| 11 |

178 21 4
                                    

"Günah, yasak olduğu için acı vermez. Acı verdiği için yasaktır."
~

Taehyung kralla yediği yemeğin ardından daha fazla sorun yaşamadan kendi topraklarına dönmüştü. Döner dönmez Namjoon'un soru yağmuruna maruz kalmış, başından geçenleri fazla detaylı olmamak şartıyla anlatmıştı. Tabi ki bu detaylara kralın onu öpmesi ve bu öpücüğü hatırlatması da dahildi. Oldukça büyük bir azarlama bekleyerek babasına habersizce ortalıktan kaybolmasının hesabını vermişti. Ancak düşündüğü gibi olmamış Kral Kim, oğlunun ortadan kaybolmasını pekte umursamamıştı. Onun bu tavrı Taehyung'un daha da kinlenmesine sebep olmuştu. İşte tam da bu yüzden şu anda kendi odasında ağabeyi ile kralla yaptığı anlaşmayı konuşuyordu.

"Taehyung kendi topraklarımızı Kral Jeon'a mı satacağız?

Prens Owen'ın şaşkın sesi odada duyulduğunda Taehyung hemen reddetti.

"Hayır satmayacağız. O yalnızca kaybettiği topraklar hakkında bilgi almak istiyor. Birde o hanları kullanarak ticaretine devam etmek."

"Bunlar ne anlama geliyor, anlayamıyor musun?"

"Hyung başka çarem yok. İsyanları yönettiğim babamın kulağına giderse beni öldürür. Biliyorsun."

"Taehyung kralın senden istediği öyle basit ve masum bir şey değil."

"Biliyorum ama başka çarem yok."

"Sana dikkatli olmanı söylemiştim. Sen gitmişsin düşmanımızın topraklarına sığınmışsın."

"Başka seçeneğim vardı da ben mi tercih etmedim. Kaçmasaydım ellerim bağlı saraydan içeriye girişimi izlerdin."

"Başka bir yol bulmalıyız."

"Bulamayız."

Taehyung ağabeyinin endişeli ve çaresiz yüzünü inceledikçe vicdan azabı çekmeye başlıyordu. Ancak başka çaresi de yok gibi görünüyordu. Bu işi en kısa zamanda halletmeliydi.

"Hem sende bir an önce tahta geçmek istemiyor musun? Biraz hızlandırmış oluruz bu işi."

"Evet kendi babamıza karşı Kral Javier'la iş birliği yaparak hızlandırmış oluruz Taehyung aynen"

Prens bu sözlere karşı cevapsız kalırken kendisi için endişelenmiyordu. Kendisi bu topraklara ihanet etmeye başlayalı çok olmuştu. Ancak ağabeyi için yeni olan bu durum muhtemelen onun uykularını kaçıracaktı. Asıl endişelendiği oydu.

"Başıma bir iş gelirse senin adını dahi geçirmeyeceğim."

"Sence umurumda olan şey bu mu?"

"Hyung elimden başka bir şey gelmiyor. Eğer Kral Jeon'la anlaşabilirsek bir dostluk kurabiliriz."

"Söylediğine önce kendin inan."

Taehyung oflayarak kendini yatağa bıraktı. Hem yaşadıklarından hem de bu konuşmanın gerginliğinden kasları öyle bir ağrıyordu ki yumuşak yatağa yatmış olması bu ağrıları yalnızca daha da çok arttırmıştı.

Namjoon ise durum değerlendirmesi yapıp düşüneceğini söyleyerek odadan ayrıldı. Prens yalnız kaldığında aklına düşen anlar için utanç duyuyordu.

Kralla öpüşmesi ve onun bunu yüzüne karşı söylemesi... Ah, o kadar utanç vericiydi ki. Yer yarılsa da içine girsem diye düşünüyordu. Üstelik bu anların sürekli zihninde dolanması da yeterince adiceydi.

•••

Aradan geçen günlerin sonunda Kral Javier ağabeyinin şehirdeki yönetimini ilan ettiğinde halk yüksek bir tepki göstermemişti. Bunu Seokjin'in her zaman sevilen bir prens olmasına bağladı Jungkook. Ancak babası için aynı şey tabi ki söylenemezdi. İkili yönetim lafını duyar duymaz evi birbirine katmış, kati suretle karşı çıkmıştı. Yine de çabaları bir işe yaramamış ne Jungkook ne de Seokjin verilen karardan vazgeçmemişti. Kısa bir süre sonra Jungkook'un isteği üzerine Prens Luis malikaneden ayrılmış şehre yerleşmişti. Bundan sonra kimin dost kimin düşman olduğu belli olacak sıkıntılı günler başlıyordu.

Dark & Wild /TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin