden gittim. Odanın içinde volta atıyordu resmen.
“Semih ne oluyor?” diye sorduğumda olduğu yerde kaldı ve gözlerini kapattı. Gözünden yaşlar akmaya başladığında ne yapmam gerektiğini şaşırmıştım.
Bildiğim tek bir şey vardı, o da onu bu halde görmenin canımı fena halde yaktığıydı. Onu böyle görünce benim de gözümden yaşlar akmaya başlamıştı bile.
Ona yaklaştım ve elimle yanağına dokundum.
“Semih’im ne oluyor? Bak sen böyle yaparsan ben dayanamam. Neyse derdin söyle hallederiz, ama yalvarırım ağlama. Senin gözünden akan yaşlar benim yüreğime damlıyor. Lütfen bunu yapma, yüreğimin göz yaşlarına değil sevgine ihtiyacı var.”
“E-Ecrin,” diye seslendiğinde sesi titremişti ve bu canımı yakmıştı.
“Semih’im?”
“B-ben seni hak etmiyorum ki,”
“Semih saçmalama istersen o nereden çıktı şimdi?”
“Kaza yapmışsın, ölümden dönmüşsün, aylarca komada kalmışsın, uzun süre tedavi görmüşsün… Peki bütün bunlar olurken ben hangi cehennemdeydim? Neden bütün her şeyi tek başına yaşadın? Söylesen eğer iyileşemeseydin ne olacaktı? Ben seni hayatımın sonuna kadar beni terk edip gitti olarak mı hatırlayacaktım? Ecrin sen bütün bunları yaşarken bana nasıl haber vermezsin? Ya ben bütün bunların olmasına nasıl göz yumarım? Her şeyin tek sorumlusu benim! Eğer sana güvenseydim ya da o gün gitmene izin vermeseydim…”
Semih’in daha fazla konuşmasına izin vermeden onun lafını böldüm.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiç kapanmayan yaram (Tamamlandı)
RomanceYeni bir şehre taşınırken ne umuyordum bilmiyorum ama kesinlikle tehlikenin içine atılmayı beklemiyordum. Onu gördüğüm ilk an anlamıştım benim için herhangi biri olmayacağını. Kendisi askerdi ve yaşamı tehlikeler, yaralar, kayıplar, acılar ve ölümle...