"Ruhları ışıktan hoşlanmayanların gözleri, karanlıktanda kamaşır."
~Prens boynunda hissettiği dişlerle titreyen bacaklarına engel olamazken bu anın biraz daha uzun sürmesini diledi. Karanlığın hüküm sürdüğü gecede düşman topraklarında kralın dişlerinin verdiği hazzı biraz daha hissetmek istedi. İçinde bulunduğu durumda kim olduğu, nereye ait olduğu umurunda değildi. Kendini arkasında duran krala doğru bastırdığında ne yaptığının da gayet bilincindeydi.
Jungkook prensin etkilendiğinin farkındaydı ancak bu hamlesini de beklemediği aşikardı. Dişlerini, tadına bayıldığı esmer boyundan çekip sıkıca tuttuğu kolu bıraktı. Bu hareketiyle prens kayaya yaslandığı vücudunu krala çevirdi.
Kral Javier karşısındaki manzaradan gözlerini alamıyordu. Prensin boynundan akmakta olan kan damlalarının kendisinin hediye ettiği kırmızı elmasa doğru süzülüşünü izlerken yutkundu. Giydiği gömlek yüzünden açıkta kalan göğsünde eşsiz bir duruşu vardı. Dolunayın aydınlattığı esmer teni, kırmızıya dönmüş ela gözleri...
Kim Vivian, tam şu anda Jungkook'a hayat veriyordu.
Kral, prensin dudaklarına uzanmak istediğinde hiçte beklemediği sert bir yumruğu yüzünde hissetti. Boş bulunduğundan canını oldukça acıtan güçlü yumruğun sahibine inanmazca baktı.
"Taehyung?"
"Sen kendini ne zannediyorsun?"
Jungkook kendinden beklenmedik şekilde davranıyordu. O, hiçbir durumda kontrolünü kaybetmez, baskı altında bile parlak zihni çalışmayı bir an olsun durdurmazdı. Ancak prensin karşısında tam bir aptala dönmüştü. Prens ne kadar etkilendiyse, onu ısırmaktan da aynı şekilde etkilenmişti Jungkook.
Prens kralın bu boşluğundan faydalanmakta herhangi bir sakınca görmedi.
"Sen kendinin herkese hükmedebilecek bir tanrı olduğunu mu zannediyorsun?"
Taehyung kendisinden birkaç adım uzaklaşmış krala doğru adımlarken konuşmasına devam etti.
"İsyandan kaçmış olmam, beni yakalaman, tehdit etmen, isteklerini sıralaman... Jungkook, benim sana itaat edeceğimi mi sandın?"
Jungkook tıpkı kendisi gibi safkan olan vampirin eladan kırmızıya dönmüş gözlerine bakarken toparlandı. Kendinden bu denli taviz vermeye alışkın değildi.
"Etmiyor musun?"
"Sana haddini bildireceğim."
"Lütfen benim kullandığım yolu tercih et." Dedi kral. Gözleriyle prensin boynundaki kanları işaret ederek.
Taehyung bu oyunu kralın kurallarıyla oyamaya karar vermişti. Ellerinden birini boynuna çıkarıp parmağını ısırık izine dokundurdu. Parmağına bulaşan oldukça açık renkteki kanı karşısındaki kralın gözlerinin içine bakarak dudaklarının arasında aldığında konuştu.
"Bundan hiç şüpheniz olmasın kralım."
Jungkook hata yaptığını hissetse de bunu belli etmedi. Prensi hafife almak, onu parmağında oynatacağını sanmak hataydı. Prens en az kendisi kadar kurnazdı. Öyle ki kendi kanının tadına bakarken gözlerinin içine bakmasının başka açıklaması olamazdı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark & Wild /Taekook
General FictionJeon Javier ve Kim Vivian'ın aşk hikayesi... Vampire Semekook