| 9 |

143 16 0
                                    

"Gece ne kadar karanlıksa,
yıldızlar o kadar parlaktır."
~

Prens Taehyung'un kralın kollarında bayıldığı o gecenin sabahına Jeon malikanesinde büyük bir kaos hakimdi.

Jungkook prensi kollarında getirdiğinde babası büyük bir telaşa kapılmış ve prensi hemen Kral Kim'e teslim etmesi konusunda Jungkook'la büyük bir tartışma yaşamıştı. Aynı tartışma sabaha kadar sürmüş, Jungkook babasına haddini sertçe bildirene kadar da devam etmişti.

Şimdi ise kendi odasında, prens kendi yatağında yatarken oturduğu koltukta gözlerini kapatarak dinleniyordu. Biraz yalnız kalıp düşünmeye ihtiyacı olsa da buna hiç fırsatı olmamıştı.

Taehyung yattığı oldukça yumuşak yatakta gözlerini açtığında beynine şimşekler çakmış gibi hızla ayaklanmıştı. Karşısındaki koltukta gözleri kapalı krala dehşet içinde bakarken ağzından kelimeler çıkmıyordu.

"Dinlen, yaran akşama iyileşmiş olur."

Jungkook gözleri kapalı olsa da odadaki hareketliliği tabi ki hissetmişti.

"Benim-" Taehyung sesinin pürüzlü ve çekingen çıktığını fark eder etmez boğazını temizleyip cümleyi yeniden kurmuştu.

"Benim burada ne işim var ve Sven nerede?"

Kral başını ağır hareketlerle koltuktan kaldırıp gözlerini karşısındaki prense sabitledi.

"Burada ne işiniz var siz söyleyeceksiniz prensim ve hizmetkarınız alt katta bir odada."

"Ona bir şey yapmadın değil mi? Bana bak! Eğer onun kılına zarar gelmiş olsun başına yıkarım burayı!"

Taehyung ne yaptığından habersiz kralın üzerine yürürken Jungkook'ta herhangi bir mimik değişimi olmamıştı.

"Demek saygı ifadelerini bir kenara bıraktık."

"Min Yoongi'yi görmek istiyorum."

Prens aile isimlerini kullanmayı kendine alışkanlık haline getirdiğinden hizmetkarının adını öylece söyleyivermişti. Yaptığı hatayı anladı ancak çok geç kalmıştı.

"Min Yoongi demek. Min ailesinin sadık olduklarını duymuştum."

"Nerede o?"

Kral Javier prense cevap vermeyip oturduğu yerden kalktı. Taehyung ile arasındaki mesafeyi en aza indirdiğinde alıp verdiği nefesi yüzünde hissediyordu.

"Kendin için endişelenmelisin Taehyung."

Ve geri çekilirken bir şey söylemeyi unutmuş gibi konuşmasına devam etti.

"Ah, beni yanlış anlama lütfen. Sen saygı ifadelerini kaldırdığın için böyle konuşuyorum."

Taehyung derin bir nefes alıp mantıklı düşünmeye çalıştı. Önce nabzını kontrol altına almalıydı. Bu denli öfkeyle hareket ederse kralla anlaşamazdı. Üstelik ona isyan gecesinde neden orada olduğunu da söyleyemezdi. Berbat bir durumdaydı. Kendi topraklarında ne olduğundan ise haberi yoktu. Namjoon'u zor bir durumda bırakmamış olmayı umuyordu.

Dark & Wild /TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin