Ceyda Kurtulmuş
Ecrin ve Meryemle birlikte hoş bir mekana kahve içmeye gelmiştik. Onlarla tanışalı henüz çok olmamıştı ama şimdiden her şeyim olmayı başarmışlardı. İkisini de çok seviyordum.
“Tatlı da yiyelim mi?” diye soran Ecrinle bakışlarımı ona çevirdim ve “Neden olmasın?” diye sordum. Tatlı yemeye bayılıyordu, ben de çok severdim.
Meryem bakışlarını arkamda ki bir şeye sabitlemişti ve gözünü bile kırpmadan oraya bakıyordu.Neye baktığını merak ettiğim için ben de bakışlarımı arkama çevirdim ve gördüğüm şeyle ağzım açık kaldı.
Kızın biri Emre’ye sarılıyordu. Bu görüntü beni neden öfkelendirmişti?
Ben sinirle tekrardan Meryem ve Ecrine doğru döndüğümde onların bakışları hala daha arkamdaki manzarada takılı kalmıştı.
Daha fazla dayanamayıp bir kez daha arkamı döndüğümde bu sefer Emre’yle göz göze geldik.
Beni görünce ilk olarak şaşırdı daha sonra ise “Sevgilim yemin ederim açıklayabilirim,” diyerek bana doğru gelmeye başladı.
O bana az önce sevgilim mi demişti?
Bize doğru geldiğinde hiç düşünmeden yanıma oturarak elimi tuttu ve “Yemin ederim benim hiçbir suçum yok,” diyerek açıklamaya başladı.
“Ben sadece kahve içmek için girmiştim buraya, sonra bir baktım şuradaki kadın bana yürüyor. Sonra da bundan rahatsız olduğum için ayrılmaya karar verdim ve bir baktım kadın bana sarılmış. Yemin ederim suçsuzum sevgilim.”
Emre’nin yaptığı açıklamadan sonra ne diyeceğimi bilememiştim. Bu çocuk ne yapmaya çalışıyordu? Biz onunla sevgili bile değildik. Ayrıca elimi tutuyor olması neden iyi hissettiriyordu?
Ona sarılan kadın hızlı adımlarla mekandan çıktığında Emre onun gitmiş olduğundan emin olunca elimi bıraktı ve “Yemin ediyorum seni Allah gönderdi,” dedi.
“Sen ne yaptığını sanıyorsun? Hangi hakla bana sevgilim dersin!” diyerek kızmaya başladığımda “Biliyorum çok haklısın, ama mecburdum.” diye itiraf etti.
“Kız bir yakamdan düşmedi,”
Meryem gülerek “Ne yaptın da kız yakandan düşmedi?” diye sorduğunda Emre omuz sıktı ve “Sadece dalıp gittim,” dedi.
“Ben bir başkasını düşünerek dalıp gitmiştim sonra kendime geldiğimde bir baktım daldığım yere o kadın oturmuş. O da ona bakıyorum sandı herhalde ne bileyim. Oysa benim daldığım kişi çok daha güzeldi.”
Bunları söylerken neden gözlerimin içine bakıyordu? Daha doğrusu benim kalbim neden daha hızlı atmaya başlamıştı?
“Siz ne yapıyorsunuz burada?” diyerek Ecrinlere döndüğünde rahat bir nefes aldım ve sakinleşmeye çalıştım.
Meryem ve Ecrinle birlikte sokak hayvanları için yapılan davete katıldığım gün tanışmıştım onunla. Onun Meryemlerin arkadaşı olduğunu bilmiyordum, ben onu herhangi bir davetli sanıyordum.Üstünde siyah bir takım vardı, saçları özenle taranmıştı ve çok hoş görünüyordu.
Onu gördüğüm ilk an ondan etkilenmiştim ama şu an hissettiğim çok daha fazlasıydı.
Emre “Bakın işte tam da böyle oldu,” diyerek beni gösterdiğinde ne demeye çalıştığını anlamadım.“Ben de tıpkı Ceydanın yaptığı gibi dalıp gittim, Ceyda dalıp giderken bakışları da bendeydi şu an. Yani benim ondan yüz buldum sanarak ona yürümem gerekiyor. Yürüyüm mü sana?”
Sorduğu soruyla bakışlarımı kaçırdım ve “Ne münasebet,” diyerek parmaklarımla oynamaya başladım.
“Şaka yapıyordum merak etme. Sana asla yürümem.”
Söylediği şeyle bakışlarım tekrardan onu buldu. Bu söylediği şey neden canımı yakmıştı?
“B-benim bir işim vardı, ben onu unuttum,” diyerek ayaklandığımda Emre de ayaklandı ve “Ne işi?” diye sordu.
“Sana ne?” diyerek yanından geçip gidecektim ki buna izin vermedi ve “Sen bana mı bozuldun?” diye sordu.
“N-ne alakası var canım? Ben sana niye bozulayım? Sen kimsin ki?” dediğimde “İzin verirsen Sevgilin olmak isterim,” demesiyle ağzım açık kaldı.
“Hani bana yürümüyordun?”
“Ceyda ben sana yürümüyorum, koşuyorum resmen.”
Söylediği şeyle ağzım açık kalmıştı. Ne yani o da mı beni seviyordu?
“Hemen cevap vermek zorunda değilsin, yeter ki cevabın olumsuz olmasın.”
“Beni seviyor musun?” diye sorduğumda başını olumsuz anlamda salladı ve bana bakarak “Sana aşığım,” dedi.
“Gerçekten mi?”
“Allah canımı alsın ki,”
“Tövbe de, almasın canını.”
Yüzündeki gülümseme genişlerken “Bu senin de beni sevdiğin anlamına mı geliyor?” diye sorduğunda utanarak başımı salladım.
“O halde benimle sevgili olmayı kabul mu ediyorsun?”
Başımı tekrardan salladığımda yanağımda öptü ve “Seni çok seviyorum, ama şimdi gitmem gerekiyor yoksa komutanım geç kaldığım için kafamı kıracak,” diyerek benden uzaklaştı ve Ecrine bakarak “Sen de bir zahmet ben sana mesaj attığımda kocanı ara ve bir şekilde mutlu et ki geç kaldığımı umursamasın,” diyerek göz kırptı ve arkasına bile bakmadan koşar adımlarla yanımızdan ayrıldı.
Ecrin “Çok sorumsuz bir kardeşim var ben olmasam ne yapardı?” diyerek güldüğünde ben hala az önce yaşananları idrak etmeye çalışıyordum. Biz şimdi sevgili mi olmuştuk yani?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiç kapanmayan yaram (Tamamlandı)
RomanceYeni bir şehre taşınırken ne umuyordum bilmiyorum ama kesinlikle tehlikenin içine atılmayı beklemiyordum. Onu gördüğüm ilk an anlamıştım benim için herhangi biri olmayacağını. Kendisi askerdi ve yaşamı tehlikeler, yaralar, kayıplar, acılar ve ölümle...