Bölüm 16 - Karşılama töreni

93 9 35
                                    

》Buhara《

İyice inceler. Çok dikkatlice bakar. Tahtın üstünde oturmuş, kara kara düşünüyor.

Zeren: ,,Yine mi onu düşünürsün?"

Zeren yaklaşır. Seferiye gözlerini zihgirden ayırıp Zeren'e bakar.

Seferiye: ,,Kim olduğunu merak ederim. Lakin hiç bir iz bırakmadı. Zihgirinde ve pusatlarında bile..."
Zeren: ,,Olan oldu Seferiye, gayrı sıkmayasın canını."
Seferiye: ,,İtibarımız yerle bir oldu Zeren. Babam da bana eskisi kadar itimat etmez."
Zeren: ,,Olur mu öyle şey? Eğer itimat etmeseydi şuan onun vekili olarak bu tahtın üzerinde oturuyor olmazdın. Onunkisi yalnızca geçici bir kızgınlık. Hele Ani'ye gidip gelsin..."
Seferiye: ,,İnşaallah, Zeren... Acaba varmış mıdır Ani'ye?"
Zeren: ,,En geç gece vakti varır oraya."

Seferiye tekrar zihgire bakar.

Seferiye: ,,Ne pahasına olursa olsun seni bulacağım, Cihangir."
Zeren: ,,Atan dahi peşini bıraktı onun, sen hâla ne diye bulmak istersin?"
Seferiye: ,,Cezasını çekmeli Zeren. Nerede görülmüş itibarımızı sarsanın sağ kaldığı?"
Zeren: ,,Ne edeceğiz peki?"
Seferiye: ,,Madem Cihangir'in gözü Ani'nin üzerinde... O vakit biz de Ani'yi gözetleyeceğiz. Cihangir'i belki bu şekilde bulabiliriz."
Zeren: ,,Nasıl olacak bu?"
Seferiye: ,,Ben oyunumu çoktan kurdum Zeren. Bekle ve gör..."

-------------------------------------------------------

》Horasan, Merv obası《

Çağrı Bey elindeki mektubu kenara koyar.

Süleyman: ,,Ne yazar, baba? Ne demiş ablam?"
Çağrı: ,,Karmatiler, Büst şehrini kuşatmışlar. Şehverim yardım ister."
Alparslan: ,,Ne dururuz? Tez gidelim. Gazne sultanı Mevdut vefat ettiğinden beri ablam devletin yükünü kendi başına omuzlanır."
Çağrı: ,, Tahtın naibi kızım ile yeni Gazne sultanı torunumu yalnız bırakmayacağız elbet. Süleyman, tez alplardan bir ordu kurup ablanın imdadına koşasın."
Süleyman: ,,Buyruk senindir beyim."
Alparslan: ,,Müsadenle ben de Süleyman ile gitmek isterim beyim."

Karaca ve Gevher bir şey demeden konuşulanları dinlerler.

Selcan: ,,Sen daha dün vazifeden döndün oğul. Çok yoruldun. Bırak, Süleyman halletsin."
Alparslan: ,,İyiyim ben, yorgunluğum geçti. Ablam zordayken ben burada elim kolum bağlı bekleyemem."
Çağrı: ,,Öyle olsun... Ordunun başında Süleyman olacak, sen de ona destek olacaksın."
Alparslan: ,,Buyruk senindir beyim."

2 kardeş hazırlanıp orduyu kurarlar. Acelece yola koyulurlar.

Büst şehrine vardıklarında Karmatiler Büst'e girmişlerdi bile. Gazne ordusu yenilmek üzereydi. Melik Süleyman'ın emriyle Selçuklu ordusu Karmatilerin üzerine yürür. Büyük bir savaş çıkar. Gazne ordusu ve Selçuklu ordusu bir araya gelince Karmatilerin hakkından gelirler. Alparslan ve Süleyman, nihayet Büst şehrine, sarayın bahçesine kadar girerler.

Süleyman: ,,Saldırın yiğitler!"

Karmatilerin başı, çaktırmadan kılık değiştirip kaçar. Selçuklu ordusu ve Gazne ordusu, kalan son karmatilerle vuruşurlar.

Süleyman karmati askerlerinden birinin kılıcını düşürür.

Alparslan: ,,Dur Süleyman! O bize canlı lazım!"

Süleyman tam karmati askerini öldürecek iken durur. Alparslan karmati askerine yaklaşır.

Alparslan: ,,Başınız kimdir? İplerinizi kim tutar? Kime köpeklik edersiniz? Konuş!"

Karmati askeri susar. O sırada Begim Şehver Sultan da saraydan çıkar ve gardaşlarına yaklaşır.

Alparslan: ,,Ya imdi güzellikle konuşursun, ya da..."

AlpSef: Nefret etme, çok seversin...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin