Sisli havanın gölgelediği binaya büyük bir telaş hakimdi. Binanın içindeki kurtların neredeyse hepsi bir işin peşinden oradan oraya koşuyorlardı. Peki neden ana bina bu kadar hareketliydi? Çünkü Seul'un en büyük kaynaşma festivalinin başlamasına sadece iki gün kalmıştı. Ve bu aynı zamanda sürü liderinin düğününe de iki gün kaldığı anlamına geliyordu.
"Gerçekten evleneceğine inanamıyorum." dedi Jay yüzünde hüzünlü bir ifadeyle. "Keşke o adamla evlenmek zorunda olmasan."
Jake yüzünde ufak bir tebessümle Jay'e baktı. Arkadaşının endişeli ifadesini görmek onu biraz olsun rahatlatmıştı. Şu beş yılda gerçek anlamda kendi hakkında endişelenen iki insan vardı. Jay ve Niki. Jake onlara sahip olduğu için mutluydu. İyi birer dost tüm dünyaya bedeldi.
"Ben de inanamıyorum. Ve bunu yapmak istediğimden de emin değilim. Muhtemelen o da bunu yapmak istemiyor ama ikimizin bir arada kalması için tek çözüm bu. Sürüye Heeseung'un varlığını başka şekilde açıklayamam."
Jake iç çekti. Evlilik, kurtlar için kutsal bir mertebeydi. Kolay alınacak bir karar değildi. Sonsuz bir yeminle bağlanıyordun evlendiğin insana. Ayrılmanın tek yolu o kişiyi terk etmekten veya ölmekten geçiyordu.
Jake bu kadar önemli bir kararı sadece sürüsü için verdiğini kendine defalarca söyledi. Sürünün, alfaların güvenliği içindi hepsi. Kendi çıkarına olacak hiçbir isteği yoktu. Fakat yine de Heeseung ile evlenme fikrine soğuk bakamıyordu.
Bunu kabul ettiği için kendine büyük bir öfke duydu. Heeseung'un tek amacının zaman kollamak olduğunu çok iyi biliyordu. Jake'i ve sürüsünü yok edebilmenin zamanını bekliyordu enigma. Bunu yapabilmek için de Jake'e oldukça yakın durmalıydı.
Hem ona istediğini veriyordu hem de ondan istediğini alacaktı Jake. Gerçek bir evlilik bozulamazdı. Böylece onu kendi bağlarından öte bir bağ ile kendi yanında tutacaktı. Belki de Lee Heeseung'u tüm bunlardan vazgeçirmenin yolunu bulurdu bu sırada.
"Düğüne kadar birbirinizi görmemeniz gerekiyor. Peki o kendine düşen şeyleri eksiksiz yapacak mı?" dedi Jay.
"Yapmak zorunda. Soyadımı değiştiriyorum. Benim için her şeyi yapmalı."
Jake homurdanarak konuştuğunda Jay gülümsemişti. Jake onlara evlenme işine hazır olduğunu ilk söylediğinde neredeyse kriz geçireceğini hatırlıyordu. Şimdi çoktan üzerinden bir hafta geçmişti.
"Niki nerede?" dedi Jake.
"Salonun hazırlığını yapıyor. Nedense evleneceğin için çok mutlu. Seni o dizilerdeki karakterlerden biri zannediyor galiba."
Jake gülerek başını salladı. "Dizi izlemesini yasaklamalıyım."
Jake'in sözü biter bitmez kapı çalındığında ikilinin dikkati o yöne kaydı. Binada çalışan alfalardan biri içeri girdi ve Jake'in önüne bir liste bıraktı.
"Yiyecek listesi ve tören malzemelerini hazırladık. Onayın gerekiyor, Jake."
Jake listenin altına kendi mührünü basıp listeyi alfaya verdi. Bu listeleri incelemek istemiyordu. Kendini bu işe bu kadar kaptırmak, ölen kurtlara saygısızlık olurdu.
"Teşekkür ederim Jayden. Çıkabilirsin."
Jayden, ikilinin önünde hafifçe eğildikten sonra odadan çıktı. İş artık gerçek anlamda ciddileşiyordu. Listeler hazırdı. Davetiyeler gönderilmişti. Haber etrafta büyük bir merak uyandırmıştı. Jake, Seul sürülerinin genç liderleri arasında ilk evlenen olacaktı. İlk günden bu yana tebrik mesajları gelmeye devam ediyordu.
"Heeseung için takım seçmeye gitmeliyim. Onun benim için seçtiğini de denemem gerekiyor." dedi Jake.
Evliliğin ilk kuralı, tören gününe kadar birbirlerini görmeden bir hafta geçirmeleri anlamına geliyordu. Jake her şeyin kurallara göre olmasını istediği için ikili bu kurala uyuyorlardı. İkinci olarak birbirleri için düğün kıyafeti seçeceklerdi. Bu törenle alakalı değildi fakat bir gelenekti. Jake'in babası, annesinin onun için seçtiği takımı ölene kadar saklamıştı. Annesininki ise annesi ile birlikte yakılmıştı. Babası elbisenin onda yaşattığı duygulardan ötürü yakılmasını istemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BITE ME {HEEJAKE}
FanfictionBir kehanet bu, Sim Jaeyun. Her ne kadar sen inanmasan da bizi bir araya getiren şey kaderin oyunu.