Her yıl düzenlenen festivaller artık başlamıştı. Bugün orada bulunan neredeyse herkes için yılın en önemli günüydü. Alfalar kendilerini kanıtlayabilecekleri turnuvaları tüm yıl boyunca dört gözle beklemişlerdi. Omegalar sürünün en yaratıcıları olduklarını gösterebilecekleri kullanışlı eşyalarını bir yılda üretmişlerdi. Betalar leziz yemeklerini bugüne yetiştirebilmek için çok uğraşmışlardı. Ve işte, bahar festivali başlamıştı.
Kasaba rengarenkti. Her yer çiçeklerle, çeşit çeşit kuşaklar, flamalarla süslenmişti. Turnuva başlamadan önce yemek ve hediyelik eşya standları kurulmuştu. Sürü her zaman olduğundan daha canlıydı. Hem diğer sürülere kendilerini kanıtlayabilmek için hem de sürü liderleri yeni evlendiği içindi.
Jake'in bir alfa ile evlenmesi aslında ilk başta pek hoş karşılanmamıştı. Normal olan bir alfa ve bir omeganın evlenmesi iken sürü lideri kendisinden cüsse olarak daha büyük bir alfa ile evlenmişti. Bu bir yana, bir de ona bağlanmıştı. İnsanlar bunun mümkün olup olmadığını evlilik ilk duyurulduğunda uzun bir süre tartışmışlardı. Heeseung'un casus olduğu görüşünde bir sürü kurt vardı. Fakat Lee Heeseung fazla mükemmeldi. Düğün olmadan önceki hafta hem gücü hem de zekası ile kendini kanıtlamış, üstelik insanlara güler yüzle yaklaşmıştı. Onlara kendini sevdirmiş, çocukların kahramanı olmuştu.
Jake onun her şeyde nasıl bu kadar iyi olduğunu sorgulamıştı uzun bir süre. Fakat insanların Heeseung'a karşı iyi bir tavır takınmaları hoşuna gidiyordu. Bunu pek dile getirmek istemese de o kabul edilen biri olmak isterdi her zaman. İnsanların gönlünü hoş tutmak, sevilmek isterdi. İyi bir lider olmak ve öyle de görülmek için çok çabalamıştı. Diğerleri ona saygı duyuyordu. Jake bunun kocası nedeniyle yıkılmasını istemiyordu. Heeseung'un bu konuda çabaladığını görmekten mutluydu.
Öte yandan ilk geceleri geçeli sadece bir gün olmuştu. O ateşli geceden sonra Jake, Heeseung ile yakın durmaktan biraz çekiniyordu. Lee Heeseung'a karşı inanılmaz bir çekimi vardı. Vücudu her daim onun yanında olmak için çıldırıyordu resmen. Bu Jake'in odağını bozuyordu. Aklına devamlı o gecenin görüntüleri geliyordu. Kontrolünü kaybedip Heeseung'u yatağa atma gibi düşüncelere sahip olmamak için onu pek görmemeye çalışıyordu. Bu biraz zordu çünkü Heeseung onun tam tersi davranıyordu. Jake nereye giderse oradaydı.
Kurtların ana binasına bile onunla gelmişti. Festivalin son hazırlıklarına yardım etmiş, diğer alfalardan övgüler kazanmıştı. İnsanlar ona saygı duyarken Niki, Jake ve Jay ağızları açık bir şekilde onu izliyorlardı. Heeseung sanki yıllardır bu sürünün bir parçasıymış gibi davranıyordu.
Festivalin ilk günü yani turnuva gününde de Heeseung yine Jake'in yanındaydı. Onunla birlikte onun ofisinde oturuyordu. Bir nevi ona göz kulak oluyordu. Jake Heeseung'un bunu yapma nedenini çözememişti. Kendisinden ne istediğini bilmiyordu. Muhtemelen bu da hain emellerinin bir parçasıydı.
Jake, Heeseung'un amacını çözmek için biraz olsun bile ilerleyememişti. Delirecekti. Heeseung hakkında tek bir bilgi bile öğrenemiyordu. Adam resmen sır küpüydü. Tek bir açık bile vermiyordu. Jake uğraşıyordu ama nafile.
"Biz ne zaman festivali gezmeye gideceğiz?" dedi Heeseung. Jake'in masasındaki kağıtları karıştırmakla meşguldü. Jake onun ne aradığını bilmiyordu. Pek onun tarafıyla ilgilenemiyordu çünkü betaların eğitim sonuçlarının değerlendirmesini yapmakla uğraşıyordu.
"İşim birazdan biter. Sen gitmek istiyorsan şimdi gidebilirsin. Turnuva zamanı arenada buluşuruz."
Jake'in gözü raporlardaydı. İstatistikleri iyi olan birkaç kişiyi çoktan işaretlemişti bile.
"Beta mı? Neden betaları eğitiyorsunuz?" diye sordu Heeseung merakla. Jake'in bedenine doğru eğilmişti. Vücudunu arkadan ona yaslamıştı. Jake ise bu ani yakınlaşmayı beklemiyordu. Bu yüzden kısa bir süre afalladı. Heeseung'un feromonları burnuna doldu. Koku içine işlerken vücudunun kontrolünü elinde tutmak zordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BITE ME {HEEJAKE}
FanficBir kehanet bu, Sim Jaeyun. Her ne kadar sen inanmasan da bizi bir araya getiren şey kaderin oyunu.