Ecrin Asena Bozkurt
4,5 ay sonra…
“Kızlar gerçekten güzel oldum bak değil mi, beni kandırmıyorsunuz?”
“Ya kızım çok güzel oldun diyorum neden inanmıyorsun?” diyen Meryem’le Alya şüpheyle “İnanıyorum bak,” diyerek son bir kez gözlerinin içine baktı.Meryem’in nasıl baktığını bilmiyordum ama Alyanın “P-pekâlâ inandım,” diyerek ona sırtını çevirmesiyle bakışlarının pek de iyi olmadığını tahmin ettim.
“Kızlar ben nasıl oldum peki?” diye soran Dilek ile gülümsedim ve “Prensesler gibisin,” diye itiraf ettim.
Ceyda ve Emre’nin düğünü üç ay önce olmuştu ve bugün hem Alyanın hem de Dilek’in düğünü vardı.
Çifte düğün yapmaya karar vermişlerdi ve ikisi de şu anda çok güzel görünüyorlardı.
“Ayy bak yine duygulandım,” diyerek gözündeki yaşları silen Meryem’le güldüm. O da üç aylık hamileydi ve bu yüzden son zamanlarda fazla duygusaldı.Onun aksine ben hamileliğimin son günlerine yaklaşmıştım. Karnım oldukça büyümüştü ve bunun sebebi karnımda iki çocuk taşıyor olmamdı.
Son birkaç gündür yürürken bile zorlanıyordum. Çocuklarımız beni fazlasıyla yoruyorlardı, ama ben bu yorgunluğa da razıydım.
Kapının tıklatılmasıyla Ceyda “Gelin,” diye seslendi ve erkekler içeri girdi.Fethi ve Alp müstakbel eşlerini gördükleri gibi oldukları yerde kalmışlardı.
Alp bordo bir damatlık giymişken Fethi beyaz bir tane tercih etmişti. Alyanın gelinliği oldukça abartısız ve kısayken Dilek’inki de uzun ve süslüydü.
“Biri beni bir cimciklesin,” diyen Fethi ile arkasında duran Mücahit bu görevi üstlendi.
Fethi “Ahh ne yapıyorsun be!” diyerek inlerken Mücahit “Sen istedin ya,” diyerek hayret ediyordu.
“Etimi koparacak kadar sıktığın için rüyada olmadığıma yüzde yüz emin oldum sağ ol,”
“Ne demek,”
Alya Fethinin bu haline gülerken ben bakışlarımı çocukluk arkadaşıma çevirmiştim.
Olduğu yerde Alp’i inceliyordu.
Dilek şaşkınlıkla “Gerçekten bordo damatlık mı aldın?” diye sorduğunda Alp gülümsedi ve “Karım öyle istemişti,” dedi.
“A-ama sen bu fikri hiç beğenmemiştin ve o rengin sana yakışmayacağını söylemiştim,”
“Hala aynı fikirdeyim ama sen istedikten sonra benim ne düşündüğümün hiçbir önemi yok güzelim,”
Dilek “Seni çok seviyorum,” diyerek boynuna atladığında Alp hiç düşünmeden onu kollarının arasına aldı ve sarıldılar.
“Tamam yeter bu kadar, kapının önünden çekilin de karımın yanına gideyim artık,” diyen kocamla şaşkın bakışlarım onu buldu.Fethi kenara çekildiğinde içeri girdi ve hiç düşünmeden yanıma adımladı.
Lacivert bir takım elbise giymişti ve bu ona çok yakışmıştı. Ben hayranlıkla onu izlerken o da beni izliyordu.
“Bir insan gün geçtikçe nasıl daha da güzelleşir?” diye sorduğunda gülümseyerek başımı yere eğdim. Sırf o seviyor diye kırmızı bir elbise tercih etmiştim…
“Sana inanamıyorum Selim! Ya sen nasıl gelirken bana çikolata almazsın,”
Meryem’in büyük bir öfkeyle söylediği şeyden sonra kendime hakim olamadım ve kahkaha attım.Hamileliğinde Selime oldukça çektiriyordu ve bu Selime üzülmemi sağlıyordu.
Meryem’in duyguları anında değişebiliyordu ve bu Selimi oldukça zorluyor olmalıydı. Ayrıca benim aksime sürekli bir şeyler aşeriyordu.
“Artık içeri geçelim mi?” diye soran Alya ile herkes ona hak verdi. İlk olarak bizler çıktık odadan ve salona geçtik.Biz yerlerimize oturduktan kısa bir süre sonra onlar da salona giriş yaptı. Onlar girerken büyük bir alkış koptu ve bazıları da ıslık çaldı.
Nikah memuru gelmişti ve çok geçmeden nikahları da kıyılmıştı. Dilek’in nikah şahidi bendim, Alp’inki Semih, Alyanınki Ceyda ve Fethininki de Emre olmuştu.
Nikahları kıyıldıktan kısa bir süre sonra oyun havasına geçiş yapıldı ve bu salonun coşmasını sağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiç kapanmayan yaram (Tamamlandı)
RomanceYeni bir şehre taşınırken ne umuyordum bilmiyorum ama kesinlikle tehlikenin içine atılmayı beklemiyordum. Onu gördüğüm ilk an anlamıştım benim için herhangi biri olmayacağını. Kendisi askerdi ve yaşamı tehlikeler, yaralar, kayıplar, acılar ve ölümle...