İŞKENCE VAKTİ

971 20 7
                                    

Telefonu kapattıktan sonra Burak'ın bana dediklerini düşündüm. Bana "Hayatımdaki dikenleri güle çeviren kız" dedi...

Bunu dediği an tüylerim diken diken oldu. Çok etkilendim....

Ama sırf bana bunu dedi diye onunla sevgili olacak değildim!
Manyak birinin kardeşiyle sevgili olmaya hiç ama hiç niyetim yoktu!

Telefonu bir yere koyduktan sonra yatağıma geri döndüm. Saat 03.00 oldu.
Ama ben hala uyumadım. Çünkü uyuyamıyordum...

Sürekli aklımda bu evde neler yaşayacağım aklıma gelip duruyordu. Belki de Emre beni gerçekten de öldürecekti!

Bunu düşünmek bile korkudan bayılmama neden oluyordu. Nasıl kurtulacaktım, nasıl?

Aklımda en ufak bir fikir bile yoktu! Biliyorum herkes için önemsiz biriydim zaten. Ama yine de kendi kendime yetiyordum. Hiç olmazsa biraz huzurluydum.

Artık o huzurumda gitti. Düpedüz mutsuzum...

Bütün bunları düşünürken uyuduğumu farketmedim. Gözümü açtığımda saat 09.00 'dı. Odamın kapısını biri çaldı.
İçeri o kızlardan biri girdi.
"Melis, tam on dakika sonra aşağıda ol. Kahvaltı yapacağız."

Ben de istemeyerek
"Tamam." dedim.

Kahvaltıya gidip Emre' nin yüzünü görmek istemiyordum. Ama başka çarem yoktu...

Yine aynı kısa  kırmızı elbise giydim. Sonra sarı peruğumu takıp, makyajımı da yaptıktan sonra aşağı indim. Her gün aynı kıyafetleri giymek istemiyordum. Ama bu manyak Emre'nin ne yapacağı belli olmazdı!

Kahvaltıya indiğimde kızlar neredeyse masayı hazırlamıştı. Tüm gereken yiyecekleri masaya yerleştirdikten sonra hepsi teker teker kahvaltıya oturdu. Ben de oturdum. Ayak seslerinden Burak'ın  geldiğini anladım. Çok mutluydu.

Bana gülümseyerek
"Hepimize günaydın kızlar." dedi.

Bütün kızlar günaydın derken ben hiçbir şey demedim. Burak bana gülümseyerek bakmaya devam etti.
"Sen neden bana günaydın demedin Melis?"
"Canım demek istemedi!" diye çıkıştım.
"Peki, sen bilirsin."

Bu kadar sakin karşılaması tuhaftı. Emre olsa şuan da benim canımı acıtırdı!

Burak geldikten yaklaşık beş dakika sonra Emre geldi. Hepimiz "Günaydın Emre" dedik.
Bundan nefret ediyordum. Emre resmen bizlere robotmuş gibi davranıyordu. Daha doğrusu kölesi gibi davranıyordu!

Emre ben de dahil bütün kızları gözleriyle süzdü. Ardından bana baktı. Gözlerini benden hiç ama hiç ayırmadı.
"Melis bugün seninle vakit geçirmek istiyorum."
"Ben seninle vakit geçirmek istemiyorum Emre!" dedim.

Bu söylediğim şeyin ardından sinirlendiğini gözlerinden anladım.

"Melis ben sana kaç kere söyleyeceğim, ben ne dersem o olacak! Hem ben sana soru sormadım. 'Benimle vakit geçirir misin?' demedim. 'Benimle vakit gireceksin!' dedim. Dediğimi yapmak zorundasın!"

"Yapmazsam ne olur?"

"Orasını düşünmek bile istemezsin Melis!"

"Senden korkmuyorum Emre, senden korkmuyorum!"

"Öyle mi Melis, Yani benden korkmuyorsun öyle mi? "

" Evet senden hiç ama hiç korkmuyorum!"

"O zaman bu gece için hazır ol!"

"Ne gecesi, ne saçmalıyorsun?"

"Yakında öğrenirsin Melis!"

Bunu dediği anda sert adımlarla yukarı kata çıkıp odasına gitti. Kapıyı da sertçe kapattı.

SAPLANTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin