Tanrı kavramı
Senin cânı gönülden bağlanmadığın bir başka şey daha. Ben o tanrıya neler neler için yalvardım sen biliyor musun? Gözü yaşlı bir çocuk olarak büyümek istemediğimden bahsettim mesela. Bir kapım olsun istedim beni her zaman içeriye buyur edebilecek, bir ev istedim içinde ısınacak, beni soğuk betonlara yem etmeyecek, üşüdüğüm zaman kollarıyla beni saracak, o ikisinden çok farklı olacak. İstedim ben. Ve tanrıya senden uzak kaldığım her an yalvardım fakat tanrı ne beni ne de sesimi hiç sevmedi. Haykırışlarımı duymadı ama ben onu sevmekten hiç vazgeçmedim çünkü senden nasıl vazgecemiyorsam ona da aynı şekilde bağlıydım. Ellerim tutmasada, gözlerim gormesede ikiniz için direnmeye devam edecektim.
Tanrıya beni duyması için.
Sana ise beni anlaman ve geri dönmen için direnmeye devam edecektim.
Ve bazen kor alevler üzerinde yürüyor gibi olsamda o alevler bana serin suları hatırlattı. Sana geldiğim yol ne olursa olsun dedim benim için farketmez. Ruhumun düşkün halleri eğer seninle buluşursa son bulacaktı eminim.
Sana dokunabilirsem ve bu gerçek hislerle olursa benim olacağına inancım tam çünkü.
Ben olabileceğini düşündüğüm her ihtimale bağlıyım ve sen o ihtimallerin en düşüğüsün.
Cevap ver diye bilirsin bana. Ya da diyebilirsiniz. Etimi kemirmek istemeyen kargalar gibi üşüşebilirsiniz başıma. Kırgın cümlelerimi birer tehdit olarak görebilir beni yargilayabilirsiniz de. Gördüğüm en ufak rüyaya bağlandığım için beni aptal yerine de koyabilirsiniz.
Ve siz ben Minho için çabalarken beni görmek yerine daha da itebilirdiniz o çukurlara.
Sonsuz bir boşluğa düştüğüm an hem ben biter, hem de sizi yanıma çekerdim.
Yanliz kalmaktan korkarım çünkü ben.
Ölürken yanı başımda ol isterim, çünkü sen o tarz bir adamsın ve beni aynı anda her türlü duyguya yenik düşünebilirsin. Beni bir yem gibi basit görebilir, yalnız kalmamı sağlayabilirsin. Beni özlerken, başka tenlerle dans edebilir, onlara en özel dokunuşlarını bahşedebilirsin.
İçerisinde nefes alinamayacak kadar sigara kokan bu odada tek başıma boğulmayı beklerken, hayallerimin ne kadar uçuk olduğunu farkediyorum.
Seni hastalıktan geberirken aradığım zaman ve senin bana sana geri döneceğim diyemediğin o günden beri aramıyorum, yanıma gelmeni ya da sana gelmeyi istemiyorum.
Sana her hangi bir mesaj çekmiyorum, kırdığın o biblodanda istemiyorum. Gözlerim olurda bir gün yeniliriz diye beklettigimiz iki üç kıytırık sandalyeden oluşan ayçiçeği gibi sarı duvarları olan bu odada geziniyor. Olan bütün hayallerimizi düşünüyorum, not ettiğimiz bir defterimiz vardı, hatırlıyorum fakat bulamıyorum.
Odanın içi tamamıyla sigara dumanları tarafından esir alınıyor tıpkı kalbim gibi girileşiyor. Biraz korkuyorum sana benzemekten, sonuçta ilk adımımı attım sana benzemek için. Senin hayatında biri varken benimle olmana göz yumdum. Geceler boyunca sevistigin kadını bir kalemde hiç varolmamis gibi silmeni ve beni opmene izin verdim. Bunu ben istemedim. Sana mecbur olmayı senin olmak için yirtinmayi ben istemedim.
Sağlıklı olmayacak tavırlar sergilemeyi ben istemedim. Ama kafamda bir yerlerde, hala bulamadığım o ses izin verdi bana.
"Mutlu olacaksan değer." Dedi. Dinledim onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
o tarz bir adamsın
FanficAma sen o tarz bir adamsın ve ben sana geri dönmek için yaşıyorum. +16 yaş! ... Hyunho Uyarı: psikolojik unsurlar içerir, şiddet ve ağır travmalar içerir. Aynı zamanda tetikleyici unsurlarda bulundurmaktadır. Açık c#nsel unsurlar, tasvirler, zararli...