Dün akşam; bütün yüzünle, bana doğru eğilmiştin.
Gözlerin hüzünle doluydu, güya beraberdik.
Öptüm ki sen değilmişsin, büyük yalnızlığımmış.
Yalnızlığımı emziren, korkunç karanlığımmış.
Dün akşam, yeniden ıhlamurlar boyunca gittim.
Yine yoldan çingeneler geçiyorlardı.Öksüz bir cigara gibi, iki nefeste bitirdik.
Sonuna geldik, birlikte başladığımızın.
Üfledik biter birer, ışıklarını söndürdük.
Haziran gecesi içindeki aşkımızın.
Karanlıkta kaldık, yalnızlıkta kaldık.
İstanbul çığlık çığlık ter döküyordu.Gökyüzü en karanlıktı, sonra gözlerin.
Fabrika Durağı'ndaki bayram yerinde.
Lacivert saçlı kürtlerin sonra devrilmişliği.
Yumruk kadar yürekleriyle sonra çocuklar.
Sonra, niyet çeken askerler karanlıktı.
Sonra sessiz sedasız, sevişen ıhlamurlar.O akşamın eteklerinde, iki mahzun çocuktuk.
İzinli jandarmalar, nişan atıyorlardı.
Atlıkarıncalar gıcır gıcır gülüyorlardı.
Yorgunluğumuza rağmen, adeta mesuttuk.
Canavar yoksulluğumuzu, sanki unutmuştuk.
Başımızı sokacak evimizin olmadığını,
İki yakamızın uç uca gelmediğini,
Halimizi soran olmadığını, sanki unutmuştuk.
İçimizden ebabil kuşları geçiyorlardı.O akşam, Fabrika Durağı'ndaki bayram yerinde.
Elbirliğiyle bir donanma yaşadık.
Islıklı denizlerin ihtirasını yaşadık.
Gözbebeğimizdeki kan, siyaha dönmüştü.
Bayramın sonu gelmişti oysa, ışıklar sönmüştü.
Ben yıkılıp gitmiştim, erken kalkacaktım.
Sen bir rüzgara girmiştin, erken kalkacaktın.
İkimiz, ekmeğimizin peşine düşmüştük.
Öyle uzun sevişmeye vaktimiz yoktu.
(Sayfa 27-28)Meraklısına Notlar;
Mecidiyeköyü'nde yazılmıştır. Allah'ın günü, savunduğum fikirlerle yazdığım şiirlerin çeliştiği saldırısına uğruyorum ya, Fabrika Durağı'yla bu saldırılara bir çeşit cevap veriyorum. Gerçekte bu durak oradaki likör fabrikası durağıdır, Zehra'yla buluştuğumuz, o tarihte incirlikler, düzlükler, kır kahveleriyle süslü olan Mecidiyeköyü'nde gezip tozduğumuz yer.
(Sayfa 74-75)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATTİLÂ İLHAN - Yağmur Kaçağı
PoetryAttilâ İlhan'ın yazarı olduğu; Türk edebiyat klasiği, Yağmur Kaçağı...