'Bugün son günümüz galiba...''
Yıl 1998 hayata gözlerimi açtığım o gün.Yarı iyi yarı kötü bir çocukluk geçirdim.Babam Uzman Çavuş olduğu için görevlere giderdi.Görevde olduğu zamanlar onun hasretine dayanamazdım.Babamda bana hep ''Büyü,çalış,doktor ol görev yerinde bizlere yardım et'' derdi.
Bende her defasında ona söz verirdim.Babamı sadece özel günlerde ve görevin fazla olmadığı zamanlar görebilirdik.Fakat hiç itiraz etmeden annemle birlikte gün sayardık.Gün saydıkça babamla kavuşmamızda yaklaşırdı.Derken artık büyümüş ve tam 18 yaşıma gelmiştim.Ankara Tıp Üniversitesine gidiyordum.Yıllar çoktan geçmiş 2016 olmuştu bile,hatta Temmuza bile gelmiştik.Ayın tam birinde babamı son kez görmüştüm.Gördükten 2 saat sonra göreve gitmişti.Tabii ben o saatte okuldaydım.Gittiginde Şırnağı teröristler basmış ve büyük bir çatışma olmuş.Babam kanının son damlasına kadar çatışmış,aradan 2 gün geçmiş ve 3 Temmuz olmuştu.
Okuldan eve giderken bir telefon aldım.Telefonda bir asker bana Ahmet Karabulutun yakını olup olmadığımı sordu.Ben çok şaşkın bir halde evet,ben Asena Karabulut kendisi babam olur,dedim.Telefondan şu sözler bana geri döndü ve başınız sağ olsun babanız şehit oldu,demişti.Anında şaşırdım ve kaldım.Ağzımdan sadece sağolun sözleri çıktı ve telefonu kapattım.Kapatır kapatmaz hızlıca eve gittim ve kapıyı çaldım.Kapıda ağlamaktan harap olan annem Aysel Karabulutu gördüm.
Ona direkt sarılıp ağlamaya başladım.O kadar çaresizdimki ne yapacağımı bilemiyordum,sadece düşündüğüm bir şey vardı babamın isteğini yerine getiremeden şehit olmuştu.Annem kapıyı kapattığında içeri geçtim ve komşular vardı.Herkes o kadar üzgündü ki ağızlarını bıçak açmıyordu.Aradan uzun bir süre geçti ve herkes bir anda başın sağ olsun diyince ağlamam dahada arttı.Odama geçip saatlerce ağladım,salona döndüğümde komşular yoktu.Annem öylece yüzüme bakıyordu.Hiç bir kelime etmeden yanına oturdum.
Sadece sordum şöyle dedim:Anne eğer babama verdiğim sözü tutsaydım ve babam burda olsaydı gururla bana sarılıp gururlanırdı değil mi? dedim.Bana döndü ve şöyle dedi:Eğer burda olsaydı evet kızım.Derken gözlerinden yaşlar döküldü.Gözlerini silip anneme söz verdim:anne sana söz veriyorum doktor olup babamın izinden devam edip sana bakacağım,dedim.Annemin yüzünde tatlı bir gülümseme oluştu.
Bana dönüp:sana güveniyorum benim güzel kızım,dedi.Ardından baya zaman geçti babamın cenazesi kalktı ama bizim yüreğimizde o acılar asla dinmek bilmedi.Yıllar yıllar geçti derken tıpı bitirmeme 1 ay kalmıştı bu sıradada 2023 olmuştu.Bu geçen yıllarda annemle güzel yıllar geçirmiştik,arada babamın yokluğu hissedilsede artık alışmıştım ama alışamadığım tek bir şey vardı: babamın sesini unutmuştum.Bu beni çok üzüyor ve çokta yoruyordu,sesini hatırlamaya çalışsamda olmuyordu.2023'ün başlarında biriyle tanışmıştım Aylin,Aylin Şen.En yakın arkadaşım olmuştu,her şeyi birlikte yapıyorduk.
Onun bir de yakın arkadaşı vardı hatta benimde arkadaşımdı.Adı Metehan Demir,üçümüz çok takılırdım en iyi ve tek arkadaşım onlardı,kardeş gibiydik hatta gibiydik değil öyleydik.Aylinde sınıf öğretmenliği okuyordu..Metehan askerlik okuyordu hatta bitirmesine çok az kalmıştı.Günlerden bir gün üçümüz buluşmuştuk,Metehan görev yapabilecek yerlere bakıp ziyaret ediyordu hatta babamın görev yerine bile gitmişti.Oradaki görev yapan askerleri tanıyordu.Bize bu buluşmamızda tanıdığı askerleri tanıtıp onlardan bahsediyordu.Belliki çok yakın arkadaşlardı.Bir tane çocuk gösterdi,çocuğun ismi Gökmen,Gökmen Ertürk'den bahsediyor ve daha fazla fotoğraflarını gösteriyordu.
Aylinle iyice inceliyorduk,Aylinin dikkatini çeken bir asker yoktu ama benim vardı.Gökmen Ertürk,Metehanın anlattığına göre aynı babam gibi vatan sever ve sert biriymiş üstelik karşısındakini asla üzmez ve kırmazmış.Ben bunları duyunca ve fotoğrafları görünce Gökmen'den biraz etkilenmiştim aslında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Kız
RandomBabasını ve annesini kaybettiğinde bulduğu aşkta daha çok kaybolan kızın hikayesi. Küfür bulunur.Kitabın ismi şahsımızadır. Kitabı üç arkadaş yazıyoruz. Hepimizin fikirleri farklıdır saygı duyunuz....😀