Bölüm 50 - Zorla güzellik olmaz

180 6 8
                                    

》Ani《

Mara Hatun kaleye girip koridorlan kendi odasına doğru yürür. Epey vakit oldu dışarıya çıkalı. Hava kararmadan evvel Tüccar Marko'nun, yani Hüseyin ustanın dükkanına uğrayıp mektup bırakmıştı. Ardından Ani'nin sokaklarını gezmişti ve hava kararmıştı. Alexander ile evlenecek olması onu baya bir bunaltmıştı. Mara kendi odasına girecek iken prensesin sesini işitir.

Flora: ,,Nerdesin sen bütün gün, Mara?"

Mara arkasını dönüp Flora'ya bakar.

Mara: ,,Ben biraz pazarı gezdim."
Flora: ,,Görürüm ki elin boş dönmüşsün."
Mara: ,,Prensimize layık bir hediye alacak param olmadığı için..."

Flora, Mara'nın ellerinden tutar.

Flora: ,,Dert ettiğin şeye bak. Bana niye söylemiyorsun? Düğün için bütün hazırlıkların sorumluluğu bende. Yarın pazarları, dükkanları beraber gezeriz. Sen de abime dilediğin hediyeyi alırsın."
Mara: ,,Çok kibarsınız. Ama ben... Ben bunu kabul edemem. Kendi kazancım ile yapmam gerek bunu."
Flora: ,,Yapma ama böyle. Sen de artık ailemizdensin. Ben de tam olarak bu yüzden seni arıyordum. Babam seni yakından tanımak ister."

Mara çekingen bir bakış atar.

Mara: ,,Babanız mı?"
Flora: ,,Evet. Senin gelmeni bekliyor o da."
Mara: ,,Çok özür dilerim, prensesim. Tekfur hazretlerini de bekletmiş oldum. Ben şimdi nasıl onunla..."
Flora: ,,Korkma, babam anlayışla karşılar bunu. Sana verdiğim bu güzel elbise hazır üzerindeyken gel."
Mara: ,,Peki."

Mara ve Flora beraber taht odasına girerler. Flora başı dik, Mara başı eğik ilerler. Prenses, kardeşinin yanında yerini alırken hizmetçi kız ortada kalıp eğilir Grigor'un karşısında. Başını bir an olsun kaldırmaz. Kekavmenos, Alexander ile Flora, tekfuru ve hizmetçiyi öylece izlerler.

Grigor: ,,Kaldır başını."

Mara tekfurun emrine uyup başını kaldırır ve tekfura bakar.

Grigor: ,,Mara... Tüccar Marko'nun oğluma verdiği doğum günü hediyesi..."

Tekfur Grigor, oturduğu tahttan kalkıp Mara'ya yaklaşır.

Grigor: ,,İtiraf etmeme izin ver, sadece oğlumu değil, beni de etkiledin. Hakkında güzel şeyler duydum."

Mara başını sallar sadece.

Grigor: ,,Neden konuşmuyorsun?"
Mara: ,,Sizden müsade almadan nasıl konuşabilirim ki?"

Grigor gülümser.

Grigor: ,,Seni gerçekten iyi eğitmişler. Ama bu kadar çekingen olmana gerek yok. Sonuçta yarın ailemize dahil oluyorsun, öyle değil mi?"
Mara: ,,Ben... Ben ne diyeceğimi bilemiyorum, tekfur hazretleri. Benim gibi birini oğlunuza layık buldunuz. Size ne kadar teşekkür etsem az."

Mara Hatun, tekfurun önünde diz çöker.

Mara: ,,Lütfunuza müteşekkirim, tekfur hazretleri."

Grigor kısa bir müddet bakakalır. Ardından konuşmaya devam eder.

Grigor: ,,Ayağa kalk."

Bunun üzerine Mara ayağa kalkar. Alexander, Flora ve Kekavmenos mutlu bir yüz ifadesiyle onları seyretmeye devam ederler.

Grigor: ,,Oğlumun kıymetlisi benim de kıymetlimdir. Sen artık benim gelinimsin. Yarın bu kalede hak ettiğin makama kavuşacaksın. Ama sana nolur nolmaz sormak istediğim bir şey var."
Mara: ,,Sizi dinliyorum."
Grigor: ,,Bu aileye uyum sağlayacabileceğine inanıyor musun gerçekten? Flora uyum sağlayabileceğine inanıyor. Peki ya sen? Sen buna inanıyor musun?"
Mara: ,,Tekfur hazretleri, ben..."
Grigor: ,,Çekinme. Düşüncen neyse söyle."

AlpSef: Nefret etme, çok seversin...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin