Hatalarımız var ve ne kadar hatalı olsak bile üstüne gideceğiz. Seni de kendimi de yıpratacağım,seni gördüğüm her an yiıpranacağım. Senin beni üzdüğün kadar seni üzeceğim ve üzüleceğiz. Çok üzüleceğiz. Üzüntümüz bir sel olacak ve biz o selde boğulacağız.
Kafamda bir kaç ses var yankılanan fakat rüyamda daha mutluyum. Bu kafa ağrısıyla uyanmaya pek niyetim yok. Su ana dönmek gibi bir amacım yok.
"Kalk artık."
Sesini farkedince gözlerim aniden açılıyor. Hemen ayağa kalkıyorum. Tuvalete doğru gidiyorsun, arkandan hızlıca ilerliyorum.
Yeşil kapının arkasına giriyorsun hemen, ben gelince kapıyı kitleyip duvara yaslanıyorsun. Boş boş bakıyorum sana. Daha gözümdeki çapağı bile silemedim ve halının üstünde uyuduğumdan sırtım öyle ağrıyor ki."Dün gece olanlar hakkında asla konuşmayacaksın."
"Dün?"
Ona soruyor gibi görünüyor olabilirdim ama kendime sormuştum bu soruyu. Sonra film şeridi kare kare oynadı gözümde. Seninle öpüşüyorduk, seni özlediğimi söylüyordum."Şaka mı yapıyorsun?"
"Sarhoştum..."
"Bu asla kimsenin kulağına gitmeyecek."
"Dün öyle demiyordun ama."
Derin bir nefes aldın ve artık daha dik duruyorudun. Öfken gözlerinden okunuyordu.
"Aklımı karıştırmaya çalışma sakın."
Dudaklarımdan bir şaşırma nidasi döküldü.
"Ben mi karıştırıyorum senin aklını?"
Ellerin yumruk olup başımın üzerinde durdu. Kaderimizi yazılış şekline uzun bir süre sövdüm içimde. Anlarsın ya, olmaması gereken çok şey olmuştu ama bunların içinde ihanet yoktu. En azından bu kadar ağırı yoktu. Biz birbirimizden başka kimseyi kandirmazdik, kimseyle oynamazdık.
"Sakin ama sakın!"
Bazen kendime fazlasıyla kızıyorum ama aklıma sen geldiğin anda her şey duruluyor. Hırçın denizim durgunlasiyor ve diyorum ki "Sen de kırıldın." Bende kırıldım. Ben tam bin parçaya bölündüm.
"Sen beni yok saydın. Ne hakkında konuşuyorsun şuan?"
Çıkışlarım haklı olsamda sertti. Kaşların havalandı.
"Hata yaptım ama-"
"Orda dur işte. Sen bir çık hata yaptın. Şimdi siktiğimin gecesi hakkında pismanmış ayaklarına yatmaya kalkışma."
"Evlenmişsin aminakoyayım. Ne diyebilirim ki?"
"O kadar adisin ki!"
Derin bir nefes aldın ama aldığın nefes benim ciğerlerime bir ok gibi saplandı. Kendimi göğsünde elma tutan bir çocuk gibi hissettim. Hedef yanlıştı.
"O zaman neden gittin?"
Neden mi gittim? Kalbimi yerinden söküp attığın için. Beni ele güne rezil ettiğin için. En önemlisi seni her şeye rağmen affetmek istememe karşı bana "git" dediğin için. Sana ait hiç bir şeyde kokunun kalmasına izin vermediğin için. Bu düşünceleri aklımdan geçirmek zorunda olduğum için. En ufak bir merhameti o gün gözlerinde göremediğim için.
"Gittim çünkü-"
"Ben söyleyeyim. Gittin çünkü kolayına kaçtı!"
Sesim bir anda o kadar yükseldi ki evdekiler uyanmasa iyi olurdu.
"Gittim çünkü kucağında en ufak sözüne muhtaç olduğum adam bana katlanamadigini söyledi. Üstelik ne var biliyor musun? Sebebini bile soramadım. Yanında saatlerce ağladım ama boş bakışlardan başka hiç bir şey yapmadı o adam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
o tarz bir adamsın
FanfictionAma sen o tarz bir adamsın ve ben sana geri dönmek için yaşıyorum. +16 yaş! ... Hyunho Uyarı: psikolojik unsurlar içerir, şiddet ve ağır travmalar içerir. Aynı zamanda tetikleyici unsurlarda bulundurmaktadır. Açık c#nsel unsurlar, tasvirler, zararli...